Pandemi, dayanışma, ödeneksiz tiyatro, mücadele, vergi, mekan kiraları, esnaflık… 2023 öncesi Türkiye tiyatrosundaki bağımsız ekipler için sık sık kullandığımız bu kelimeler 2023’te de dilimizden düşmedi ne yazık ki. Üzerine 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketi, yas, öfke, toplumsal felakette yine ilk tiyatroların kapanması ve hemen ardından büyük ekonomik kriz de gelince tiyatro için ayakta kalma mücadelesi maddi ve manevi içinden çıkılmaz bir hal aldı. Türkiye tiyatrosu koca bir yılı yine ödeneksizlikle boğuşarak geride bıraktı.
Yine de 2023 yılı, Türkiye tiyatrosunun en üretken olduğu dönemlerden biri oldu. Ortaya konan işlerde çeşitlilik arttı. Pandemi döneminde sayıları artan tek kişilik hikayelerin yanı sıra kalabalık kadrolu ekipler, büyük prodüksiyonlar ve müzikaller de görmeye başladık.
Kendilerine sahnelerde yer bulmakta zorluk çeken yeni mezun oyuncular kendi ekiplerini kurarak ve hatta salonlarını açarak ‘genç’ bir tiyatronun fitilini ateşledi. Son birkaç yılın en heyecan verici gelişmesi de buydu sanki.
Tiyatro bir anda yapımcıların da keşfettiği bir alan olmaya başladı ve çok sayıda ‘ünlü’ oyuncunun sahne aldığı oyunlar girdi hayatımıza.
Yıl boyunca en sık duyduğum sorulardan biri “Hangi oyunu önerirsin?” oluyor genelde. Bu yıl prömiyer yapmış, beni heyecanlandıran işlerden, bu sorunun bendeki karşılığı olacak oyunları listeledim.
Bir Terennüm, Orchestra Theatre
Firuze Engin’in iki kuşağın hikayesini anlattığı sürprizli ve sıcacık metni, Gülhan Kadim’in rejisiyle tamamlanıyor sanki. İpek Türktan ve Tolga İskit gibi döneminin en başarılı oyuncularının da bu hikayeyle buluşmasıyla insana iyi hissettiren, 2023’ün tiyatro adına hediyelerinden diyebileceğim işlerin başında geliyor.
Büyük Zarifi Apartmanı, İstos Sahne
Beyoğlu’nun 150 yıllık Büyük Zarifi Apartmanı’nda bir hafıza projesi ve mekana özgü olarak tasarlanan oyun, hikayesi, o hikayelere bakışı, rejisi ve oyunculuklarıyla bu yılın en incelikli işi oldu benim için.
Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir İz Bıraktı, ba-Tiyatro & H6 Act
Hem Ferdi Çetin imzalı bir anne-kız ilişkisini anlatan etkileyici ve yoğun metninde hem de Kayhan Berkin’in seyirciye yaklaştıran rejisinde heyecan verici arayışlar görebildiğimiz oyun, Beyoğlu’nun tarihi binası Metrohan’ın atmosferini solumaya da fırsat veriyor.
REM, sfrpztf
Uğur Kanbay’ın çok sayıda karakteri başarıyla sırtladığı, hem yazıp hem yönettiği REM, tek kişilik oyunlar arasından sıyrılmayı başardığı gibi Kanbay’ın günden güne her işini hayranlıkla takip ettiğim bir oyuncuya dönüşmesine de vesile oldu.
Ölümün Tersi Arzudur, Kadıköy Emek Tiyatrosu
Uyarlamaların gitgide arttığı son yıllarda Engin Alkan, Arzu Tramwayı’nı Macbeth’le harmanladığı oyunda ustalıklı yorumuyla ön plana çıkıyor.
Disko Topu, Lemur Company
Ayça Güçlüten’in aynı adlı romanından sahneye uyarladığı Disko Topu, sahnede takibi oldukça zor bir metnin ve duygusal yükü ağır bir hikayenin altından başarıyla kalkan Nihan Doğa’nın performansı için bu sene listeme giren oyunlardan.
Kel Diva, Oyun Atölyesi
Oyun, Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay’ı yeniden bir araya getirmesi ve uzun bilet kuyrukları yaratmasından ziyade, Yiğit Özşener ve Özlem Zeynep Dinsel’in performansları ve en çok da klasik tiyatro seyircisine absürt tiyatro ile sağ gösterip sol vurmasıyla kalbimi çalmayı başardı.