Özellikle son iki sezonunda yayında olduğu her pazar gecesi (burada sabaha karşı) bütün dünyadan milyonlarca izleyiciyi tek yürek halinde ekran başına kilitleyen Game of Thrones fenomeninin ilk bölümü yayınlanalı tam 10 yıl olmuş (17 Nisan’da). Bu 10’uncu yıl şerefine, tabii ilginin hâlâ azalmamış olması nedeniyle de, İrlanda asıllı televizyoncu Conan O’Brien bir programını dizinin esas platosunun olduğu yerde, Belfast’ta yapmış. Sohbet konukları dizinin artık hepsi birbirinden ünlü oyuncuları, koca salonu dolduran izleyiciler ise kamera arkasındaki tüm ekip. Oyuncular hanedanlara göre ailecek sırayla sahnede yerlerini alıyor, sürpriz konuklar herkesi şaşırtıyor, çekimlerden anekdotlar, görüntüler, şakalar derken 10 yıl bir buçuk saat içinde gözümüzün önünden akıp geçiyor, gözyaşlarıyla ayrılıyoruz. The Game of Thrones Reunion hosted by Conan O’Brien, programın tam adı. Bu arada diziyi izlememiş olanlar varsa, tüm sezonlar, tüm bölümleriyle beIN Connect’te var.
Okan Bayülgen, Blu Ofis’te
Bu arada Game of Thrones bütün bölümleriyle BluTv’de de var ve platformun en çok izlenen dizilerinden. BluTv demişken, Blu Ofis isimli üç bölümlük bir program yapmışlar. Okan Bayülgen masasını bu kez BluTv ofisine kurmuş, orkestrasını arkasına almış, “Hanımlar, beyler…” diyerek BluTv yöneticilerini ve sektörle ilgili başka konukları masaya davet ediyor. Üç bölümde BluTv’nin ilk günden bugüne yolculuğu masaya yatırılıyor, elbette sonuç olarak kendilerini tanıtmak üzere yaptıkları bir program ama başarısızlıklar da samimiyetle anlatılıyor. Başka platformlarla farklar ele alınıyor, 5 Mayıs’tan itibaren içeriklerini BluTv’de bulabileceğimiz discovery + ortaklığı ayrıntılı anlatılıyor vs. Faydalı bir program olmuş. Ben ekibin gençliğinden etkilendim, algoritma konusunda da epey bilgilendim. Oscar önerileri
Pazar gecesi 01.30’dan itibaren TRT2’de önce sinema yazarları Alin Taşçıyan ve Mehmet Açar ile Akademi üyesi Zeynep Atakan’ın sohbet edeceği Oscar’a Doğru programını, sonra da canlı yayında ‘film gibi’ Oscar ödül törenini izleyebileceğiz. Töreni hazırlayan ekipte yer alan yönetmen Steven Soderbergh, ilk 90 saniyede bu törenin öncekilere hiç mi hiç benzemediğini anlayacağımız konusunda iddialı. Aslında iki gün öncesine kadar resmi olarak hiçbir kanalda yayın yoktu ve uzun yıllar sonra ilk kez Oscar’sız kalacağımıza inanmıştık. Bu sene bizi ortak yapımcıları arasında TRT’nin de bulunduğu Quo Vadis, Aida? kurtardı sanırım; seneye Allah kerim. Törenden önceki bu iki gün içinde arayı kapatmak isterseniz, Netflix’in arama bölümüne ‘2021 Oscars’ yazın, platforma 35 adaylık getiren 16 film/kısa film çıksın karşınıza. Adaylıkların 10 tanesi sadece Mank’e. Kısa film dalında aday olan üçü de iddialı Two Distant Strangers, A Love Song for Latasha ve If Anything Happens I Love You tam zamanın ruhuna uygun filmler, kısa deyip ihmal etmeyin. Ayrıca beIN Connect’te bulunan, kostüm ve saç - makyaj dalında aday Emma çok tatlı bir Jane Austen uyarlaması. Prime Video’da da işitme duyusunu kaybeden bateristin hikayesi, birçok dalda aday olan Sound of Metal ile belgesel Time var.
