Şöyle bir rüya görmeye ne dersiniz? Büyük bir şehrin sokaklarında çıplak bir adam, elinde kesik bir kadın başıyla güpegündüz yürüyor. Bütün vücudu kan içinde. Görenler kaçışıyor, uzaktan polis sirenleri duyuluyor. Daha çok kabusa benzedi değil mi? Malagalı genç finans danışmanı Javier Castillo bir gece işte bu rüyayı görmüş. Eşine anlatmış, beraber bunun harika bir roman başlangıcı olacağını düşünmüşler. Javier oturup romanı yazınca ise kâbus adeta rüyaya dönüşmüş: Aklımızı Yitirdiğimiz Gün sadece İspanya’da 250 binden fazla satmış. Ardından devam romanı gelmiş, yabancı dillere çevrilmiş, televizyon dizisi için sözleşme imzalanmış. Javier Castillo’nun, ülkesinde Carlos Ruiz Zafon, Arturo Pérez-Reverte gibi baba yazarlardan bile çok okunan Aklımızı Yitirdiğimiz Gün romanı, şimdi dilimize Nilüfer Demirbaş çevirisiyle, Epsilon Yayınevi tarafından kazandırıldı. Hikâyede her şey geleceği haber veren rüyalar, kader ve gizemli cinayetler etrafında dönüyor. Boston’da elinde kesik kadın başıyla dolaşan Jacob, psikolojik analiz için psikiyatri kliniğine naklediliyor. Orada FBI ajanı Stella Hyden ve kliniğin müdürü Doktor Jenkins tarafından sorgulanmak üzere… İkisi de nasıl bir psikopatla karşı karşıya olduklarını anlamak istiyorlar. Ne var ki genç adamın sorgusu beklemedikleri bir yönde gelişiyor. Ortaya hem FBI ajanının hem de doktorun geçmişlerindeki karanlık geçitlere doğru, ezoterik bir macera çıkıyor. Kriminolojiyle psikolojinin mistik bir buluşması… Castillo cesur davranıp ilk bakışta karmaşık görünen bir dramatik yapı kurmuş. Anlatı şimdiki zaman, geçmiş ve ikisi arasında değişen zaman dilimlerinde ileri-geri sıçrayarak gelişiyor. Bakış açısı ve anlatıcı sık sık değişiyor, ilk elli sayfada nasıl bir işe bulaştığımızı tam olarak anlayamıyoruz. Neyse ki sonradan parçalar yerine oturuyor, öykü berraklaşıyor. Gerisi Amerikalıların ‘page-turner’ dedikleri cinsten, sürekli bir bölüm daha okuma isteği uyandıran bir akış. Evet, tam bir Amerikan suç romanıyla karşı karşıyayız. Olayların geçtiği şehirler, karakterler, üslup ve adli yöntemler gayet Amerikalı. İspanyolca yazılmış olması dışında yazarın vatanıyla ilgisi yok. Bunun nedenini Sur gazetesine verdiği röportajda açıklarken, “İspanya anlatmak istediğim öyküye pek uygun değildi” demekle yetinmiş Castillo. İspanyol okuru da bunu dert etmemiş olacak ki romana büyük ilgi göstermişler. Yazarımız saklamadığı bir şekilde Stephen King’in izinden gidiyor. Çekirdek ailenin başına gelen tuhaf felaketlerden rüyalar ve kaderin oyunlarına, okültizmden FBI tarzı soruşturmaya kadar… Kısa bölümler ve öykü eksenleri arasındaki ani geçişlerle okuru diken üstünde tutuyor. Anlatım da King romanlarındaki gibi duru ve zekice. Okuyup da Javier Castillo’nun bundan sonraki edebi yolculuğunu merak etmemek ise elde değil. Aklımızı Yitirdiğimiz Gün/ Javier Castillo/ Çeviren: Nilüfer Demirbaş/ Epsilon Yayınları/ 320 Sayfa.
26.03.2021 06:00
Elinde bir kesik başla sokaklarda...
Javier Castillo imzalı Aklımızı Yitirdiğimiz Gün sadece İspanya’da 250 binden fazla satmış. Ardından devam romanı gelmiş, yabancı dillere çevrilmiş, TV dizisi için sözleşme imzalanmış
Yeni başlayanlar için polisiye
05 Mayıs 2023
Entelektüel çizgi romanın oyuncu katili
28 Nisan 2023
Polis soruşturmasından “gerçeklik edebiyatı”na
21 Nisan 2023
İddialı bir suç romanı
Tüm Yazıları
07 Nisan 2023