Avrupa’da fosil yakıtlı otomobillerin dönemi sona eriyor. Avrupa Birliği’nin (AB) 27 ülkesi, konvansiyonel motorlu araçların 2035’ten itibaren satışını yasaklayacak düzenlemede anlaştı. Brüksel’de bir araya gelen çevre bakanları 16 saatten fazla süren müzakerelerin ardından iklim değişikliğiyle mücadele için önerilen yasalar üzerinde anlaşmalar imzaladı. Böylece sıfır emisyon hedefinde büyük kriz şimdilik aşıldı. Benzinli-dizel araçların sonunu getirecek karar öncesinde hareketli bir süreç yaşandı.
Bilindiği gibi AB, net sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 55 oranında düşürmeye çalışarak, elektrikli araçlara geçişi hızlandırmayı hedefliyor. Bu kapsamda, Avrupa Komisyonu geçen yıl aldığı kararla 2035’ten itibaren fosil yakıtlı araçların yasaklanması teklifinde bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu yasal düzenlemeye destek verirken, son sözü söyleyecek AB ülkelerinden çatlak sesler çıkmaya başladı. İtalya, Portekiz, Slovakya, Bulgaristan ve Romanya, benzinli-dizel yasağını 5 yıl ertelemek istedi. 5 ülke 2035’e kadar emisyonda yüzde 90 azalma ve 2040’a kadar yüzde 100 hedefine ulaşılması çağrısında bulundu. Gerekçe olarak da şarj altyapısının yetersizliğini ve AB ülkeleri arasındaki satın alma gücü farklarını gösterdiler.
Almanya’dan orta yol
Almanya ise fosil yakıtlı otomobillerin yasaklanmasına şartlı destek olacağını açıklayarak orta yolu bulmaya çalıştı. Almanya Çevre Bakanı Steffi Lemke, Almanya’nın plug-in hibrit ve ‘CO2 nötr’ yakıtlarla (biyoyakıt) çalışan otomobillerin satışına izin verilmesi halinde AB’nin önerisini destekleyebileceklerini söyledi.
Güçlü markalara sahip olan Avrupa’nın en büyük üreticisi Almanya’nın tavrı, 5 ülkenin yumuşamasını sağladı. AB ülkeleri, Avrupa Parlamentosu’ndan 2026’da plug-in hibrit araçların gelişimini ve hedefe katkıda bulunup bulunamayacaklarını değerlendirmesi şartıyla anlaşmayı kabul etti.
Avrupa’nın ne kadar şarj noktasına ihtiyacı var?
Leaseplan’in 22 Avrupa ülkesinde yaptığı araştırmaya göre, elektrikli araç devrimini en fazla olumsuz etkileyen faktör şarj altyapısının eksikliği. Son 5 yılda AB’de şarj noktalarının sayısı yüzde 180 artışla 307 bin adede çıktı. Ancak altyapı gerekenin gerisinde kalıyor.
AB’de şarj noktalarının yarısı iki ülkede yoğunlaşıyor. ACEA’nın verilerine göre, Hollanda’da 90 bin, Almanya’da 60 bin şarj noktası bulunuyor. Fransa’da 37 bin, İsveç’te 25 bin ve İtalya’da 23 bin şarj istasyonu var. En az şarj noktasının olduğu ülkeler Güney Kıbrıs (57 adet), Malta 98 adet), Litvanya (207 adet), Estonya (385 adet) ve Letonya (420 adet). McKinsey’in hazırladığı rapora göre, 2030 yılı hedefine ulaşmak için AB’de 6.8 milyon kamuya açık şarj ünitesi gerekiyor. Bu da haftada 14 bin noktanın kurulması anlamına geliyor.
Neden karşı çıkıyorlar?
Sıfır emisyon hedefi doğrultusunda 2035 yılı kriterlerine Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (AECA), Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA) gibi birçok çatı örgüt karşı çıkıyor. ACEA’nın Başkanı olan BMW Grubu CEO’su Oliver Zipse, düzenlemenin erken olduğunu savunarak, “Her şeyden önce şarj altyapısının yaygınlaşması gerekiyor.
Batarya üretimi için hammaddelerin tedariği de soru işaretleri taşıyor” değerlendirmesini yaptı. VDA da elektrikli araç fiyatlarının yüksek olduğunu ve hammadde krizi nedeniyle kolay kolay ucuzlamayacağını öne sürdü.
Türkiye hızlanıyor
Türkiye’de yaklaşık 3 bini halka açık olmak üzere toplam 3 bin 500 şarj ünitesi bulunuyor. Nisanda yayınlanan Şarj Hizmeti Yönetmeliği sonrası şarj istasyonlarına yapılacak yatırımlar ciddi oranda artmaya başladı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, hızlı (DC) şarj istasyonlarının yaygınlaşmasını sağlayabilmek adına 300 milyon liralık hibe programı açıkladı.
Bu program sayesinde 1.560 adet DC şarj istasyonunun kurulması sağlanacak. DC şarj istasyonlarının yatırım maliyetleri yüksek. Elektrikli araç sayısının az olması, istasyonların doluluk oranlarının düşük olmasına ve dolayısıyla yatırımların geri dönüş sürelerinin uzamasına neden oluyor. Türkiye’deki şarj noktalarının yüzde 5’ini DC’ler oluşturuyor.
Z kuşağı kılı kırk yarıyor
Z kuşağının otomobil satın alırken herkesten daha titiz davrandığı ve araştırmacı olduğu ortaya çıktı. Otomotiv perakende teknolojisi şirketi CDK Global tarafından ABD’de yapılan araştırmaya göre, Y kuşağının çoğu (% 56) ilk otomobilini satın alıyor. Bayilik deneyimlerini eski nesillere göre önerme olasılığı daha düşük. Z kuşağı (% 81) tüm model seçenekleri detaylı şekilde incelerken, Y kuşağı (% 73), X kuşağı ve bebek patlaması kuşağı (% 45) daha hızlı hareket ediyor.
İşin ilginci internetten araç satın almayı (% 22) diğer nesillere göre daha zor buluyorlar. Y kuşağının otomobilde de marka merakı var. Lüks markaları satın alma olasılığı (% 39), milenyal (% 29), X kuşağı (% 27) ve bebek patlaması kuşağına (% 12) göre daha yüksek.
Menzilde yeni rekor 1.202 km
Mercedes-Benz’in ürettiği en verimli otomobil olan Vision EQXX kendi rekorunu daha ileriye taşıdı. Daha önce tek şarjla gerçek yol şartlarında 1.000 km yol kat eden konsept EQXX, bu kez 1.202 km’yi gördü. EQXX, tek şarjla Stuttgart’tan Silverstone’a gitti. Araç, Silverstona Pisti’ne vardığında kalan şarjla F1 pistinde Mercedes Formula E pilotu Nyck de Vries 11 tur attı. 14 saat 30 dakikalık yolculuğun ortalama enerji tüketimi 100 km’de 8.3 kWh oldu. Yolculuğun ardından Goodwood Festival of Speed’de şarj edilen EQXX, İngiltere’deki bu ünlü tırmanma etabını tamamladı.
Dev puzzle ile gecikme özürü
Araç tedarikinde sorunlar sürerken, markalar farklı yöntemlerle müşteri memnuniyetini korumaya çalışıyor. MINI, gecikmelerden dolayı özür dilemek adına müşterilerine otomobil boyutunda puzzle (yapboz) gönderiyor. Araçlarını beklerken tüketicilerin iyi vakit geçirmesini isteyen MINI, garaja sığacak büyüklükte
5 farklı yapboz tasarladı. Çip krizinden etkilenen MINI, manuel şanzımanlı araç üretimini durdurarak ürün gamını sadeleştirdiği açıklamıştı. Bekleme süreleri verilen siparişe göre 3-5 ay sürebiliyor.