03 Mayıs 2024, Cuma Gazete Oksijen
24.09.2023 15:44

Biden-Netanhau görüşmesinde gerçekte ne oldu?

New York Times'ın üç Pulitzer ödüllü yazarı Thomas L. Friedman, hafta içi gerçekleşen Biden-Netanyahu görüşmesinin iç yüzünü yazdı: Biden diplomasiyi ustalıkla kullanarak Netanyahu'ya bir ev ödevi verdi

Son haftalarda Joe Biden'ın yaşı hakkında çok fazla tartışma oldu. O yaşlı. Ama yaşla birlikte daha yavaş yürümek ve kelimeleri unutmak dışında ne gelir biliyor musunuz? Bilgelik. Özellikle de yüksek riskli bir diplomatik karşılaşmayı işleri patlatmadan (ya da patlamasını istemeden önce patlatarak) nasıl idare edeceğinize dair bilgelik. Çarşamba günü New York'ta Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında gerçekleşen yüz yüze görüşmede gördüğüm de buydu. 

Fırsat kaçtı diye düşündüler

Birçok İsrailli muhabir ve tanıdığım insan görüşmeden dolayı üzgündü çünkü Netanyahu çıkıp herkese görüşmenin ne kadar sıcak ve dostane geçtiğini anlattı. Biden ise Amerika ve Yahudi devleti arasındaki kopmaz bağlardan bahsetti. Birçok İsrailli Netanyahu'dan o kadar nefret ediyor ki, Biden'ın Bibi'nin gerçekleştirdiği yargı darbesi nedeniyle onu kamuoyu önünde azarlamasını istediler ve bu gerçekleşmeyince toplantının kaçırılmış büyük bir fırsat olduğunu düşündüler.

Netanyahu'ya ev ödevi

"Anlıyorum, anlıyorum," dedim onlara. "Ama görmediniz mi?" diye sordum. "Neyi görmedik?" diye cevap verdiler.  Biden tam da Cumhuriyetçilerin İsrail'e karşı çok sert olduğu yönündeki saldırılarını bertaraf etmek için sağ kolunu Netanyahu'nun omzuna dolamışken Başkan'ın sol elini kullanarak Bibi'nin cebine özel bir ev ödevi koyduğunu duydum. Sanki bir sihirbaz iş başındaymış gibiydi; bunu görmek için iki kat ağır çekimde tekrarını bulmanız gerekiyor. Peki o ev ödevinde ne yazdığını biliyor musunuz? Benim elde ettiğim bilgilere göre genel olarak şu şekildeydi:

"Bibi, İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri normalleştirecek bu anlaşmayı istiyorsun. Ben de istiyorum. Ancak bu anlaşmayı sağlamak için gerçekten zor bir şey yapmam gerekecek: Suudi Arabistan'la karşılıklı savunma anlaşması yapmak ve belki de Krallık için sıkı kontroller altında bir tür sivil nükleer programı kabul etmek. Suudi lider, Veliaht Prens Muhammed bin Salman, gerçekten zor bir şey yapmak zorunda kalacak: İslam'ın en kutsal iki mekanı olan Mekke ve Medine'nin ev sahibi ile Yahudi devleti arasındaki ilişkileri normalleştirmek. Ve şimdi sizin de zor bir şey yapmanız gerekecek.

Suudi Arabistan'la normalleşme için, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerini doğrulanabilir bir şekilde azaltmanızı, oradaki Filistinlilerin yaşam ve seyahat koşullarını iyileştirmenizi, Oslo'ya uygun olarak Filistinlilerin nüfuslu bölgelerinin daha fazlasını yönetmesini sağlamanızı ve genel olarak, koalisyon anlaşmanız ilhakı savunsa da, iki devletli çözüm seçeneğini koruyan adımları kabul etmenizi gerektirecek şartları kabul etmeniz gerekecek.

Şimdi, Bibi, ben senin sevgili eski, yakın ve sıcak dostun olarak sana asla siyasetini nasıl yürüteceğini söylemem, hele hele kabinedeki aşırı sağcı Yahudi üstünlükçülerinin asla kabul edemeyeceği şartları kabul ederek çılgın koalisyonunu havaya uçurmanı asla istemem. Hayır, bunu asla yapmam. Bu sizin siyasetinize müdahale etmek olur. Bu yanlış olur. Sana söylüyorum, yapman gereken ev ödevin var, benim sevgili eski, yakın dostum. Ve ödevini önümüzdeki birkaç hafta içinde teslim etmen gerekiyor"

Bu, bir ABD başkanının İsrailli bir lidere nasıl kader belirleyici bir karar vereceği konusunda bir ustalık dersiydi. Bu karar İsrailli lidere siyasi kariyerinin en dayanılmaz meydan okumasını dayatıyordu: Ya kendini hapisten uzak tutmak için kurduğun aşırılık yanlısı kabineyi havaya uçurup yerine ulusal birlik koalisyonu kuracaksın ya da İsrail'in tüm Müslüman dünyasında kabul görmesinin önünü açabilecek Suudi Arabistan'la barış şansını ortadan kaldıracaksın.

Diplomasi de yaş ve deneyim en büyük kozları

Ve Biden tüm bunları gerçekte olduğu gibi, İsrail'in gelmiş geçmiş en iyi dostlarından biri gibi görünerek yaptı. Ayrıca Amerika'daki herhangi bir siyasi tepkiyi etkisiz hale getirdi.  Biden'ın yeniden aday olmak için çok yaşlı olup olmadığı tartışmasına girmiyorum. Sadece diplomasi söz konusu olduğunda yaş ve deneyimin onun en büyük kozları olduğunu söylüyorum.

Bu arada, ben de biraz yaşlıyım, 70'ime yeni bastım. Ama görüşüm hala 20/20. Yaşlı olmanın ve hala iyi bir görüşe sahip olmanın iyi yanı, diplomatik bir sihirbazı iş başında görmek için anında tekrar oynatmaya ihtiyacım olmaması.

© 2023 The New York Times Company