Ömrümden Uzun İdeallerim Var” Suna Kıraç’ın kendi hayatını anlattığı kitabı. Kitap, “Beni yaşatan İpek’e, benimle yaşayan İnan’a” diye başlar. 15 Eylül’de Suna Kıraç’ın ölüm yıl dönümünde İpek Kıraç’ın davetiyle Suna’nın Kızları projesi için buluştuk. İpek Kıraç, annesi Suna Kıraç’ın ideallerini yaşatacak projesini anlattı. “Suna’nın Kızları” çok anlamlı, duygu yüklü bir proje olmasının yanı sıra Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri için tam bir seferberlik ruhunu taşıyor. Hedefte kız çocuklarının eğitimi var. Derler ya, “Bir şey değişir, çok şey değişir” diye. İpek Kıraç “Suna’nın Kızları” projesini anlatırken bunu düşündüm. Henüz 4 aylıkken Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan Türkiye’nin en önde gelen ailelerinden birinin yuvasına olan yolculuğu başlamamış olsa, İpek Kıraç böylesine anlamlı bir projeye öncülük edemeyecekti, bambaşka bir yaşam yolculuğunun parçası olacaktı. Bu yüzden de yazmak istedim.
Seferberlik şart!
“Suna’nın Kızları” Türkiye’nin dört bir köşesinde eğitime erişemeyen, erişse bile eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan, eğitiminde desteğe ihtiyacı olan her yaşta kıza ulaşmayı hedefliyor. Biraz önce de dediğim gibi proje bir seferberlik ruhu taşıyor. İpek Kıraç bunu anlatırken annesi Suna Kıraç’ın “eğitim için seferberlik şart” sözlerini hatırlatıyor: “Dünya pek çok zorlukla aynı anda mücadele ettiğimiz bir dönemden geçiyor. Her biri devasa ve çözümü için büyük çabalar gerektiren sorunlar karşımızda duruyor. Tüm bunların içinde eğitim en önemlisi. Eğitim alanında yüzleşmemiz, çözmemiz gereken çok büyük konular, sorunlar var. Ancak mücadeleden vazgeçmemeli, umutlarımızı kaybetmemeliyiz. Annemin bir sözü vardır. ‘Planlarımızı önümüzdeki yoğun sise göre değil, ilerideki parlak ufuklara göre yapıyoruz’. Suna’nın Kızları’yla bu noktadayız. Her yönüyle gelişmiş ve kalkınmış bir Türkiye hayali kuruyoruz” Projenin başında yapılan ön hazırlık çalışmalarını Oya Ünlü Kızıl ve Erdal Yıldırım aktardı. Projede ilk adımda araştırmalar gerçekleştirecek. Eğitim Reformu Girişimi ile ilk adımlar atıldı. Bugüne kadar kız çocuklarına yönelik yapılan birçok çalışma masaya yatırıldı. 121 kurum ve bu kurumların gerçekleştirdikleri 279 proje haritalama çalışmasına dahil edildi. Bu çalışmalar devam ederken Türkiye’nin farklı illeri de değerlendiriliyor. Pilot uygulama bölgeleri belirleniyor. Çok yakında ilk adımlar da atılacak.Bu tablo değişecek!
Koç Holding’in gerçekleştirdiği Meslek Lisesi Memleket Meselesi projesini de hatırlıyoruz bu sohbette. Oya Ünlü o projeyle yaratılan etkiyi de anlatıyor. Suna’nın Kızları projesinin de uzun soluklu, hatta hep devam edecek, tam da İpek Kıraç’ın dediği gibi eğitim almayan kız çocuk kalmayana kadar devam edecek güçte planlandığını öğreniyoruz. İpek Kıraç, “Eğitime erişimin yanı sıra ders içerikleri, öğretim programları ve sınıf içi uygulamalar, okul ortamları, öğretmenlerin ve idarecilerin tutumları ve yetkinlikleri gibi boyutlar da var. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) ve Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) gibi değerlendirmelere göre, Türkiye’de kız çocukları ‘özgüven, okula aidiyet hissi, motivasyon, öğrenmeyi sevmek’ gibi avantajlı özellikleri başarıya dönüştürmekte erkeklerin büyük oranda gerisinde. PISA bulguları, kız ve erkek çocukların fen başarıları arasında anlamlı bir fark olmamasına karşın kız çocukların bilim ve mühendislik odaklı mesleklerdeki kariyer beklentilerinin erkeklerden düşük olduğunu gösteriyor. Kız çocukların okulda ve okul sonrasında anlamlı ve üretken yaşamlar sürmelerini istiyorsak mevcut tablo değişmek zorunda” diyerek noktayı koyuyor.