Venedik’te moda ve sanatın dansı

Moda ve sanat arasındaki ilişki, moda tarihi boyunca gözlemlenen çok parçalı bir diyalog. Çağın getirdiği kolektif anlayışla beraber altın çağını yaşayan moda-sanat iş birliği koleksiyonları özellikle son on yıldır en önemli iletişim aracı olmakta. Artık günümüzde bir markanın algısını ve imajını doğru pozisyonlaması için de kültürel noktalara değebilmesi, o alanlarda var olabilmesi bir lüks değil ihtiyaç. Valentino modaevinin kreatif direktörü Pierpaolo Piccioli de koleksiyonlarında çok boyutlu düşünen, farklı disiplinlerden referanslar kullanmayı seven bir tasarımcı. Zaten Piccioli’nin ‘Valentino Des Ateliers’ couture şovu için Paris yerine Venedik’i tercih etmesindeki sembolik amaç da uzunca bir süredir içinde bulunduğumuz izolasyon ve kısıtlamalar sebebiyle duyduğu, insanlarla tekrar kreatif bağlantılar kurabilme ve özgürlük özlemiyle şekilleniyor.  Piccioli, yazar ve küratör Gianluigi Ricuperati ile birlikte bir grup uluslararası çağdaş sanatçıyı koleksiyonun oluşumuna dahil ediyor. 17 sanatçı ile ekim 2020’den beri süren çalışmalarda sanatçıların kendilerini ifade etme biçimlerini, duygularını, iş süreçlerini ve ortak noktalarını kıyafetlerin üzerine nasıl entegre edeceğini araştırıyor. Efsane tasarımcı Yves Saint Laurent’den sonra renkleri en iyi kullanan tasarımcı ünvanına sahip Piccioli, koleksiyonda, farklı silüetler ve kumaşlarla çalışarak sanatçıların işlerini modern ve sofistike bir perspektifte yorumluyor. Defile başlamadan önce, ‘Vuslat Foundation’ın “Generous Listening/Cankulağıyla Dinlemek” misyonunu desteklemek ve bu konuda farkındalık yaratmak için tüm katılımcılar kendini, ötekini ve evreni cankulağıyla dinlemeye davet edildi. Moda ve sanat arasında şiirsel bir diyalog yaratan defileye Venedik Mimarlık Bienali’nin açılış projesi olan, sanatçı Giuseppe Penone’nin Idee di pietra - Olmo enstalasyonu ve İngiliz müzisyen Cosima’nın canlı performansı da eşlik etti.   Piccioli bu şovuyla müthiş başarılı bir koleksiyon sergilemenin yanı sıra, moda ve sanatın, bir fikri somut bir objeye dönüştürürken izlediği yaratıcı süreçteki benzerliklerini de bir kez daha deneyimlemiş ve izleyenlere deneyimletmiş oldu.