Huzura ait gereksinimlerimizin başında sessizlik beklentisi yer alıyor. Bu arayış dahi kimileri için bir girişim fırsatına dönüşmüş durumda. Örneğin Soundprint adlı mobil uygulama, dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılarından topladığı ölçümleri temel alarak gürültüden uzak, sessiz mekanların listesini tutuyor. Sessizlik beklentisini yabana atmak imkansız; zira birçok bilimsel çalışmanın da gösterdiği gibi gürültü, insan psikolojisine olumsuz etki yapan unsurların başında geliyor. Sesin şiddetini ifade eden desibel cinsinden tanımlamak gerekirse, 70 desibel ve altı gürültü seviyesi insan sağlığı için en uygun ortamı sunuyor. Ancak özellikle büyük şehirlerde bu oranı tutturmak mucize türünden bir hayal.
En gürültülü İstanbul semti
İstanbul’da gerçekleştirilen bir gürültü haritası araştırması, şehrin en gürültülü semtinin (her türden yoğunluğun bir araya geldiği) Mecidiyeköy olduğunu ortaya koyuyor. 80 desibeli geçen ses seviyesi, 5 yıl boyunca günde sadece 1 saat maruz kalanlarda dahi kalıcı işitme kaybına yol açacak türden. Aynı araştırmaya göre Kadıköy ve Şişli gibi semtlerdeki oran da tahammül sınırlarının çok üstünde seyrediyor. Bu tablo giderek daha fazla sayıda insanın normaline dönüşmüş durumda. Tarihin büyük bir bölümünde ağırlıklı olarak kırsal alanda yaşayan insanoğlu, Birleşmiş Milletler verilerine göre 2007 yılından itibaren ilk defa ağırlıklı olarak şehirlerde yaşar hale geldi. Önümüzdeki 30 yıl içinde dünya nüfusunun üçte ikisi şehirlere yerleşmiş olacak. Dolayısıyla “gürültü” neredeyse herkesin en büyük ortak paydası, derdi ve kaderi haline gelmeye aday. Yüksek sesin tahammül edilemezliğini tecrübe edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Fakat ne ilginçtir ki şimdiye dek sadece bir avuç insanın yaşayabildiği “mutlak sessizlik” de bir o kadar dayanılmaz.Çıldırtan sessizlik
Teknoloji şirketi Microsoft, ABD’nin Redmond şehrindeki genel merkezinde “Building 87” adlı bir yapıya ev sahipliği yapıyor. İçindeyse “dünyanın en sessiz odası” bulunuyor. Yapının çevresi dış sesleri yalıtan, iç sesleri ise emerek yok eden özel bir malzemeyle kaplı. Odanın gürültü seviyesi “eksi” 20.3 desibel. Bunun ne demek olduğunu daha iyi anlayabilmek adına şu bilgiyi verelim: İçine girenler kendi kalp atışını duymanın ötesinde, hareket ettiklerinde kas ve kemiklerinden gelen gıcırtıları işitiyor. Gelgelelim “huzurun adresi” olarak tanımlanabilecek bu mekana ait kimsenin uzun süreli bir hatırası yok. Çünkü neredeyse tamamı birkaç saniye dahi dayanamadan kendini dışarı atmış. Ziyaret rekoru sadece 30 dakika. Görünüyor ki ses ile aramızdaki ilişkinin iki ucu da katlanılabilir türden değil. Biyolojik olarak bir miktar sese ihtiyacımız var. Mesele ne türden bir ses olduğu. Milyarlarca dolarlık dev bir sektörün kapılarını aralayan da bu arayış. Hoşa giden ses adına akla ilk şarkılar geliyor. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre toplamda 50 milyonu aşarak dünyanın en çok satan teklisi (single) unvanını kazanan şarkı, Bing Crosby’nin 1942’de çıkan “White Chistmas” adlı eseri. Dinlenme rekoruysa 1893’te anaokulu öğretmeni iki kızkardeş tarafından yazılan meşhur “Happy Birthday” ezgisi. Ancak bestecisinden müzisyenine, stüdyo mühendislerinden klip yönetmenine uzanan bu devasa sektörü dahi imrendirecek çok daha büyük bir yapı, çok daha basit bir kaynaktan besleniyor: “doğa”.Gökkubbenin sadaları
Kanada’daki Carleton Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma, doğadaki kuş cıvıltıları, nehir akıntıları gibi seslerin insan psikolojisi (dolayısıyla sağlığı) adına son derece olumlu etkileri olduğunu ortaya koymuş. Tabiatla buluştuğumuzda hepimizin farkına vardığı bu gerçek ne yazık ki şehirlere mahkum milyarlarca insan için sadece bir hayal. Doğanın bu iyileştirici gücünü kullanan “ekoterapi” adlı yeni akım dahi çok az kişinin ulaşabildiği bir ayrıcalık. Aradaki boşluğu dolduransa, yine bu derdin baş sorumlusu “teknoloji”. Web siteleri ve mobil cihazlar üstünden doğa sesleri dinleten uygulamalar şimdiden milyarlarca dolarlık bir endüstri yaratmış durumda. Popüler örneklerin başında gelen “Calm” adlı uygulamanın değerlemesi 2 milyar doların üstünde. Bu alandaki öncü girişimlerden Spatial, farklı disiplinlerden geniş bir akademik kadroyla işi bir adım daha öteye taşıyarak hastane, müze, restoran gibi ortamlara özel sesler üreterek yüz milyonlarca dolar gelire imza atıyor. Tatlı bir esintiyle hışırdayan yaprakların arasından öten cırcır böceklerini telefonunuzun kulaklığından ya da bilgisayarınızın hoparlöründen dinlemek için para ödemek garip gelse de kimi ücretsiz seçeneklerle tecrübe etme fırsatımız hala mevcut. Bir “kulak vermekte” fayda var.Milyarderler listesinde genç kripto paracı damgası
- 2021 Forbes Zenginler Listesi’ndeki 400 dolar milyarderi ABD'linin 15’inin 40 yaşın altında olması bir ilk olarak tarihe geçti. Kripto para yatırımcılarının ağırlıklı olduğu sıralamanın en genç üyesi, sadece 2 yıl önce kurduğu FTX adlı kripto borsasıyla 22,5 milyar dolar servete ulaşan 29 yaşındaki Sam Bankman-Fried oldu. Kırkı çıkmamış milyarderlerin en zenginiyse 134,5 milyar dolar ile Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg.
- Microsoft ve Nvidia, yapay zeka programlamak için geliştirilen ve 530 milyar değişkeniyle "dünyanın en geniş ve yetenekli dili" unvanına sahip "MT-NLP" projesini tanıttı. Dilin değişkenlerini geliştirmek ve sistemi eğitmek için açık kaynaklardan toplanan 270 milyar parça dijital içerik kullanılmış.
- ABD Başkanlığına bağlı bilim danışmanları Başkan Joe Biden'a yaptığı çağrıyla vatandaşlara yeni nesil güçlü yapay zekalara karşı korunma hakkı talep etti. Gerekçe olarak biyometrik tanıma algoritmalarının önyargılı ve ayrımcı kararları gösterildi.
- Avrupa Parlamentosu kamuya açık alanlarda -özellikle yüz tanıma sistemleriyle yaygınlaşan- biyometrik takip araçlarını tamamen yasaklama kararı aldı. Mahremiyete ve insan haysiyetine saygı kapsamında alınan kararla şu ana kadar bu bilgiler ışığında oluşturulan bütün veritabanları da silinecek.
- Youtube, iklim krizini inkar eden videolarda reklam gösterilmesini, dolayısıyla yayıncısının para kazanmasını engelleyeceğini duyurdu.
- 5 yıl boyunca Amazon'dan sipariş ettiği pahalı ürünlerin paket içeriğini ucuz ürünlerle değiştirerek iade eden bir ABD vatandaşı, 20 yıla kadar hapis ve 250 bin dolar para cezası istemiyle dava edildi.
- 1918'de hayata veda eden Avusturyalı Ressam Gustav Klimt'in en önemli koleksiyonlarından "Fakülte Resimleri", 1945'teki bir yangında kül olmuş, geriye sadece siyah-beyaz fotoğraflara yansımış hatıraları kalmıştı. Google, makine öğrenimi yoluyla geliştirdiği yapay zeka algoritmasıyla bu yitik koleksiyonu orijinal haliyle yeniden renklendirerek bu hafta Google Arts&Culture sitesinde herkese açtı.
- Çizdiği kusursuz "sahte" resimlerle ilginç bir şöhrete kavuşan (ve bu uğurda hapis dahi yatan) Alman Ressam Wolfgang Beltracchi NFT dünyasına adım attı. Leonardo da Vinci imzalı Salvator Mundi tablosunun 4 bin 608 farklı versiyonundan oluşan koleksiyon 18 Ekim'de açık artırmaya çıkacak. Eserin orijinali 2017'de Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman tarafından 450 milyon dolar bedelle satın alınmıştı.
- Brezilya, Bitcoin'i resmi ödeme seçenekleri arasına sokmak için hazırlanan yasa tasarısını oylamaya hazırlanıyor.
- Bitcoin'i resmi para birimi olarak kabul eden ilk ülke El Salvador'da süreç pek beklendiği gibi ilerlemiyor. Gelen haberlere göre hükümetin kripto cüzdan uygulaması yetersiz kaldığı için alışveriş ve havale süreçleri sürekli aksıyor. Chivo adlı uygulamayı 3 milyon kişi indirdi ve 2,1 milyon kişi kullanıyor.
- Compound adlı kripto para merkezli finans hizmeti yanlışlıkla kullanıcılarının hesabına 90 milyon dolar yatırdı. Sitenin kurucusu Twitter'dan paylaştığı mesajda "Yüzde 10'u kalsın, gerisini iade edin yoksa Gelir İdaresi'ne rapor ederim, vergisiyle uğraşırsınız." şeklinde tehditle karışık ricada bulundu.
- Özellikle oyunseverlerin yaygın olarak kullandığı video platformu Twitch'in neredeyse bütün dijital veri ve kodları çalınarak internete sızdırıldı. Amazon'un sahibi olduğu sitenin ele geçirilen bilgileri arasında içerik üreticilerine ödenen paralar, sitenin çalışmasını sağlayan kayak kodu ve Steam platformuna rakip olarak geliştirilen hizmete ait ayrıntılar da yer alıyor.
- Microsoft'un her yıl yayınladığı "Dijital Savunma Raporu"nda devlet destekli siber saldırıların yüzde 58'inin ardında Rusya'nın bulunduğu yer aldı. En fazla hedef alınan ülke ABD olurken onu Ukrayna, Britanya, ve NATO'nun Avrupalı ülkeleri izliyor.
- Avustralya / Sydney Üniversitesi öğrencilerinden Ziteng Wang, Samanyolu Galaksisinden gelen gizemli mesajlar tespit etti. Sinyal yayınının düzenli olması şu ana dek görülmedik türden bir duruma işaret ediyor. Koordinatlarından yola çıkarak sinyalin kaynağına ASKAP J173608.2-321635 adı verildi.
- Beynin çalışma sisteminden esinlenerek geliştirilen "nöromorfik çip" alanına 2017'de adım atan Intel, ikinci kuşak ürününü tanıttı. Programlanabilirlik, hız ve işlem kapasitesi belirgin şekilde artan "Loihi 2" adlı çip, model aldığı biyolojik beyin nöronlarından 5 bin kat daha hızlı çalışıyor.
- ABD / Harvard Üniversitesi ile işbirliğine giden Samsung, beyinden modellediği benzer bir yarıiletken nöromorfik çip mimarisi üstünde çalışmaya başladığını açıkladı.
- Haliade-X adlı dünyanın en büyük açık deniz rüzgar enerjisi tribünü Hollanda'nın Rotterdam şehri açıklarında hizmete girdi. GE firması tarafından geliştirilen 14 MW'lık tribün yılda 74 GWs enerji üretecek.
- Carbios adlı Fransız girişim, plastik ve PET atıkları enzimler yardımıyla geri dönüştüren bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem geri dönüşümü geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha saf kalitede ve kullanışlı hale getiriyor. Şirketin enzim reaktörü 100 bin PET şişe içeren 20 metreküplük atığı 10-16 saat aralığında ayrıştırıp dönüştürebiliyor.
- İsrailli Arkeologlar Kudüs'te yürüttükleri kazıda 2 bin 700 yıllık bir "tuvalet" ortaya çıkardı. Oyulmuş kireçtaşından imal edilen dikdörtgen formlu kabinin o dönem için oldukça lüks bir ayrıcalık olduğu belirtiliyor.
- Dünya Sağlık Örgütü sıtmayı engelleyen ilk aşıya kullanım onayı verdi. Her yıl sadece Afrika kıtasında (yarısı 5 yaş altındaki çocuklardan oluşan) 500 bin kişinin ölümüne sebep olan hastalığa karşı etkili bu aşı, GlaxoSmithKline şirketi tarafından geliştirildi. İlk yıl yüzde 50 koruma sağlayan yöntem dördüncü yıla gelindiğinde yüzde 100'e yakın koruyucu hale geliyor.
- ABD / Johns Hopkins Üniversitesi'nin en popüler 4 kategorideki onlarca farklı e-sigara özelinde yürüttüğü araştırmada, ürünlerin dumanında 2 binden fazla bilinmeyen kimyasal bileşene rastlandı. Dahası, deneydeki ürünlerin her birinde en az bir adet sağlığa zararlı kimyasal bulundu.