TÜSİAD Olağan Genel Kurulu 29 Mart’ta gerçekleştirilecek. Başkanlığa 2019 yılında 2 yıllığına seçilen, ardından görev süresi 1 yıl uzatılan Simone Kaslowski’nin yerine kimin başkan olacağı uzun zamandır konuşuluyordu.
Murat Özyeğin ve Şükrü Ünlütürk’ün isimleri başkanlık için konuşulurken, TÜSİAD yönetiminde üzerinde uzlaşılan isim TURKONFED Başkanı Orhan Turan oldu.
Orhan Turan Türkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli en büyük yalıtım firması olan ODE Yalıtım’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan, 26 bölgesel, 4 sektörel olmak üzere 30 federasyon, 284 derneği çatısı altında bulunduran Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı.
Elazığ doğumlu olan Orhan Turan, 1981 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi-Makine Mühendisliği bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansını tamamladı. 2008 yılında kurduğu yalıtım şirketiyle Yılın Girişimcisi seçildi.
İş hayatı boyunca sivil toplum örgütlerinde aktif olan Turan, 2017-2019 dönemi TÜSİAD’da Denetleme Kurulu Başkanlığı da yaptı.
Isı, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) kurulmasında aktif rol alan, 1997-1999 yılları arasında İZODER’in Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan Turan, 2007-2011 yılları arasında iki dönem de İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin de (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanlığında bulunmuştu.
Orhan Turan aynı zamanda Sabancı Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde lisansüstü seviyesinde dersler de verdi.
5K ile fark yarattı
Orhan Turan TURKONFED’teki başkanlığı süresinde başlattığı 5K vizyonuyla fark yarattı. Kurumsallaşma, Küreselleşme, Kapsayıcılık, KOBİ ve Kadın başlıkları altında yenilikçi çalışmalara imza attı. Yönetimi süresince KOBİ’lerin gelişmesi ve kadın istihdamını arttıracak projeler yürüttü.
ODE Yalıtım’ın hikayesi
Orhan Turan 1980’li yılların sonlarında kurulan ODE Yalıtım’ın hikayesini Dünya gazetesine şöyle anlatmıştı:
- İşten iki arkadaşım Laleli’de bir şirket kurmuşlardı. En fazla 20 metrekare bir ofisimiz vardı. Terhisten sonra ben de onlara katıldım. Bir tane masamız vardı. Üç ortaktık. İki arkadaş elektrik mühendisi, ben makine mühendisiyim. Kim erken gelirse o otururdu. Genelde ben oturamıyordum. Daha erken gelen arkadaşım vardı. Orada taahhüt işleri yapmaya başladık. Isıtma, soğutma, klima vs. her türlü işi yapıyorduk. Makarna ihalesine bile girdik.SGK vb. devlet kurumlarının işlerini alıyorduk. Boya badana işi vs.
- Sonra dedik ki bir de mağaza açalım. Beşiktaş’ta mağaza açtık. Ustalar ile ortak olduk. Yüzde 25’ten dört ortak. Sonra bir arkadaşımız dedi ki “Ben bu taahhüt işlerinden bir şey anlamıyorum. Maaşı belli olan bir işe gireceğim.” Ayrıldı ve alanında çok iyi noktaya geldi. Sonra diğer ortağımız “Ya sen al ya da ben alayım şirketi” dedi. Ben aldım, senet verdim, neyse onları ödedik. 1988 yılının 1 Ocak günü şirket tamamen bana geçti. Kurucu iki ortağımızın soyadları Oğuz ve Demirci. ODE oradan geliyor. Herkes benden geliyor sanıyor, ancak ben kurmadım ODE’yi.
- Masaya tek başıma oturunca yalıtım işine odaklanmaya karar verdim. Türkiye’de o zaman 2-3 firma vardı yalıtım sektöründe. Onların bayiliğini aldım. Hatta ikinci sene de ilk üçe girdim. Rekabeti gördüm. Teknik yanımı kullanarak fark yaratabileceğimi gördüm. Enerjinin geleceğini, enerji verimliliğinin önemini gördüm.
- Belirli bir sermaye birikimine ulaşınca ithal ettiğimiz ürünleri üretmeye başladık ve 96’dan itibaren de üretimde büyüdük. Daha sonra ticaret ürünlerini bıraktık. Kendi üretimlerimizi ön plana çıkardık. Şu anda ciromuzun yüzde 99’u kendi ürünlerimiz. 96’dan bugüne kadar da hep üretimde büyüyoruz. Bugün 6 kıtada 75’in üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz.
