Sosyal medya mecraları, mobil cihaz kullanımının artmasıyla birlikte son 10 yıldır bize yeni yeni haber formatları sunmaya başladı. Eskiden haber üreticisi gazete ve TV’ler sosyal medya mecralarını kendilerine direkt rakip olarak görmüyorlardı. Hatta çalıştığım medya kuruluşlarında sıkça yapılan toplantılarda, ürettiğimiz haberlerin geniş kitlelere ulaşması için bu sosyal ağları ‘kendi dağıtım şebekemiz’ gibi kullanmak için stratejiler belirliyorduk. Twitter’dan paylaşılan bir köşe yazısı gazetenin hiç ulaşamadığı okurlara, Facebook’tan paylaşılan bir video da hayatında sizin kanalınızı izlemeyen kitlelere kolayca ulaşmayı sağlıyordu. Fakat medya kuruluşları bunu yaparken kendi duruşlarını hemen hemen hiç değiştirmedi. Yani gazete ve TV’ler ‘cool’ tavrını bozmadan, yaptıkları işe aynı yöntemlerle devam ederek bunu sosyal ağlardan geniş kitlelere yaymaya çalıştı. Bu nedenle de yayıncılık anlamında geleneksel medya, sosyal medyaya pek öncülük edemedi. Aksine sosyal medyada yayılan format ve içerikler sık sık klasik medyaya ilham verdi. Twitter’da bugün gördüğümüz bir kaza videosunun reyting kanallarındaki haberlerde 3 gün sonra ekrana gelmesi de bundan. Yani yıllardır kravatlı ve ciddi spikerlerin (ama daha inandırıcı) sunduğu haberlerle hiç haber izlemeyen Z Kuşağı hedefleniyor. Bu nedenle de aşı tutmuyor. Şimdi iyice anladık ki; kağıt gazeteyi klasik kağıt gibi, TV’yi TV gibi, dijitali dijital gibi yapmak lazım. Kağıdı dijital gibi ya da dijitali klasik TV gibi yapmaya çalışınca bu iş olmuyor.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim