21 Nisan’dan itibaren Netflix’te yayınlanmaya başlayan Boğa Boğa filmi, ilk gösterimini İstanbul Film Festivali’nde yaparak, ‘bir festivalde yarışan ilk yerli dijital platform filmi’ unvanının sahibi oldu! Her yıl Venedik, Berlin gibi en önemli film festivallerinde yarışma şansı bulan dijital platform filmleri, sinema sektörünü “yarışmada yer alsın/almasın” diye ikiye bölmeye devam ede dursun, ben bizim ülkemiz için “yer alsın” görüşünde olan taraftayım. Ülkemizdeki film üretim sayısının giderek düşmesi, bir çok sevdiğimiz yönetmen/senarist/oyuncunun platformlarla iş birliğine gitmesi gibi nedenler yüzünden, bizdeki festivallerde bu filmlerin, ama yarışmada ama yarışma dışı ilk gösterimlerinin yapılmasını önemli buluyorum. Film sonrası Kıvanç Tatlıtuğ’un da belirttiği gibi , “büyük ekranda film izlemenin tadı bir başka oluyor”
Benzeri yok
Boğa Boğa, kamera önündeki performanslarını da bayılarak izlediğimiz Onur Saylak’ın yönettiği, Hakan Günday’ın senaryosunu Saylak’la yazdığı bir gerilim filmi. Ama içinde kara mizah da eksik değil. Özellikle ikinci yarıda gerilim anlarının ortasında kendinizi kikirderken buluyorsunuz. Bu açıdan da ülkemiz sinemasında neredeyse hiç benzeri olmayan filmlerden biri oluyor Boğa Boğa. İsmi benim ilk anda aklıma bildiğiniz boğayı getirdiyse de, aslında “boğmak” fiilinden geliyormuş, hemen belirtelim. (İngilizce adı Chokehold.)
Film, halkın parasını dolandırıp/batırıp mağdur eden bir adamın (Çiftlikbank’ın sahibi gibi anladığım kadarıyla, ama onun çok yakışıklısı!) karısıyla İstanbul’u terk edip, Assos’taki harika evine yerleşmesini, ardından da burada yaşadıklarını anlatıyor. Kıvanç Tatlıtuğ, önce çok çok mahcup, ezik bir haldeyken, başına gelen olaylardan sonra giderek korkutucu hale gelen bir adamı gayet iyi oynuyor. Şunu da hemen belirtmem lazım, Tatlıtuğ’la ilgili cümlelerin hâlâ “giderek gelişen oyunculuğu” diye başlamasına gıcık oluyorum. Uzun yıllardır oyunculuk yapan ve bunu da gayet iyi yapan biri için böyle başlayan cümlelerin hepsini, yazanlara/kuranlara iade etmek istiyorum. Nokta!
Başarılı bir gala
Festivaldeki galanın ardından sahneye çıkan tüm ekip, yoğun alkışlarla karşılandı. (Bu arada moderatörlük görevim, sıklıkla Onur Saylak tarafından sekteye uğratıldı! Seyirciye söz verme görevimi elimden alan Saylak, hem soruları yanıtladı, hem seyirciye söz hakkı tanıma görevimi üstlendi!) Filmin kadın oyuncusu Funda Eryiğit, çok yakında anne oluyor. Filmi eşi Berkun Oya ile izleyen oyuncu “Benim için harika bir gece, filmi yakında doğacak oğlum ve Berkun’la birlikte izledik, bu gece benim için çok güzel bir anı olacak” diyerek tatlı bir duygusal rüzgar estirdi. Tesadüfen o gün oğlunun doğum günü olan Tatlıtuğ da galaya kutlamadan geldiğini ve filmin galasının aynı güne denk gelmesinin çok hoş bir tesadüf olduğunu söyledi.
İlk filmi Daha’ya da çok hoş bir sahneyle selam gönderen Onur Saylak’ın ne güzel ki Hakan Günday’la iş birliği sürecek. İkilinin birlikte çalıştıkları Şahsiyet dizisinin ikinci sezon çekimleri de şu günlerde yapılıyor. Daha nicelerine!