03 Mayıs 2024, Cuma Gazete Oksijen
08.03.2024 04:30

Paris: Avangart ve sofistike

Paris Moda Haftası’nda yer alan sonbahar/kış 2024 koleksiyonlarında inovasyon, zarafet ve cesaret vardı

İkonik modaevlerinden yeni avangart tasarımcılara kadar sektörün geniş bir tasarım yelpazesini sergileyen Paris Moda Haftası, küresel takvimdeki prestijli mirasını koruyor. Endüstri yeni trend ve tasarımlarla dolu yoğun bir ayını geride bırakırken, moda haftalarının son durağı Paris’te nelerin öne çıktığına bakıyoruz.

Hermès

Maceralı bir yolculuk

Sofistike ve prestijli lüks markalar arasında başı çeken Hermes, modaevinin kuruluş yılı 1837’den beri süregelen kültür mirasını koruyarak her sezon çağdaş kadın profilini yeniden yorumluyor. Nadège Vanhee-Cybulski‘nin kreatif direktörlüğündeki Sonbahar/Kış 2024 koleksiyonu da anlatısının merkezine ‘The Rider’ olarak kişileştirilen Hermès kadınını konumlandırıyor. Binicilik mirasını deri ve lüks ile harmanlayan modaevi ister kırsal alanda ata binen, ister Paris sokaklarında motosikletle gezen, bir yolculuk macerasına çıkan kadının deneyimini Garde Républicaine’de gerçekleşen defile notunda sinematografik bir anlatımla betimliyor:
“Bazen grenli, bazen parlak, her biri asla durgun olmayan hayatın natürmortları olan bir dizi fotoğraf. Kadının hareket anları sonsuza dek bir anda donuyor. Taksi çağırıyor. Saatini kontrol ediyor. Bir su birikintisi adacığı üzerinden geçiyor. Yakasını ve eteğini fermuarlıyor. Ceketinin düğmelerini ilikliyor ve yağmurluğunun iplerini sıkıyor. Pürüzsüz, esnek deri, dayanıklı fitilli kumaş, yumuşak kaşmir ve fitilli kadife ile günü karşılayarak, olumsuz hava koşullarına meydan okuyor. Kruvaze, yüksek bel veya diz üstü kesimlerle.. Kırsal bir yolda veya kalabalık bir köşede. At veya motosiklet üzerinde, sağlam botlar ve eyere benzeyecek şekilde tasarlanmış çivili motorcu ceketi giyiyor.”


Dışarda tüm gün hiç dinmeyen bir yağmurun eşlik ettiği defile mekanına girildiğinde, podyumun set tasarımı da sokakların ıslak görünümüne sahipti. Metal ızgaralar podyumun başından sonuna uzanıyordu. Defilede tavandan metal ızgaralara yağan bir yağmur ile başladı. Koleksiyona klasik lüksü modern bir çizgiyle harmanlayan siyah, koyu kahverengi, Hermés’in ikonik étoupe grisi, haki ve bordo gibi kontrastlardan oluşan sonbahar tonları hakimdi. Yüksek kaliteli deri işçiliğini, traşlı kürk, şal yaka ve bedene oturan binicilik silüetleriyle birleştiren Hermès aynı zamanda ikonik çanta klasiklerini yeni yorumlarla harmanlayarak zarif bir seçki sundu. Çantalar elde veya sanki yağmurdan korunmak için vücuda yakın sıkıca tutulurken, bazıları da konforu ve zarafeti vurgulama adına kemer şeklinde kullanılmış.


Koleksiyonda dikkat çeken, bel kısmı büzgülü ipek elbiselerse sert ve güçlü olarak algılanan biniciliğe yumuşak bir yorum getirmekteydi. Bu koleksiyonla Hermès gösterime sunduğu her bir parçayla ‘The Rider’ ruhunu en sofistike haliyle temsil ediyordu. Benzersiz işçiliğiyle de günümüzün çabucak tüketilen tasarım ve trendleri yerine zamansız zarafetin albenisini bir kez daha vurguladı.

Chloé

Maziyle bugün arasında köprü

Sonbahar/Kış 2024 ‘Intuition’ koleksiyonu, ilk defilesini sunan kreatif direktör Chemena Kamali’nin rehberliğindeki Chloé’nin, bohem köklerine dönüşünü vurguladı. Kamali’nin şovu Karl Lagerfeld’in Chloé için tasarladığı 1977 yılı ‘Musketeers’ koleksiyonunun modern bir yorumunu sergiledi.

Koleksiyon, markanın mirasını çağdaş bir çizgiyle harmanlayarak ruhani bir his uyandıran dökümlü elbiseler, volanlı ve dantelli bluzlar sundu. Bu romantik estetik; rugan çizmeler, zımbalı ayakkabılar, pelerinler, pantolonlar ve püsküllü ceketler gibi modern unsurlarla tezat oluşturarak koleksiyona dünyevi bir dokunuş kattı.


Aksesuarlar koleksiyonda önemli bir rol oynadı. Modellerin bellerine asılan altın isim plakalı “Chloé” kemerler ve kolyeler defilede ticari beklentisi olan parçalar olarak hizmet etti. Chloé’nin FW24 koleksiyonu klasik parçaların güncel yorumlarının etkisiyle geçmiş ile günümüz arasında köprü kurma becerisiyle öne çıktı.

Courrèges

Kendini sakinleştir, rahatla!

Courrèges Sonbahar/Kış 2024 defilesi, Nicolas Di Felice’nin kreatif direktörlüğünde provokatif bir ruhu benimsemişti. Toplumsal normlara meydan okuyan ve erotizmle modayı iç içe geçiren bir anlatı şekli vardı. Modellerin ‘stratejik’ olarak yerleştirdikleri elleriyle vurguladıkları pantolon ve eteklerdeki ceplerin yenilikçi tasarımı, ‘kendini sakinleştirme’ ve rahatlık temasını sergiliyordu.

Sakin renk paleti ve minimal silüetler kişisel alan duygusu uyandırmak için tasarlanmış, kadın nefesini taklit eden dinamik bir podyum deneyimiyle bütünleşti. Göğsü ve sırtı açıkta bırakacak şekilde tasarlanan, vücudu hem savunmasız hem de güçlü bir şekilde ortaya çıkaran silüetler koleksiyonda önemli bir rol oynadı. Balıkçı yakalı trençkotların yanı sıra asimetrik silüetler ve kesimler, Courrèges’in 1960’larda çığır açan sınırları zorlama ve bedeni yenilikçi şekillerde keşfetme konusundaki kararlılığının altını çizdi.

Balenciaga

Neden bize hiçbir şey yetmiyor?

Balenciaga Sonbahar/Kış 2024 koleksiyonu ile kreatif direktör Demna Gvasalia, “Neden ihtiyacımız olandan daha fazlasına sahibiz ve neden sahip olduklarımız hiçbir zaman yeterli gelmiyor?” soruları üzerinden tüketim çılgınlığına yönelik hicivli bir yorum sundu. Gösterinin davetiyeleri, e-ticaretin başrol oyuncusu ‘eBay’ üzerinden, herkese gönderilen porselen heykel, hediyelik eşya veya CD gibi antika nesnelerdi.
Koleksiyon için Demna gardıropta unutulmuş gibi kıyafetlerin üzerinde etiketler bırakarak, eski veya satın alınıp unutulmuş parçaları birleştirerek yeni tasarımlar oluşturdu.

Bazılarını hâlâ ambalajındaymış gibi bantla sardı. Defile notunda, modaevinin kurucusu Cristobal Balenciaga’ya atıfta bulunarak onun tasarım mirasını anımsatan birkaç görünüm tasarladı. Defiledeki üç kapüşonlunun birleştirilmesiyle dizayn edilen elbise, tasarımcıya göre Cristobal Balenciaga’nın ikonik balon elbisesinin yeniden yorumlanmış haliydi. Sırt çantasını üst olarak giyen bir model ve fütüristik gözlüklerse sosyal medyada viral olması için tasarlanmış birer performans unsuruydu.

Defilenin set tasarımı günde binlerce görüntüyü sindirdiğimiz sosyal medya odaklı bir dünyada, hareketli ekranların hızlı temposu ve çok sayıda kumaş katmanı, aşırı içerik ve malzeme fazlalığının hakim olduğu distopik bir evrenin görsel bir temsiliydi.