23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
15.10.2021 04:30

Herkesin çok kızdığı vızır vızır motorcular e-ticaretin kahramanı

Facebook çatısı altındaki dijital markaların bir günlük çöküşü e-ticaret sektörüne büyük maddi zararlar verdi. Türkiye’de bu sektörün ihmal edilen ayağı motokuryeler sadece bir gün çalışmasa neler olur?

Aynı gün 2-3 saat arayla önüme iki haber düştü.  İlk haber: 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nda Türkiye’de drone ile kargo taşımacılığının başlayacağı duyuruldu. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, ilk olarak İstanbul-Eskişehir-Ankara hattı için ‘drone taşımacılığı hava koridoru güzergahı’nı belirledi. İkinci haber: Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde toplanan Motosikletli Kuryeler Derneği bir basın açıklaması yaptı. Motokuryeler, siparişleri belirlenen süre içinde yetiştirmek için yaşadıkları kaza ve ölümlere dikkat çekmek için seslerini yükseltti. İlk bakışta bu iki haberin bir ortak noktası yok... İlk haber Türkiye’de bir pilot bölgede kargo drone’larının hangi yükseklikte ve ne hızda uçabileceğine dair kriterleri anlatan bir teknoloji haberi. İkincisi ise mağduriyet yaşayan bir toplum kesiminin basın açıklaması. Bence bu iki haber Türkiye’de e-ticaretin geleceğini belirleyebilir. Bir anda aklıma geleceğin İstanbul’u geldi. Mesela yıl 2030’lar… Bugünkü apartman yığınlarına yenileri eklenmiş. Halen emekleme dönemini yaşayan e-ticaret büyük dijitalleşme hamlesiyle patlama yapmış. Trafikteki hiperaktif motosikletlerin sayısı birkaç katına çıkmış. Buna paralel olarak havadan dağıtım işi de başlamış olsun. İstanbul semalarında vızır vızır uçan drone’lar; bilim kurgu filmleri gibi bir ortam... Hayali bile güzel.

Drone ile teslimat artık bir rüya değil

Kargo taşımacılığında insansız hava araçlarını kullanma fikrini ilk kez ABD’den duymuştuk. 2015’te falan Amazon’un ‘yakın gelecekte’ evlere drone ile paket dağıtma projesi o zaman için bana biraz fantezi gibi gelmişti. Yine de Seattle banliyösündeki bahçeli evlerinde minik paketlerini teslim alan üst gelir grubu ABDlilerin videoları imrendiriciydi. Oysa bu tanıtımların üzerinden sadece 5-6 yıl geçti ve şimdi Türkiye’deki devlet kurumları bile İstanbul gibi bir şehir için drone ile teslimatın prensipleri üzerinde çalışıyor. Genç ve dinamik nüfusuyla övündüğümüz Türkiye, bu alanda da feci hızlı ilerliyor. Halen 50 bin drone’un Sivil Havacılık tarafından kayıt altına alındığını okuyunca inanamadım. Düşünün ki İstanbul’da 18 bin taksi var. Bunların 3 vardiya şoförü olsa 54 bin kişi eder. Buna karşın Türkiye’de şimdiden 600 bin lisanslı drone pilotu bulunuyor. Bu iş yaygınlaştığı an, vızır vızır drone trafiğine hazır olun derim. Dünyada da ilk planda drone ile dağıtım sağlık alanında başlamış. Hastane çatılarına hafif tıbbi malzeme sevkiyatı ile start alan sektörün hızla büyümesi bekleniyor.  Gelelim 2021’e… Bugünün İstanbul’unda hemen herkes motokuryelerin gürültülü, hızlı ve kuralsızlığından şikayetçi. Buna karşın aynı kişiler, yemek siparişlerinin altına ‘acele teslim’ notu düşüyor. Yağmurda çamurda geciken kuryeye de anında Yemeksepeti’nden düşük not veriyor. Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Murat Tomris bu konuda dertli: “Hiçbir paketin değeri insan hayatından fazla değildir. Biz robot değiliz. Kural ihlali yapmayı istemeyiz. Siparişlerdeki ‘teslimat hızı kriteri’ bizi risk almaya mecbur bırakıyor. Bunun kaldırılmasını istiyoruz.”

Kuryeler olmazsa bir şeyler eksilecek

Drone ile yaygın olarak mal teslimatı İstanbul gibi bir şehirde tam olarak ne zaman başlayacak birlikte göreceğiz. Buna karşın hali hazırdaki motokuryelerin birkaç saatliğine bile işi bırakması durumunda hayatın felç olacağını biliyoruz. Facebook çatısı altındaki mecraların yarım gün kapalı kalmasının dünyada e-ticaret alanında nasıl bir infial yarattığı ortada. Türkiye’de de dijital ticaretin en önemli sac ayağı olan işin bu ‘lojistik tarafına’ kimsenin önem verdiği yok. Drone ile teslimatın yaygınlaşması bence ileride mahalle bakkalının yerini süper marketlerin alması gibi bir ‘sosyal travma’ da yaşatabilir. Mesela siparişin fişinin üstüne ‘Kurye gelirken, köşedeki bayiden sigara alabilir mi?’ diye not bırakmak da herhalde tarihe karışacak…