Gazeteciliğe başladığım 90’lı yıllarda bir foto muhabirinin çektiği kareyi görebilmesi hiç yoktan saatler alıyordu. Dijital kameraların henüz ortaya çıkmadığı o dönemde, fotoğrafın kaydedildiği film rulosu “laboratuvar” adı verilen birime teslim edilip bir dizi kimyasal işlemden geçirilmeye muhtaçtı. Yazıları bilgisayarda yazmak o zaman da mümkündü ancak ortama yayılan daktilo tıkırtıları yarı mahcup bir edayla varlığını hala hissettiriyordu.
12.05.2023 04:30
Büyük kararlar eşiğinde
Kader seçimine hazırlanan Türkiye’nin ötesinde, dünyanın en genel ve ortak meselelerine yönelik bir ara özet