Bir insan niye yeni gelir bir insana birdenbire ve üstelik durduk yerde, bir kitap niye yeni gelir ve üstelik ilk kez okunuyormuş gibi, bir yazar niye yeni gelir, üstelik şimdi ve buradan çoktan göçmüş olduğu halde?
Şiir zaten hep yeni okunandır, öyle olması gerekir de, ben yazıdan söz ediyorum. Türkçede hep yeni gelen deyince aklıma, herhalde çoğumuzun da, Sait Faik gelir. Sanki onun sözcükleri birazdan evden kaçacaktır, karşıya geçecektir, arkadaşlarına bakınacaktır, sevgilisini o meyhane senin bu sokak benim arayacak ve tabii bulamayacaktır, canı sıkılacaktır, papaza kızıp -hakkaten o da kızılacak papazdır- bir küfür sallayacaktır İstanbulca, Lüzumsuz Adam’ın teki olarak kaldırımlarda sürtecektir ama sonra sözcük olduğunu anımsayıp, arkadaşı Orhan Veli gibi, bazı şiirleri ve öyküleri oturup birlikte yazmışlarcasına kuşku uyandıran bir iyilik, umut ve mavi yüklü havalarla insan kardeşlerinin karşısına çıkacaktır!
14.06.2024 04:30
Tomris ki hep yeni gelendir
Şimdi Tomris havasındayız... Bazı yazarların -kült de diyebiliriz ama ben efsane demeyi yeğlerim- efsane niteliği kazanması edebiyatın ve okurun hayrınadır
Karşı Mahalle
22 Kasım 2024
İnsan denen karanlık
15 Kasım 2024
Şiirde iki ‘imkan’
08 Kasım 2024
Bazı öyküler
01 Kasım 2024
Gönüldeş
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024