Moda özellikle -21. yüzyıldan başlayarak- cinsiyet normlarının sınırlarını zorlayan öncü disiplinlerden biri. Koleksiyonlara üniseks kıyafetler dahil oldukça ve podyumda yürüyen androjen modellerin sayısı arttırkça; toplumsal cinsiyet diyaloğu doğal bir ivme kazandı. “Erkek adam bunu giyer mi?” benzeri önyargılar yerini; “Ne istersem onu giyerim” deme özgürlüğüne bıraktıkça bu değişim podyumları aşıp kültürel bir fenomene dönüştü. Artık tüketiciler olarak kapsayıcılığın modada bir PR malzemesi olmaktan çıkıp somutlaşmasını, bir değere; ürüne dönüştüğünü görmek istiyoruz. Ne giyeceğimizi, hangi segmenttin bize daha çok yakışacağını kendimiz seçmek istiyoruz. Peki lüks moda markaları bu dönüşümü nasıl yorumluyor?
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim