İçerik tüketicilerinin geleneksel medya kanalları ile olan ilişkileri ve etkileşimleri dijital devrimle birlikte değişim gösterdi. Özellikle de genç jenerasyon moda tüketicileri arasında. Sinemaya gitmek, basılı dergi satın almak gibi alışkanlıklar her ne kadar devrimin döngüsel hareketinde tekrar yerini bulmakta ve değerlenmekte olsa da, çağımızın satış ve sonuç odaklı dünyasında yeni mecralarda iş birliği ve pazarlama teknikleri geliştirmek şimdinin öne çıkan stratejisi olmakta. Ekran karşısında- sosyal medya veya dijital platformlar- geçirilen zaman birçok alışkanlığın üzerinde seyrediyor. Bu da değişen medya düzeninde organik olarak yeni birliktelikler ve fırsatlar doğuruyor. Zaten moda markaları için televizyon ve sinema tarih boyunca en güçlü pazarlama araçlarından biri olagelmiştir. Endüstride, marka bilinirliği sağlama, ürün yerleştirmelerle birlikte satış yönetebilme ve lisans anlaşmaları gibi stratejiler uzun zamandır yürütülmekte. Mesela ünlü tasarımcı Tom Ford, Bond filmlerinden “Spectre”de Daniel Craig’i giydirip, filmdeki karakterin gardrobundan ilhamla bir kapsül koleksiyon çıkartmış, Prenses Diana’nın, moda arşivlerine giren meşhur koyun figürlü kazağının replikasini yapan marka Rowing Blazers da, aslında bambaşka bir pazarlama stratejisi planlarken dizinin 4.sezonunun yayınlanması ve genç Diana’nın Galler Prensesi olmadan önce sarayda “o” kazakla görülmesinden sonra kazak yok satmış, birçok dergi ve sitede konu edilerek anında büyük bir bilinirlik sağlamıştı. Bir başka dizi ve moda iş birliği ise New York merkezli Halston modaevinin Netflix mini serilerinden referanslı ve markanın kurucusu Roy Halston Fenwick’den ilham alan bir kapsül koleksiyon lansmanı ile gerçekleşmişti. Halston’ın web trafiğinde, serinin yayınlanmasını takip eden ayda, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 bin 200, satışlarında da yüzde 631 oranında artış raporlandı. Sınırlı sayıda ürettikleri gece elbiseleri kapsül koleksiyonu da Saks Fifth Avenue ve Neiman Marcus mağazalarıyla birlikte Halston’ın kendi e-ticaret sitesinde yüzde 81 lik bir satış oranına ulaştı. En son olarak da geçtiğimiz haftalarda Shondaland yapım şirketi ve Netflix, dönem draması “Bridgerton”dan ilham alan bir ayakkabı ve aksesuar koleksiyonu için lüks ayakkabı markası Malone Souliers ile anlaştılar. Koleksiyonun, yayınlanmaya başladığı günden itibaren moda trendlerine etkisi anında görülen dizinin ikinci sezonuyla birlikte eş zamanlı olarak çıkması planlanıyor. Moda markalarının ve yapım şirketlerinin günden güne yeni medya platformlarıyla iş birliği projeleri geliştirmeye daha da önem verecekleri aşikar. Markaların bu strateji ile bir anda ulaşabildikleri tüketici sayısı diğer mecraların etkililiğinin çok üzerinde. Bu denklemde yapım şirketleri de oldukça avantajlı çıkıyor ve moda markalarıyla iş birlikleri sayesinde şovlarının kültürel diyalogda yer bulmalarını sağlamış oluyorlar. Ve izleyiciler için serilerin yayınlanması bittikten sonra da içeriği tüketmek için farklı alternatifler ve fırsatlar sunmuş oluyorlar.
27.08.2021 04:30
Ekran modası
Moda markaları için bir televizyon serisinde veya filmde kıyafetlerinin, aksesuarlarının görülmesi paha biçilmez bir vitrin. Marka bilinirliği sağlama, ürün yerleştirmelerle birlikte satış yönetebilme ve lisans anlaşmaları gibi stratejiler yeni medya düzeninin en güçlü pazarlama araçları arasında yerini almakta
En çok arzulanan ve en çok korkulan işi aldı
20 Aralık 2024
Wicked: İyi stil seçimi bir filmi nasıl ‘uçurur’
13 Aralık 2024
Modanın en ‘çarpıcı’ gecesi
06 Aralık 2024
Podyumu icat eden dahiler
29 Kasım 2024
Her zaman çağının önünde gitti
Tüm Yazıları
22 Kasım 2024