Fashion Week Istanbul, global benzerleri gibi pandemi nedeniyle bir süredir dijital platformda gerçekleşmeye başlamıştı. Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) bu sezon tiyatrodan, edebiyata, gastronomiden müziğe, güzel sanatlardan grafik tasarıma birbiriyle iç içe olan bu endüstrilerin, İstanbul’dan aldıkları ilhamla sıra dışı üretimleriyle bir araya gelsinler istemiş. Hem Türk hem de yabancı izleyiciyle – pandemi kuralları çerçevesinde - fiziksel olarak bir araya gelinecek sıra dışı bir sanat projesi oluşturmuşlar: Fashion Week Istanbul presents Istanbul State of Mind. Biz her ne kadar adına sergi desek de aslında sergiyi gezenlerin bir tecrübe yaşamasını hedeflemişler. İzleyicilerin statik bir sergiden çok farklı sunum şekillerine ve performanslara ve daha da önemlisi İstanbul’a şahit olacakları; sanat- sahne sanatları-tasarım-müzik-edebiyat alanlarında sadece Türk isimlerle kürasyonu gerçekleşen bu sıra dışı sergiye dair projenin sözcüsü, MTD Direktörü Banu Bölen ve projenin küratörü Kerimcan Güleryüz ile bir araya geldik. Nedir bu Istanbul State of Mind projesi? Kimin düşü olarak doğdu? Biliyorsunuz FWI, Türkiye Tanıtım Grubu himayesi altında, IHKIB liderliğinde IMA ve MTD ortaklığıyla yani sektörün eğitimden tasarıma, hazır giyime her oyuncusunun temsil edildiği bir çatı yapıyla gerçekleştiriliyor. Sorumluluğumuz Türk tasarımını İstanbul’u da tanıtarak global endüstri ile buluşturmak. Bu kapsamda dijital olarak gerçekleştirdiğimiz moda haftasına ek olarak, hem İstanbul’u İstanbullulara hem de yurt dışına taşıyabileceğimiz hibrit bir model yaratma arzusundaydık. Hem pandemi şartları hem de modanın etkilediği, etkilendiği yaratıcı endüstriyi bir araya getiren bir proje gerçekleştirmek istedik. Istanbul State of Mind konseptiyle resim, tiyatro, edebiyat, karikatür, desen, fotoğraf, video art, teatral performans – moda tasarımı ile bir araya gelsin istedik. Amacımız gezenleri İstanbul’la, İstanbul’un yaratıcı endüstrisiyle ve o endüstri İstanbul’u nasıl yorumluyor o gözle buluşturmaktı. Kısaca Türk moda endüstrisinin hayaliydi.

“Bu sergi İstanbul’a bir aşk mektubum”
- Proje küratörü, Kerimcan Güleryüz İki mekânda gerçekleşen senaryoyu nasıl kurguladınız?