22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
14.07.2023 04:30

Hayli karışık bir mevzu üzerine

“For the Love of Men” isimli çoksatan kitabın yazarı, gazeteci Liz Plank, erkekler arasındaki “cinsel olmadığını düşündüğümüz” temasların, bir tür platonik ilişkiye işaret ettiğine dikkat çekiyor. Bu ilişkiyi tanımlarken, “bromance” yani “kardeşlik romantizmi” ifadesini kullanıyor

Bir futbol stadının en iyi locasında, heyecandan oturamadığınız için ayakta maç izliyorsunuz. Yanınızda ortağınız var, o da sizin kadar heyecanlı oturamıyor. Hemen önünüzdeki koltukta bir film oyuncusu kadar güzel (zaten film oyuncusu) bir kadın oturuyor. Takımınız gol atıyor, kadın ayağa fırlayıp size sarılmak için arkasına dönüyor ki o da ne? Siz kadını orada kollarını bomboş bırakıp yanınızdaki erkeğin (ortağınızın) kucağına atlıyorsunuz! Bu hayali bir sahne değil.

Böyle bir anı tasarlamış olsaydım, erkeğin güçlü kollarıyla kadını kendine çekip dudaklarına bir öpücük kondurduğunu, sonra da onu kucaklayarak havaya kaldırdığını hayal eder, onu yazardım. Bu gerçek hayattan bir enstantane! Ve hemen söyleyeyim ki erkekler eşcinsel değil. Cinsel eğilimlerini tanımlamak için başka harfler kullanmamız da gerekmiyor, bildiğin, sıradan heteroseksüel tipler!

Welcome to Wrexham, Ryan Reynolds ve Rob McElhenney'nin kulüp yönetme macerasını anlatan sürükleyici bir dizi.

 

Olay Kuzey Galler’deki Wrexham kentinde geçiyor. Olayın kahramanı iki erkek, film oyuncuları Rob McElhenney (Games of Thrones, Lost gibi dizilerden hatırlarsınız) ve Ryan Reynolds (X Men, The Proposal gibi filmlerden hatırlarsınız, yaşayan en seksi erkek seçilmişti bir dönem). Olayın kadın kahramanı film oyuncusu Kaitlin Olson, ElHenney’nin eşi. Reynolds’un eşi, güzelliği dillere destan Blake Lively o sırada stadyumda değil.

Bu sahneyi Wrexham Futbol Kulübü için çekilen televizyon dizisinde izledim. Wrexham, gururlu ve onurlu Gal milletinin yaşadığı, Galcenin hâlâ konuşulduğu, futbol takımıyla ünlü eski bir maden ve ağır sanayi kenti. Futbol kulübünü kentin işçi sınıfı 1864 yılında kurmuş ve bugün de kentin en önemli varlığı bu kulüp.
Bizim Trabzon ve Trabzonspor ilişkisi gibi düşünün. Varsa yoksa futbol!

Ders diye okutulur

Kulüp, maçlarını kentin Racecourse Ground isimli stadında oynuyor ve bu stadyum da bilinen en eski uluslararası stadyum. İlk uluslararası maç bu stadyumda 1877 yılında oynanmış. Wrexham Futbol Kulübü ciddi mali zorluklarla boğuşurken kulüp iki film oyuncusu tarafından satın alındı.

Rob McElhenney ve Ryan Reynolds kulübü satın alan şirketin eşit iki ortağı. İki önemli film oyuncusu kulübü satın aldıkları ve şampiyonluğa oynadıkları ilk sezonun bir belgeselini yapmışlar. Disney+’ta izleyebilirsiniz. Dizi televizyon okullarında “hiçbir şeyden bir televizyon dizisi nasıl çıkar” konulu bir ders olarak izlettirilmeli. Öyle böyle değil, dizinin 1. sezonu tam 18 bölüm, ikinci sezonu ise Ağustos 2023’te yayınlanmaya başlayacak. Dizi son yılların en iyi futbol belgeseli kabul ediliyor. Bir macera filmi izler gibi izleyebilirsiniz.

Yazının başında anlattığım bu sahne, “futbol sahalarında görmeye alışık olduğumuz” hareketler ile ilgili.
Dizinin bu bölümü “erkekler arasındaki platonik ilişkiler karışık bir mevzudur” konusuna ayrılmış.
Liz Plank ki kendisi esmer üzerine hoş bir genç kadın, “For the Love of Men” isimli çoksatan bir kitabın yazarı, gazeteci ve podcast yayıncısı.

Plank'in kitabının alt başlığı: Toksik Erkeklikten Daha Dikkatli Erkekliğe...


İki oyuncunun önce sosyal medyada başlayan, sonra ortaklığa kadar evrilen dostluğunu tahlil ediyor.
Bu tahlil üzerinden erkekler arasındaki “cinsel olmadığını düşündüğümüz” temasların aslında bir tür platonik ilişkiye işaret ettiğine dikkat çekiyor. Bu ilişkiyi tanımlamak için kullandığı kavram “bromance”. “Kardeşlik romantizmi” gibi. Plank’a göre “bromance”, iki erkek arasındaki platonik ilişkiyi tanımlıyor. Kadınlarda bunun bir karşılığı olmadığını söylüyor.

“Yani iki erkeğin birlikte yemeğe gitmesini tanımlayacak bir terime ihtiyaç duyduğumuz gerçeği, erkeklerin neleri yapmasının yasak veya serbest olduğunu ve diğer erkeklerle olan ilişkilerinde kendilerini ne kadar kontrol ettiklerini gözler önüne seriyor” diye anlatıyor. Tipik bir “Amerikan durumu” ile karşı karşıyayız gibi görünüyor.

Temkinli mi olsam

Çocuk parkında gördüğünüz beş yaşındaki sarı kafalı oğlanın saçlarını okşamanın ya da salıncaktaki iki yaşındaki kız bebeği izlemenin pedofili zannedildiği bir ülkede, futbol sahalarında görmeye alışık olduğumuz hareketlerin böyle yorumlanmasını yadırgamamak gerek.

Ama bu sözleriyle kulağıma da kar suyu kaçırmadı değil. Acaba bundan sonra Mustafa, Faruk, Ferit’le filan yemeğe çıkarken yanımıza birkaç kadın arkadaş da mı alsak diye aklımdan geçti. Bu bir çözüm gibi görünmekle birlikte izahat vermemiz gereken insanlara nasıl anlatırız, onu bilemedim. Plank dur durak bilmiyor: “Bromance erkeklerin bağ kurup birbirine sevgi göstermesi için bir izin adeta! Çünkü bir tür ‘şaka’ gibi aynı zamanda.”

Plank’tan aktarıyorum: “Erkeklerin selamlaşmasını izlemek bana çok komik geliyor. Bazen iki erkeğin selamlaşmasını görünce dolaylı olarak strese giriyorum. Zira bazen içten bir tokalaşma oluyor, bazen de hafifçe vurarak tokalaşma oluyor. Bir şekilde dokunuyorlar. Bazen tokalaşmanın ardından sarılıp sırt sıvazlarlar. Konuşurken de devam eder. Erkeklerin selamlaşmasını görünce kafam karışıyor.”
Bir de bizim buralara gelip kafa tokuşturan, yanaktan yanağa öpücük alıp veren erkekleri görse ne diyecekti, gerçekten çok merak ettim. Plank sporun erkeklerin birbirlerine rahatça yakınlık gösterebilecekleri bir alan oluşturduğu kanısında.

Ya futbol olmasaydı?

“Spor erkeklerin birbirlerini sevebilecekleri güvenli bir alan oluşturuyor. Sadece duygusal değil fiziksel olarak da. Erkeklerin futbol sahalarında birbirlerine dokunmaları, fiziksel olarak yakınlaşmaları hatta birbirlerinin popolarına şaplak atmaları bana çok ilginç geliyor. Bunu futbol sahası dışında nerede yapabilirler?” diye anlatıyor.

Soruya hazır olun: “Erkekler sporu sevdikleri için mi yakınlaşıyorlar? Yoksa birbirlerine yakın olmak için mi sporla uğraşıyorlar? Ve son vuruş: “Böyle sarıla sarıla kalpleri dokunduracak seviyeye gelirsiniz!” Gördüğünüz gibi Plank ile Cübbeli Ahmet aynı noktada buluşuyorlar. Erkek erkeğe ilişki biraz uzarsa romantizme dönüşme eğilimi taşıyor. Homofobi resmi devlet politikası haline gelmemiş olmakla birlikte iktidar koalisyonunu oluşturan partilerin ortak politikası olmuş durumda.

Endişelenmeyin, politika geyiğine dönmeyecek bu yazı, herkes gibi ben de politikadan sıkıldım.
Öte yandan koalisyonun bir başka ortak politikasının daha gelişmekte olduğunu gösteren elle tutulur belirtiler de var. Bunların en önemlisi “festival, konser yasaklamak” şeklinde ortaya çıkıyor ancak bu yasak talebinin temelinde “kadınlar ile erkeklerin aynı yerde ve bir arada” eğlenmelerini “umumi ahlaka mugayir” bulmaları yatıyor.

Ve bu da bize gösteriyor ki koalisyonun yapıştırıcı harcını oluşturan ideolojinin kafası hayli karışık.
Bir yandan kısaca LGBT deyip geçtikleri eşcinselliği ve farklı cinsel eğilimleri, Türk aile hayatına tehdit olarak tanımlıyorlar, diğer yandan erkeklerin erkekler ile kadınların da kadınlar ile eğlenmelerini savunuyorlar! Eğlenceli bir ortamdaki bu tür platonik yakınlaşmaların nasıl tehlikeler yaratabileceğini belli ki hiç düşünmüyorlar ya da böyle yakınlaşmalardan gizli bir haz alıyorlar.

Kim bilir, belki de homofobinin kaynağı da burada yatıyordur. “Ortamını bulamamaktan” kaynaklanan sıkıntıların yol açtığı bir fobi! İster misiniz, böyle kadın erkek ayrı ayrı yaşamayı abarttıkça birbirlerine daha çok sarılsınlar? Böyle işlerin ilhamını aldıkları ülkelerde kadın kılığına girmiş erkeklerin dans ettiğini, servis yaptığını filan biliyorlar mı acaba? Neyse burada kesiyorum, adliyedeki yükün artmasına yol açmak istemem.

Mehmet Y Yılmaz
Mehmet Y Yılmaz