07 Mayıs 2024, Salı Gazete Oksijen
15.03.2024 04:30

Üniversitelerimiz Suriye, Mısır ve Kuzey Kore ile rekabet ediyor

Yıllardır Türkiye üzerine sayısız endeksi incelemiş biri olarak söylüyorum, ben şimdiye kadar bu kadar berbat olduğumuz bir sıralama görmedim. Eskiden ‘toplumsal çürümede dip yoktur’ diyordum. Varmış!

Bu hafta açıklanan Akademik Özgürlük Endeksi verilerini yazmadan evvel merak edip Twitter hesabımda acaba sokaktaki insan “Türkiye‘de akademik özgürlüklerin düşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?“ sorusuna nasıl yanıt verir, diye merak ettim. Birkaç saat içinde gelen onlarca yanıtı bir takipçimin yazdığı şu cümle özetiyor: “Ne özgürlüğü, ben açım, çocuklarım aç, hayat çok pahalı.”  Beklediğim gibi, ‘sokaktaki insanın’ akademik özgürlük diye bir derdi yok. Bu şaşırtıcı bir durum değil zira bizim özgürlük algımız politik ve tarihsel nedenlerle ekonomik realiteden kopartılmış durumda. O nedenle bu hafta açıklanan endekste yerimizin neresi olduğunu açıklamadan önce özgürlükle refah arasındaki ilişkiye odaklanmak istiyorum. O bağı kurmadan kimsenin dönüp üniversitelerdeki özgürlük ortamını dert edeceği yok.