19 Nisan 2024, Cuma
24.09.2021 04:30

Genç sanat ile 5’inci BASE buluşması

Beşinci kez kapılarını açmaya hazırlanan BASE’e, Tophane-i Amire ev sahipliği yapacak. Sergide 32 üniversiteden 100 yeni mezun sanatçı adayının 114 eseri yer alacak

BASE, Türkiye’nin dört bir yanından yeni mezun genç sanatçı adaylarının yapıtlarını İstanbul’da aynı çatı altında sanatseverlerle buluşturan bir paltform. Bu yıl beşinci kez gerçekleştirilecek olan BASE, Türkiye’deki üniversitelerin resim, heykel, fotoğraf, video, baskı, grafik tasarım, cam ve seramik, geleneksel Türk sanatları bölümlerinden yeni mezun sanatçı adaylarının eserlerini beşinci kez bir araya getirecek. Derya Yücel’in küratörlüğünde, bu yılki teması “Rezonans” olarak belirlenen BASE’te, sanat kariyerinin başındaki sanatçı adaylarıyla tanışabilmek ve onların farklı disiplinlerde özgün yapıtlarını bir arada görebilmek mümkün olacak. 29 Eylül’de başlayıp 3 Ekim’e kadar devam edecek BASE, Türkiye’nin 42 farklı şehrindeki 75 üniversiteden 1200’e yakın başvuru almış. 2021 edisyonunda, seçici kurulun değerlendirmesiyle 100 yeni mezun sanatçının eseri yer alacak. Mezuniyetten profesyonel sanat hayatına geçişlerinde gençlere destek olmayı, kariyerlerine bir ivme ve yön kazandırmayı amaçlayan; Türkiye’nin yeni sanatçı nesline ışık tutan BASE, aynı zamanda galeri, koleksiyonerler, sanatseverler ve yaratıcı endüstrilerin de genç yetenekler keşfetmesine aracı olma misyonu taşıyor. BASE’in kurucuları İdil Bilge, Aslı Boduroğlu, Ali Kerem Bilge ve küratörü Derya Yücel’le konuştuk.

BASE’in kurucuları: Ali Kerem Bilge, İdil Bilge ve Aslı Boduroğlu.
BASE’in kurucuları: Ali Kerem Bilge, İdil Bilge ve Aslı Boduroğlu.
BASE fikri nasıl doğdu ve hayata geçti? İdil Bilge: 2012 yılında Amerika’nın sanat alanında önde gelen lisansüstü eğitimlerinden birini veren New York Academy of Art’ın mezuniyet sergisine gitmiştik. Okulun, eğitimlerini tamamlayan sanatçılarını sanat dünyası ile buluşturmak için gösterdiği çaba çok ilgimizi çekmişti. Sanatçılar üretimlerini gelen misafirlere heyecanla anlatıyor, kariyerleri için pek çok önemli kişiyle tanışıyordu.  O zaman düşünmüştük, Türkiye’de kim bilir kaç Güzel Sanatlar Fakültesi’nden kaç kişi mezun oluyor, bizler sanat izleyicisi/alıcısı olarak ne kadarını tanıyabiliyoruz, ne kadarı hiç sanat dünyasına ulaşamadan cesaretini kaybedip bırakıyor acaba diye… Kendimiz kişisel merakımızdan dolayı sergileri gezmenin yanı sıra fırsat oldukça Mimar Sinan, Marmara gibi okulların mezuniyet sergilerine de gitmeye çalışıyorduk. Mezuniyet sergilerini okullardan dışarı taşıyıp belki geleceğin önemli sanatçıları arasında olacak bu gençleri doğru kişilerle buluşturmak, cesaret kazandırmak, üretimlerini geniş bir izleyiciye sergileme fırsatı sunmak, Türkiye’nin farklı şehirlerinde sanat okumuş, mezun olmuş sanatçı adaylarına eşit bir görünürlük vermek 2012’den beri hep aklımızdaydı. 2017 yılında birkaç üniversitenin kapısını çalıp bu fikrimizi anlattığımızda böyle bir birlikteliğe ne kadar ihtiyaç olduğunu gördük ve kollarımızı sıvadık. Türkiye’de Güzel Sanatlar Fakültesi veya sanatla ilgili fakültelerin olduğu yaklaşık 75 üniversite varmış ve her yıl mezun olan yaklaşık 2 bin genç sanatçı adayı!  İlk BASE’den bu yana kısaca her edisyondan genel olarak bahsedebilir misiniz…  Aslı Boduroğlu: BASE’in ilk edisyonunu 2017 yılında Galata Rum Okulu’nda gerçekleştirdik. Hem başvuru hem de ziyaretçi anlamında beklediğimizin de ötesinde bir ilgiyle karşılaştık ve bu ilgi bizi de çok cesaretlendirdi. Serginin yanı sıra BASE Talks konuşma programı da ilk yılından itibaren çok büyük ilgi gördü. İlk yılımızın ardından sanatçılarımızın başarılarını ve gelişimlerini takip edebilmek, yıl içinde de onlarla farklı proje ve sergilerde bir araya gelmek, BASE’i bir sergi değil bir platform olarak konumlayarak ne kadar doğru bir karar aldığımızı göstermiş oldu. 2018 yılında da BASE’i Galata Rum’da gerçekleştirdik ve hem başvuru hem ziyaretçi sayısı ve ilgisinde artış oldu. 2019 yılında Akaretler Sıraevler’e taşıdığımız BASE hem açık hava imkânları hem de merkezi konumuyla en fazla ziyaretçiyi ağırladığımız yıl oldu. Mekânın olanaklarıyla pek çok atölye çalışması ve partnerlerimizin yan sergi ve etkinliklerine de yer verebildik. 2020’de sergiyi Tophane-i Amire’de gerçekleştirdik ve mekânın mimari özellikleri sayesinde BASE, izleyiciyi içine alan bütünsel bir sergi deneyimi yaşatmış oldu. Pandemi nedeniyle BASE’in on-line da ziyaret edilebilmesi için web sitemizi yeniledik, konuşma programını da zoom üzerinden gerçekleştirdik ve youtube kanalımızdan yayınladık. Bu yıl da tekrar Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleştireceğimiz BASE’i, küratörümüz Derya Yücel ‘Rezonans’ temasıyla tanımlıyor: “beş yıldır yaratıcı aktarımların hayata geçmesini sağlayan ortak titreşim ve bütünsel enerji alanı yaratan BASE’in 2021 seçkisi bir metafor olarak rezonans kavramını merkezine alıyor. Çünkü BASE, birbirinden farklı üretimleri, tavırları, düşünce ve yönelimleri paylaşıyor, çoğaltıyor, geleceğe aktarıyor.” 5. yılımızda kapılarımızı açmak için bizler ve sanatçılarımız heyecanla gün sayıyoruz. BASE’in katkılarından yarattığı farklardan bahsedebilir misiniz? Ali Kerem Bilge: Özellikle İstanbul’da merkezileşmiş sanat dünyası içinde var olmak isteyen sanatçılar için yüksek kiralar, hayat pahalılığı gibi pek çok zorluk mevcut. Hiç değilse mezun oldukları ilk sene aralarında yüksek potansiyeli olan arkadaşlarımızın bu zorlukları aşacak motivasyonu sağlamak gerekiyor. Elbette sanatçı kalabilmek bu yolda ilerlemek iç motivasyonunuzun da çok yüksek olmasına bağlı ancak son yüzyılda önemli bir sanat dinamizmi elde edebilmiş bir coğrafyada genç sanatçıları yalnız bırakmadan önce Türkiye sonra dünyadaki kültür ve sanat eko sistemine katılabilmelerinin yolunu açabilmek günümüz ve ilerisi için çok önemli. İdil Bilge: BASE Türkiye’nin dört bir yanından yeni mezun sanatçı adayları için sınırları kaldırarak onlara hayatlarının belki de dönüm noktalarında eşit ve büyük bir görünürlük sağlıyor. Sanatçılar galeriler, sanat kurumları ve önemli sanatçılarla tanışma fırsatı yakalıyorlar. BASE onları mezun olduklarında sanat dünyasına tanıtan önemli bir platform. BASE’e katılmanın ardından hem yurtiçi hem yurtdışında pek çok karma ve solo sergiye, yarışmaya ve festivale katılan, yüksek eğitimi için dünyanın saygın güzel sanatlar okullarından burs alan, residency programlarına katılan, önemli galerilerle çalışmaya başlayan ve pek çok önemli koleksiyona giren sanatçılarımız oluyor. BASE’in sanatçılara sağladığı en büyük faydanın onlara ciddi bir görünürlük kazandırması, önemli bir networking imkânı sağlaması ve en temelde onlara sanat üretimine devam etmek için cesaret vermesi olduğunu düşünüyorum. Aslı Boduroğlu: BASE’i ilk yılından bu yana bir ‘sergi’ değil bir genç sanatçı platformu olarak konumladık. Sergiden sonra sanatçılarla iletişimimiz her zaman devam ediyor. Birlikte ortak pek çok proje ve farklı sergiler-iş birlikleri yapıyoruz. Elimizden geldiğince sanatçılara daha çok görünürlük fırsatı sunabilmek için sanatsever markalarla iş birliklerimiz yıl boyunca devam ediyor. Kale Grubu ile ‘Troya yılında’ hayata geçirdiğimiz Düşler Ülkesi Troya sergisi, Grundig’le yaptığımız Ruhun Doysun sergisi, Red Bull’un yeni ofisi için gerçekleştirdiğimiz ‘office art project’ bunlardan birkaçı Bu yılın öne çıkan özellikleri nelerdir? Bizi neler bekliyor? Derya Yücel: Önceki yıllarda olduğu gibi BASE 2021 seçkisinde de pek çok farklı şehirden, farklı üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinden mezun olmuş olan genç sanatçı adaylarının eserlerini izleyeceğiz. Sergi, resim, heykel, fotoğraf, video, baskı, tekstil, grafik tasarım, cam ve seramik, geleneksel Türk sanatları gibi pek çok farklı sanat dalından yapıtları bir araya getirecek. Genç sanatçı adaylarının formasyonları ve kullandıkları mecralar birbirinden farklı olsa da içerik ve ele aldıkları konularda ortak anlatımlar söz konusu. Bu yılki seçkide de kimlik, beden, çevre ve ekoloji, kentsel dönüşüm, tüketim toplumu gibi sosyal problematikler ele alınırken, ağırlıklı olarak resim, fotoğraf, video ve enstalasyon formunda anlatımlar öne çıkıyor. Bu yılın teması Rezonans. Rezonans’ı, bir maddenin frekansı yani titreşimi olarak açıklayabiliriz. Daha geniş bir düşünceye göre ise dünyadaki bütün nesnelerin ve canlıların kendine has bir titreşimi vardır ve evrendeki her şeyi birbirine bağlayan bu rezonans kanunudur diyebiliriz. Bu kavramı bir tür çıkış noktası olarak kullandım ve Sanat’ın yaydığı etkileşim alanını Base’in yarattığı etkiyle ilişkilendirdim. Sanat, yaşamı, olayları, deneyimleri aktarmanın bir yoludur. Sanat, kişiselden toplumsala yayılan rezonanslar üreterek tüm farklılıklarımıza rağmen bizi ortak bir enerji alanında birleştirebilir. Dolayısıyla BASE de birbirinden farklı genç insanları, üretimleri, tavırları, düşünce ve yönelimleri tıpkı birçok frekansı yapısında bulunduran ve karmaşık titreşimleri barındıran bir rezonans alanı gibi paylaşıyor, çoğaltıyor ve geleceğe aktarıyor. BASE’in 2021 seçkisi bu nedenle rezonans başlığıyla izleyiciyi karşılayacak. İdil Bilge: BASE bu yıl Türkiye’nin 42 farklı şehrindeki 75 üniversiteden 1200’e yakın başvuru aldı. Sergide ise seçici kurulun değerlendirmesiyle 100 yeni mezun sanatçıya ait farklı disiplinlerde 114 esere ev sahipliği yapacak. Her yıl sanat dünyasından değerli isimlerin yer aldığı çok sesli bir seçici kurula sahip olan BASE’in 2021 yılı başvurularını; Aslı Sümer, Burak Delier, Çağrı Saray, Defne Casaretto, Derya Yücel, Gülçin Aksoy, Memed Erdener, Melek Gençer, Necla Rüzgâr, Nermin Kura, Nilüfer Şaşmazer, Oğuz Erten, Orhan Cem Çetin, Sarp Evliyagil, Seçkin Pirim ve Serhat Kiraz değerlendirdi. Sergi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle; Grundig, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) ve TEB Özel Bankacılık eş sponsorluğunda; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi paydaşlığı ve Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi ev sahipliğinde 29 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında Tophane-i Amire’de gerçekleşecek. Eş zamanlı olarak da www.base.ist adresinden eserleri incelemek mümkün olacak. Aslı Boduroğlu: Bu yıl BASE’te ana sergiye paralel olarak BASE’in önceki edisyonlarına katılmış sanatçılarımızın yer aldığı farklı karma sergiler de ziyaretçilerle buluşacak. BASE’in eş sponsorlarından Grundig’in BASE sanatçılarının sürdürülebilir bir geleceğe dikkat çeken eserlerinden oluşan ‘Grundig X BASE Gelecek’ sergisi BASE kapsamında sanatseverlerle buluşacak. Sergide, 11 genç sanatçının enstalasyon, video, fotoğraf, resim ve heykel gibi farklı disiplinlerdeki eserleri bir araya geliyor. BASE ziyaretçileri, aynı zamanda Grundig’in BASE sanatçıları iş birliğiyle gerçekleştireceği “atık geri dönüşüm atölyesi”yle de teknolojik atıklara yeniden hayat verme şansı bulacaklar. BASE’i ilk yılından beri destekleyen Kale Grubu, beşinci edisyonda Kale Tasarım ve Sanat Merkezi ile bu desteğe devam ediyor. KTSM & BASE iş birliği ile bu sene ilk kez gerçekleşen Açık Atölye programıyla Karaköy’de bulunan KTSM, Base sanatçılarına üretim anlamında kapılarını açtı. “İyi Bak Dünyana” temasıyla hayata geçen ve sürdürülebilirliğin ön planda olduğu Açık Atölye programına açık çağrı ile seçilen üç sanatçı Sadık Ramazan Yılmaz, Esra Gezer ve Işıl Çelik’in seramik eser üretimleri BASE kapsamında sergileniyor olacak.   

Rakamlarla BASE

“BASE ilk 4 senede Türkiye’nin 4 bir yanından gelen başvurular arasından jürinin seçtiği 411 yeni mezun sanatçı adayının toplamda 457 yapıtını sanatseverlerle buluşturdu. Bu yıl ile beraber bu rakam 511 sanatçı ve 571 yapıt olarak güncellendi. İlk yıl 31 üniversiteden 108 sanatçı adayının toplam 116 yapıtını, ikinci yıl 20 şehirde 30 üniversiteden 94 yeni mezun sanatçı adayının 105 yapıtını, üçüncü yıl 30 üniversiteden 107 yeni mezun sanatçı adayının 119 yapıtını, 4’üncü yılımızda ise 22 şehir, 32 üniversiteden 102 sanatçı adayının 117 yapıtını sergiledik. İlk yıl 51 farklı üniversiteden 1000’e yakın başvuru alan BASE bu yıl geldiğimiz noktada artık 75’in üzerinde üniversiteden başvuru alıyor. Bugüne kadar 60.000’i aşkın ziyaretçi sergiyi gezerken, geçtiğimiz yıl pandemi şartlarında ilk kez online olarak da gerçekleştirdiğimiz BASE, web sitesi üzerinden de 20.000’in üzerinde kişi tarafından on-line ziyaret edildi.”

Katılımcılar ne dediler?

Duygu Aydoğan (2017 BASE sanatçısı) Elazığ, 1987 doğumlu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi 2018 mezunu “BASE, genç sanatçılara sergi öncesi ve sonrasında pek çok açıdan destek sunan bir yarışma. En büyük katkısı yeni mezun olmuş kişilerin sanat üretimlerini sürdürebilmeleriyle ilgili bir motivasyon kaynağı oluşturması. Sanatçıların işlerinin daha geniş kalabalıklar tarafından görülmesini sağlamanın yanı sıra koleksiyoner, galerici, küratör vs. ile bağ kurmasında da etkili oluyor. Aynı zamanda BASE’in ‘‘birinci’’, ‘‘ikinci’’ gibi nitelemelerden ziyade, genç sanatçılara bir sergi deneyimi yaşatma amacı ve beraberinde yapılan paneller aracılığıyla kültür sanat ortamını destekleyen birer organizasyona dönüşmesi de çok önemli.” Hüseyin Aksoy (BASE 2019 sanatçısı) (Mardin, 1996 doğumlu) Marmara Üniversitesi, Resim iş Anabilim Dalı 2019 mezunu Sanat yapma ve başlama sürecim aslında nasıl yapılır sorusuyla başlayıp, sonra yaptıklarımın anlamını sorgulamaya başlamamla devam etti, süreç böylece beni farklı dinamiklerle karşılaştırdı, bu dinamiklerden anlamlı olan yaptıklarımı sunmak ve izleyici ile karşılaşmak. Bu karşılaşma imkanını sunan BASE platformunun sanat sürecimi izleyiciye sunmasının önemli ve anlamlı olduğunu düşünüyorum.” Rabia Kalyoncuoğlu (BASE 2019 sanatçısı) Karabük, 1992 doğumlu Marmara Üniversitesi, Resim İş Öğretmenliği 2019 mezunu “Base Türkiye’deki önemli sanat yarışmalarından biri.  2019’da Base’e katıldım. Mezuniyetimden sonra sanat hayatımda önemli bir yere sahip bir yarışmadır. Öncelikle Base’in yeni mezun sanatçılara katılım fırsatı veriyor olması çok önemli. Genç sanatçılara mezuniyetlerinden sonra sanat hayatlarında bir yol çizmelerine yardımcı olup sanat piyasasındaki görünürlüklerini sağlıyorlar. Base ekibi için çalışan herkese teşekkür ediyorum.” Rıdvan Aşar (BASE 2020 sanatçısı) Mardin,1989 doğumlu Düzce Üniversitesi Resim Ana Sanat Dalı, Yüksek Lisans 2020 mezunu “Base benim için kariyer anlamında bir dönüm noktası oldu. Genç sanatçılara yönelik en büyük katkısı görünür olmak. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan, üreten yeni mezun olan sanatçıları bir araya getirme ve profesyonel sanat hayatına geçişinde de yol gösterdiği fikrindeyim. Base ailesi ile tanıştıktan sonra bütün ön yargılarımın kırıldığını ve çalışmalarımda bana ciddi motivasyon sağladığını söyleyebilirim.” Veysel Daşçı, (BASE 2017 ve 2019 sanatçısı) Erciyes Üniversitesi Resim Bölümü mezunu “Sanatçı olarak iki kez yer aldığım BASE 2017, BASE 2019 sergileri sanat kariyerimde en önemli yeri simgelemektedir. Base benim için bir sergiden daha fazlasını ifade etmekte. Sergi süresince bir aile ortamının oluşmasına neden oldu, devam eden dostluklarla sanat alanında topluma yeni eserler kazandırmamda katkı sağladı. Öğrencilik sürecimde yapmış olduğum eserler sadece kendi çevremde değerlendirilmişti belli bir bölgeyle sınırlı kalmıştı. Base ile bu sınır büyük bir ölçüde ortadan kaldırıldı. Çalışmam birçok izleyici ile buluştu. Base sürecinde, konuşmacıların, sanat severlerin ve o yıl mezun olmuş birçok öğrencinin bir arada yer alması sanatsal etkileşimin gerçekleştiği en büyük platform olmuştu. Sergi sürecinde kazanmış olduğum arkadaşlık, konuşmacılardan edindiğim bilgiler ve sanat severler ile kurduğum bağlantılar, sergi sonrasında da yeni eserler üretmeme ve sanat severlere buluşturma olanağı sağladı. Base 2017 benim için İstanbul da katılmış olduğum ilk sergi deneyimini ifade etmişti. Bu sergi sürecinde yaşadığım deneyimler, bölgemdeki sanat anlayışının kısıtlı olduğunu anlamamı ve bende yaşamış olduğum coğrafyada sanat alanında bir hamle yapma isteği uyandırdı. İlk olarak çevremde yer alan köy okullarına giderek ilkokul ve ortaokul öğrencilerine, İstanbul’da ve Base’de yaşamış olduğum sanat deneyiminden bahsederek onlara yeni fikirler sundum. Sonrasında bu durumu destekleyecek etkinlikler düzenleyerek öğrencilere kalıcı bilgiler sağladım. Base, mezun olup bir kere katılabileceğimiz sergi ile sınırlı değil. Base’e seçilen sanatçılar sergi sonrasında da etkinlik ve organizasyonlarda yer alarak bunu sanatçılarıyla iş birliği halinde uygulamakta.  Redbull Amaphıko Base 2017 sanatçılarına seçilen çalışma üzerinden sahne logosunu yeniden tasarlanmasını istemişti. Sunmuş olduğum iplikle yapılan çalışma Base 2018 sergi süresince üretim yapmama olanak sağlamıştır. Yeniden tasarlamış olduğum Redbull Amaphıko sahne logosu Redbull Amaphıko organizasyonlarında kullanıldı ve sanatçı konuşmacı olarak ben de bu organizasyonda yer aldım. Yüksek lisans mezunu olarak ikinci kez Base’i kazandım ve Base 2019 sanatçı listesinde de yer aldım. Base 2019 artık bildiğim ve alışkın olduğum bir sergi süreci olmuştu. Base’in en büyük avantajı kocaman bir aile olması ve bu ailenin içerinde yer almak benim için büyük gurur verici bir şey.”