“Yorgun, Memed, gitti güneşin alnına ağzı yukarı uzandı. Firezlerin arasından, karınca şeritleri geçip ta uzaklara gidiyorlardı. Elleriyle gözlerini kapatıp bir zaman ağzı yukarı soludu kaldı. Günlerden beri çalışıyordu. Önce ekin biçmişti tek başına. Leyleğin gözündeki ekinin içi bir de devedikeniyle dopdoluydu. Sonra harman yapmak için anasıyla birlikte şelek çekti. Günlerden beri de döğen sürüyor. Bu yüzden, bir deri bir kemik kalmış. Yüzü buruş buruş. Derisi sarkıyor gibi. Kapkara kesilmiş. Gözleri de iyice çukura kaçmış, avurtları geçmiş. At, biraz ötesinde kütürtüyle yayılıyordu. Yıkılacak gibi zapzayıf. Kaburgaları dışarı fırlamış. Yaşlı bir hayvan. Belki onbeş. Gözlerine sinekler çokuşuyordu. Sırtının tam ortasında, hiç iyi olmayan bir yağarı vardı. İrinlenmişti. İrin kan karışığı. Bir de ekin tozu yapışmıştı. Kocaman kara sinekler, bir kalkıp bir iniyorlardı. Gün kuşluk oldu. Memed, bir yanına döndü. Oluk oluk terlemişti. Elini yüzüne sürdü. Kapkara bir avuç ter aldı attı.”
Yaşar Kemal’in “İnce Memed” romanından yaptığım bu alıntıdaki bazı sözcükler kiminize Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun şiirindeki gibi “yedi kat yabancı” gelmiş olsa da eminim o ve kendi gibi yorgun atı gözünüzde canlanmıştır. Dilin ve sözcüklerin gücünü bize hatırlatan bu ayrıcalıklı zihinlerin anlatım becerisi, hiç umulmadık bir sebeple önümüzdeki dönemin en çok aranan yeteneklerinden birine dönüşecek gibi görünüyor.
“ChatGPT” hizmetini duymuş olmalısınız. Silikon Vadisi’nin gözde yatırımcıları tarafından kurulan OpenAI adlı bir yapay zeka şirketinin meşhur ürünü. Aynı dönemde parlayan bir diğer hizmet ise “MidJourney” adını taşıyor. ChatGPT yarışmalardaki joker hakkında aklınıza gelecek türden. Yazdığınız her soruya yine yazılı olarak cevap veriyor. MidJourney ise yine yazarak tarif ettiğiniz şeyleri şaşırtıcı bir kabiliyetle görselleştiriyor.
Her ikisinin de bazı kusurları ve kısıtları var. Namına leke gelmesinden çekindiğinden olacak; ChatGPT “bilmiyorum” dememek uğruna bilmediği konularda bile görüş bildiriyor. Üstelik bunu kendinden öyle emin bir edayla yapıyor ki hikmetinden sual etmeye çekiniyorsunuz. Müzmin bir malumatfuruş. MidJourney ise ancak kullandıkça öğrenebildiğimiz uzun bir “yasaklı sözcük” listesine sahip. Örneğin Yaşar Kemal’in yukarıdaki at betimlemesini görselleştirmesini istediğimde bana “yara” kelimesini
kullanamayacağımı söyledi. Kim bilir hangi gerekçeyle?
Yapay zekanın bu iki yavrusu, gücünü yüzlerce bilimcinin onlarca yıldır üstünde çalıştığı algoritmalardan alıyor. İnsanlığın şu ana kadar üretip dijitalleştirebildiği her şeyi yalayıp yuttular ve şimdi öğrendiklerini evirip çevirip bize geri satıyorlar. Ne var ki onlarla iletişim kurmak; daha doğrusu hakkıyla kullanabilmek için en kilit beceri “dil bilgisi”. Dijital alemin kendine has yazılım dilleri de değil; ana dilimiz.
Yapay zeka ile etkileşim “prompt” diye anılan sözcük öbekleriyle gerçekleşiyor. Hayatımıza Turgut Özal ile giren ve zamanla siyasetin ayrılmaz parçası haline gelen “prompter” cihazlarıyla aynı kökene sahip. Sahnedeki oyunculara fısıldanan “sufle” gibi de düşünebilirsiniz. Dolayısıyla yapay zekadan alacağınız verim, dile hakimiyetinizle belirleniyor. Ona derdinizi ne kadar iyi ve ayrıntılı anlatırsanız, o kadar nasipleniyorsunuz.
Gündelik dili birkaç yüz kelimeye hapsolmuş kitlelerin kuraklığı ile yapay zekanın bereketi arasındaki iştah kabartan uçurum, birkaç ay öncesine kadar hayal bile edilemeyecek yepyeni bir meslek doğurdu. “Yapay Zeka İletişimcisi” mi desek, yoksa “Tasvir Mühendisi” mi? Derdinizi sözcüklere nasıl dökeceğinizi bilmediğinizde devreye giren bu “dil cambazları” ekmeğini “cümle satarak” kazanıyor. Yeni çağın modern arzuhalcileri, “Prompt Marketplace” olarak anılan web sitelerinde dili dönmeyen, usul-erkan bilmeyen çoğunluğun sınırsız talep ve merakları doğrultusunda hazırladığı sözcük kalıplarını pazarlıyor. Basit bir aramayla bu uzmanlığa sahip olanların peşine düşmüş yüzlerce iş ilanına ulaşmak mümkün. Haliyle o arayış da sözcük mühendisliği eğitimi veren kursları hayata geçirdi.
Kelimelerin gücünü ve sihrini bize yeniden hatırlatan bu süreci yine MidJourney imzalı bir illüstrasyon ile taçlandırayım dedim. Yazının görselini üreten cümleme gelirsek: “Gelişmiş bir yapay zekaya kendisini açıklamaya çalışan orta yaşlarda bir erkek. Yeşil tişört, jean ve spor ayakkabı giymiş. Biraz gergin. Merak içinde bilgisayarın vereceği yanıtı bekliyor.”
TikTok İskoçya ve Yeni Zelanda’da da veto edildi
• ABD müzik sektörünü temsil eden RIAA kurumunun raporuna göre 2022’de 41 milyon plak ve 33 milyon CD satıldı. Böylece plak satışları 1987’den beri ilk defa CD satışlarını geride bırakmış oldu.
• CB Insights raporuna göre 2022 yılında küresel fonların teknoloji şirketlerine yatırımlarının yüzde 35 gerilemesi sonucu 1 milyar dolar değerlemeyi aşan “unicorn” statüsündeki girişimlerin sayısı yüzde 85 azaldı.
• Alman otomotiv üreticisi Mercedes, önümüzdeki dönemde elektrikli araç üretimi için Çin, Almanya ve Macaristan’da yeni tesis yatırımları yapacağını duyurdu.
• Meta (Facebook), Twitter’a rakip olacak merkeziyetsiz bir sosyal ağ üzerinde çalışıyor. Instagram CEO’su Adam Mosseri tarafından yürütülen “P92” kodlu proje, kullanıcıların Instagram hesabıyla giriş yapacağı bir platform olacak.
• İskoçya ve Yeni Zelanda parlamentoları veri güvenliği gerekçesiyle kamuya ait cihazlarda TikTok kullanımını yasaklama kararı aldı. Diğer yandan ABD’de Adalet Bakanlığı ve FBI, TikTok’un Amerikalı gazetecilerin cihazlarından elde ettiği verilere yönelik inceleme başlattı. TikTok ise karşı hamle olarak popüler kullanıcılarını ABD Kongresi’ne yönelik lobi yapmaları için yönlendirdi.
• Yapay zeka botu ChatGPT’ye karşı hamlesi merakla beklenen Google, “Bard” adlı rakip ürününü ABD ve Britanya’da kullanıma sundu.