Böceklerin nefes kesici dünyasını fotoğraflayan Levon Biss makro fotoğrafçılık sanatını farklı bir seviyeye taşımış. Sanat ve bilim arasındaki mutlu evlilikten doğan bu eserlerinin yanı sıra portre fotoğraflarıyla da dikkat çeken sanatçı, Emmanuel Macron, Quentin Tarantino ve Usain Bolt gibi dünyaca ünlü fikir liderlerinin de portre çekimleriyle TIME, The New York Times ve GQ gibi dergilerin kapağında yer almış. Levon Biss ile konuştuk. Kariyeriniz boyunca portre, belgesel ve spor gibi pek çok farklı fotoğrafçılık türü üstüne çalıştınız. Fakat uzun bir seyahatin ardından böcek fotoğrafları çekmeye karar verdiniz. Sizi bu yola iten neydi? Gündelik hayatta etrafımızı saran ve insan gözüyle görülemeyen konuları merak ediyorum. Makro düzeyde, görsel olarak keşfedilecek yepyeni bir dünya var ve ben de yeni bir tohum veya böceği ilk defa gördüğümde hâlâ şaşırmaya devam ediyorum. Özellikle böcekler beni büyülüyor, her biri birer mühendislik harikası. Çok spesifik ortamlarda çalışmaya da adapte oldular ve o kadar çeşitliler ki benim gibi görsel yaratıcılar için sınırsız konu sağlıyorlar. Fotoğraflarınızı Microsculpture (Mikro Heykeller) olarak adlandırıyorsunuz. Bu görkemli “Mikro Heykeller”i tamamlamak için gösterdiğiniz uzun ve zorlu süreçten bahseder misiniz? İlk kareden işin son haline kadar… “Mikroheykel” kelimesi bir böceğin dış iskeletindeki tırnak, çukurlar, formlar ve dokuları ifade eden bilimsel bir terimdir. Çalışmalarımı üretirken, fotoğraf stoklama adı verilen bir süreç kullanırım. Stüdyomda el yapımı bir fotoğraf makinem var ve tam kare bir dslr kameraya takılı mikroskop lenslerini kullanmamı sağlıyor. Optik görüntüyü çok fazla büyüterek çekim yaparken, aslında görüntüde çok az odak noktası var, bu yüzden bu odağı elde etmek için virüsün odak derinliklerinde binlerce resim çekiyorum. Bence tüm bu görüntüleri bir araya getirerek baştan sona tamamen odaklanmış bir görüntü ortaya çıkarmak mümkün. Ayrıca, vücudun belirli bir bölgesini güzelleştiren farklı aydınlatma düzenlemeleriyle böceğin her bir uzvunu ayrı ayrı fotoğraflıyorum. Görüntü başına 4 haftaya kadar süren bu işlem oldukça zaman alıyor. Finalde ortaya çıkan fotoğrafın arkasında 10 bin tane görüntü oluyor. Son projenizde bu kez The Hidden Beauty of Seeds & Fruits (Tohumların ve Meyvelerin Gizli Güzelliği) ile botaniğe yöneldiniz. Bu yolda mı devam edeceksiniz yoksa böceklere olan ilginiz sürüyor mu? Son projem tohumlara odaklandı ama konularım değişmeye devam edecek. Çevremi makro düzeyde keşfetme süreciyle ilgileniyorum ve bu durumda kendimi tohumlarla veya böceklerle kısıtlamak boşa zaman harcamak olur. Keşfedilecek daha pek çok şey var. 212 Photography Istanbul’da hangi eserlerinizi göreceğiz? Hazırladığım Microsculpture serimi, 212 Photography Istanbul’da sergileyeceğim. Umarım insanlar beğenir ve bu seriden sanatsal anlamda bir şeyler öğrenirler. Böcekleri bu kadar detaylı görmek, insanlara, bu canlıların ne kadar değerli olduklarını anlamaları konusunda yardımcı olacağını umduğum eşsiz bir görsel deneyim sunuyor. İnsanlar dramatik bir çöküşün içindeler ve böcekler olmadan hayatta kalmaları imkansız. Bu kadar basit. Umarım çalışmalarım bir eğitim aracı olarak işe yarar ve ziyaretçileri gezegeni paylaştığımız bu yaratıkların önemini anlamaya teşvik eder. Aynı zamanda portre fotoğrafçılığına da devam ediyorsunuz, değil mi? Fotoğrafladığınız ünlülerin birkaçından bahsedebilir misiniz? En çok kimi ya da neyi fotoğraflamak isterdiniz? Fotoğrafını çektiğim kişiler arasında ünlüler de var. Bazıları beni çok etkiliyor, bazılarıysa hiç etkilemiyor. Ünlü olup olmamalarıyla hiç ilgilenmiyorum, onlar benim için tohum ve böcek gibi birer obje. En iyi şekilde ışıklandırıp fotoğraflayabileceğim objeler… Şu an yaptığım makro çekimlerle mutluyum, bunu asla değiştirmek istemem. Her zaman böceklerin fotoğrafını çekeceğim, çünkü bana oynayabileceğim en çeşitli görselliği sağlıyorlar, ki bu da bir fotoğraf için ideal bir durum. Eserleri dünyanın önde gelen dergilerinin sayfalarını süsleyen bir fotoğrafçı olmak nasıl bir duygu? 20 yılı aşkın bir kariyerde farklı aşamalardan geçersiniz. İlk kez kapak olduğum zamanı hatırlıyorum da ne kadar heyecanlıydım, ama 50. kapaktan sonra her şey normalleşti. İlk uluslararası reklam kampanyamı düzenlediğimde son derece gurur duyduğumu hatırlıyorum, her geçen gün daha fazla şey yapmaya başladıkça yeniye duyulan heyecan azalıyor. Şu anda odak noktam makro dünya ve bu konuyla ilgili uluslararası sergiler açıyorum ama zaman geçtikçe bundan sıkılıp başka bir konuya geçeceğim. Bu çok normal.
“Hedefimiz İstanbul’u yıldız yapmak”
Handan Yılmaz (212 Photography Istanbul Kurucusu) “Fotoğraf alanında çalışan bir prodüksiyon şirketi olarak yılda iki sayı çıkardığımız 212 Magazine, günümüzde dünyada 40 ülkede okuru ve satışı olan bir yayın. Geçen beş yılda yayın aracılığıyla fotoğraf sanatçılarıyla kurduğumuz ilişki, bize farklı bir dünyanın kapılarını açtı. 2018 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz festival 3 günlük bir etkinlikti ve tek mekânda gerçekleştirmiştik. İkinci yıl festival süremizi 10 güne çıkardık ve sergi sayımızı arttırdık. Üçüncü yıl hayalini kurduğumuz şehir festivali olma yolunda önemli bir adım atarak 5 farklı mekâna yayıldık. Bu yıl ise iki kıtada, 7 mekana yayılmış bir festivali ziyaretçileriyle buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Asıl önemli hedefimiz ise uluslararası fotoğraf festivalleri ağının İstanbul olarak yıldız noktalarından biri olmak.”“Bu yıl 7 farklı mekandayız”
Banu Tunçağ (Festival Yöneticisi) “Bu yıl 212 Photography Istanbul’un programında oldukça güçlü bir fotoğraf seçkisi öne çıkıyor. Yan etkinliklerimiz bu sene de katlanarak devam ediyor. Deneyim odaklı birtakım atölyelerimiz ve keşif gezilerimiz olacak. Etkinlik mekanlarını seçerken, her bir modülün kendine özel bir atmosferi ve ruhu olmasını hedefliyoruz. Sergilerde yer alan fotoğraf seçkisinin çarpıcı ve farklı olması ana hedeflerimizden. Amacımız, bu sıkıntılı zamanları az da olsa unutturacak uluslararası bir platform yaratmak. Bu çerçevede bakıldığında, ağırlıklı olarak seçilmiş sanatçıların doğaya ve insana bakışını gösterildiği işlere rastlayacaksınız festivalde.”Gülümse İstanbul kameradasın!
- 212 Photography Istanbul, 1-11 Ekim arasında Yapı Kredi bomontiada, Akaretler Sıraevler A 37 - 39, Zülfaris Karaköy, Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı, Yeldeğirmeni Sanat, Müze Gazhane ve Kalyon Kültür olmak üzere yedi mekânda gerçekleşiyor.
- Etkinliğin 4. edisyonunda yer alacak fotoğrafçılar arasında Levon Biss, Tim Flach, Christian Tagliavini, Scarlett Hooft Graafland, Helena Blomqvist, Jonas Bendiksen, Esra Özdoğan, Hasan Deniz, JeeYoung Lee, Diana Artus, Rosa Muñoz, LIA, Thomas Albdorf ve Modi gibi pek çok uluslararası isim var.
- Olimpiyat Oyunlarına ithafen hazırlanan, bu alanda isim yapmış önemli fotoğrafçıların yer aldığı, olimpiyat oyunlarının heyecanını yansıtacak olan sergide ise, David Burnett, Chris Mcgrath ve Mine Kasapoğlu’nun objektiflerine yansımış kareler görülebilecek.
- Programda, Borusan Çağdaş Sanatlar Koleksiyonu’nun temsil ettiği uluslararası güncel sanat sahnesinin önemli temsilcilerini bir araya getiren, Leyla Ünsal küratörlüğünde gerçekleşecek Başka Bir Kıyamet Mümkün başlıklı sergi, insanın doğa, tarih ve yaşam ile yeniden ilişkilenmesinin imkanlarını tartışmaya açıyor.
- Festivalde aynı zamanda Kalyon Kültür iş birliğinde LIA: Hayatı Kodlamak ve Yapı Kredi’nin desteğiyle düzenlenen Uzaktaki/Yakındaki isimli özel sergiler de yer alıyor.
- Festival ve etkinlik programı ile ilgili duyurular için 212photographyistanbul.com adresini ziyaret edebilir ve sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.