18 Nisan 2024, Perşembe
03.12.2021 04:29

Pul koleksiyonuyla başlayan 40 yıl

Türkiye’de müzayedeciliğin öncülerinden Artam Antik A.Ş., 40’ncı yılını kendi açık artırmalarında satılan eserlerden oluşan Tuvallerde İstanbul sergisiyle kutluyor

Antik Palace’tan içeri adım attığınızda bir zaman tüneline girmiş gibi kendinizi geçmiş yüzyılların İstanbul’unda buluyorsunuz. Toplumsal kültür tarihimizin antikadan sanata kıymetli eserleri arasında da gezdiren bir mabet adeta… Ülkemizde profesyonel anlamda müzayedeciliği başlatan, Türkiye’deki ilk antika ve sanat fuarını gerçekleştiren, ilk çağdaş sanat eserleri müzayedesi, Batılı ustaların yapıtlarının görülebildiği sergiler, ilk tombak sergisi, saat ve otomobil müzayedesinin de aralarında yer aldığı pek çok ilke imza atan Artam Antik A.Ş., 40 yaşına girdi. Ve bu önemli tarihi, önemli bir çalışmayla kutluyor.

HALİL PAŞA (1852-1939), Göksu’da Sandal Sefası, Tuval üzerine yağlıboya. Eski Türkçe imzalı, Hicri 1315/1897 tarihli. 60x80cm
HALİL PAŞA (1852-1939), Göksu’da Sandal Sefası, Tuval üzerine yağlıboya. Eski Türkçe imzalı, Hicri 1315/1897 tarihli. 60x80cm

İstanbul’a dair belgesel niteliğinde bir sergi

Bir belgesel niteliğini taşıyan Tuvallerde İstanbul sergisi, kentin unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerini ortaya koyarken bir bellek de sunuyor. 22 Aralık’a dek açık olan sergide Fausto Zonaro’dan Germain Fabius Brest’e, Hoca Ali Rıza’dan Hikmet Onat’a değin klasik resmin büyük ustalarının yapıtları yer alıyor. Bu kıymetli serginin öne çıkanlarına gelince… 100 yıl sonra gün ışığına çıkan Şevket Dağ’ın Ayasofya konulu eseri ilk kez bir sergide izleyiciler ile buluşuyor. Sergide 1600’lü yıllardan 1900’lerin sonlarına tarihlenen 65 tablo var. Hem bu görkemli sergiyi hem de Artam Antik A.Ş.’nin 40 yıllık serüvenini, kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam ve oğlu, Artam Antik A.Ş. CEO’su Olgaç Artam ile konuştuk. Bu yıl Artam Antik A.Ş.’nin 40’ıncı yılını kutluyorsunuz. 40 yıl önce nasıl başladı bu serüven? Çocuklukta en büyük tutkum değişik ülkelere ait filateli ve nümismatik koleksiyonu yapmaktı. Pul koleksiyonlarımla değişik ülkelerde 30’u aşkın madalya aldım. Bu merak gitgide gelişti ve ticarete döndü. Koleksiyon merakımın gelişmesi sonucunda birçok değişik konuya ilgi duydum. 1981’de ilk kez Ankara’da Kent Otel’in balo salonunda yaptığımız organizasyona ilgi çok büyük olunca Antik A.Ş. müzayedelerine başlamış olduk. Ankara’da ilk kez müzayede organizasyonu gerçekleşmişti, yabancı misyonun ilgi göstermesiyle çok hareketlendi.
Turgay Artam: “Antika ve klasik tablolardan oluşan eserlerin yanı sıra ‘filatelide sanat’ konulu tablo ve müzik pulları, para ve üzerinde sanat eseri betimlemesi bulunan kitap ayraçları gibi farklı koleksiyonlarım var.”
Turgay Artam: “Antika ve klasik tablolardan oluşan eserlerin yanı sıra ‘filatelide sanat’ konulu tablo ve müzik pulları, para ve üzerinde sanat eseri betimlemesi bulunan kitap ayraçları gibi farklı koleksiyonlarım var.”
O ilk yıllarda Türkiye’deki müzayede ortamı nasıldı? Eşim Nurcan’la birlikte başlamıştık ve hem bizim için hem Türkiye için çok yeniydi. Koleksiyoncu sayısı çok azdı, özel müzeler yoktu ve sanatın her dalında yolun çok başında bir piyasa vardı. Müzayedeler daha çok tereke mallarının satışı için, vefatların arkasından evlerde veya Kapalıçarşı bedestende yapılırdı. Kataloglu ve bayraklı profesyonel sisteme dönüştürdük. Şu anda kullandığımız müzayede özel anlaşma şartlarının her biri, yaşanmış bir olaydan sonra eklendi. 1986’da Yıldız Sarayı’nda ilk antika fuarını gerçekleştirdik, yenileri takip etti. 1988’de Türkiye’nin ilk çağdaş sanat eserleri müzayedesini gerçekleştirdiğimizde, çağdaş sanat eseri koleksiyoncusu 10 kişinin altındaydı. Ardından bu 40 yılı, köşe taşlarıyla birlikte kısaca özetleyebilir misiniz?  Sayısı 370’e ulaşan müzayedelerimiz, sergiler, seminerler, sanat ve kültür yayınlarımız, sivil toplum kuruluşları ve vakıflar için yaptığımız bağış müzayedeleri ve sayısız etkinlik ile dolu 40 yılı geride bırakıyoruz. Geriye dönüp bakınca çok farklı köşe taşları söylenebilir; ilk fuar ve ilk çağdaş sanat eserleri müzayedelerinin yanı sıra, 1995 yılında Maçka’da bulunan 3.000 metrekarelik Eşref Paşa Konağı’nın restore edilerek müzayede evi Antik Palace’ın açılışı ve ardından 1997 yılında gerçekleştirdiğimiz Picasso’nun Modelleri, Matisse’in Odalıkları isimli sergi, sanat dünyamız içinde çok önemli bir dönüm noktası oldu. Dünyaca ünlü sanatçıların eserlerine olan ilgi nedeniyle Antik Palace’ın kapısından Akaretler yokuşuna kuyruklar oluşmuş, usta isimlerin gördüğü ilgi ilerisi için yol açmıştı. Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi eserinin 3.5 milyon dolara satılması Türk sanat piyasası için dönüm noktası bir gündü. 2016 yılında Yeşil Cami Önünde adlı eserin 4.5 milyon dolara satılması ise Türkiye’de satılan en değerli eser rekorunu kırmıştı. Burhan Doğançay Mavi Senfoni, Erol Akyavaş Kuşatma, Fahrelnissa Zeid Londra eserlerinin satışları da çağdaş sanat eserleri için önemli satışlardı. İlk mücevher müzayedesi, otomobil müzayedesi, şarap müzayedesi, kitap ve saat gibi birçok farklı alanda müzayedeler de gerçekleştirdik. Artam Antik A.Ş. bugün geldiği noktada hangi faaliyetlerde bulunuyor? Artam Antik A.Ş. müzayede firması olarak kültür yayınlarımız, düzenlediğimiz müzayedeler, sergiler ile kültür ve sanata verdiğimiz desteğe devam ediyoruz. Bireysel ve kurumsal koleksiyonlara danışmanlık yapıyoruz. Bugünlerde sanat meraklılarına daha çok sanat internet müzayedeleriyle ulaşıyoruz. Yeni sergi ve proje hazırlıklarımız da devam ediyor.

“Bu sergi İstanbul’a dair bir bellek sunuyor”

Tuvallerde İstanbul sergisi sizin için ne ifade ediyor? Aslında fikrin doğuşuyla birlikte iki yıl, eserlerin koleksiyonculardan temin edildiği yoğun hazırlık süreciyle ise altı aylık bir çalışma sonucunda hayata geçti bu sergi. 40 yıl içinde satışını gerçekleştirdiğimiz eserleri alan koleksiyoncular sayesinde gerçekleşti. İstanbul konulu tablolardan oluşan bir seçki hazırladık, birçok eserin hangi müzayedemizde nasıl satıldığını çok net hatırlıyorum, o heyecanı bir daha yaşıyorum. Sergide toplam kaç eser yer alıyor? Hangi dönemleri kapsıyor? Belli başlı hangi ressamların eserleri var? Hoca Ali Rıza, İbrahim Çallı, Şevket Dağ, Halil Paşa, Hikmet Onat, Hüseyin Zeki Paşa, Mehmet Ruhi, Vecih Bereketoğlu, Mehmet Ali Laga, Naci Kalmukoğlu, İbrahim Safi gibi klasik resmin büyük ustalarının yapıtları ile Fausto Zonaro, Germain Fabius Brest, Priuer Bardin, Leonardo De Mango gibi önemli oryantalist ressamların 65 eseri yer alıyor. Dönemin sanatçılarının gözünden eski İstanbul sokakları, Kapalıçarşı, Topkapı Sarayı, Sultanahmet, Kız Kulesi, Beyazıt, Boğaz… Özel koleksiyonlardaki bu değerli eserleri toplumla buluşturan sergi için Prof. Dr. Kıymet Giray özel bir kitap kaleme alıyor.

Sırada Avni Arbaş sergisi var

Bundan sonraki projeleriniz neler? Bir sonraki etkinliğimiz için Avni Arbaş sergisi, kitabı ve önemli koleksiyonlardan oluşan özel müzayedeler planlıyoruz. Olgaç’ın teknoloji merakı sayesinde müzayedelerimizi kendimize özel yazılımımız ile çevrimiçi olarak 5 yıldır gerçekleştiriyoruz. Artam App uygulamamız dünyadan ve Türkiye’den öne çıkan sanat haberleri, “hemen al”, “favori sanatçı takibi” ve canlı müzayedelere katılım gibi birçok imkânı bir arada sunuyor. Blockchain teknolojisi ile çevrimiçi müzayedeleri entegre edecek projeler üzerinde de çalışıyoruz.
Artam Antik A.Ş. CEO’su Olgaç Artam ile Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam.
Artam Antik A.Ş. CEO’su Olgaç Artam ile Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam.