Türkiye’deki teknoloji ekosistemi hakkında ilk izlenimleriniz neler ve Google bu konuda ne gibi adımlar atıyor?
Türkiye’deki ortam inanılmaz derecede dinamik ve heyecan verici. Ülke büyüyor, nüfus genç, Türklerin %90-95’i internette… Google olarak bizim görevimiz, iyi ve güvenilir bir ortak olmak, Türk vatandaşlarının kullanabileceği ve Türk işletmelerinin üzerine inşa edebileceği platformlar oluşturmak. Bu nedenle çok heyecan verici bir dönem.
Google 2019’dan bu yana ‘Ekonomik Etki Raporu’ yayınlıyor. 2025 raporunda neler öne çıkıyor?
Bence kısa vadede en önemli nokta, Google hizmetlerinin Türk ekonomisine 340 milyar lira ekonomik değer katması. Bu, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık %0.8’ine denk geliyor. Daha da önemlisi rapora göre, 2035 yılına kadar yapay zeka Türkiye’nin GSYİH’sine yılda %7.4 katkı sunabilir (96 milyar dolar). Yapay zeka hem mevcut hizmetlerin verimliliğini artırabilir, hem de işleri daha ucuz ve daha hızlı hale getirip gelirleri artıran yeni olanaklar da yaratabilir.
Google’ın raporlarında yapay zeka konusunda bir ‘gecikme maliyetinden’ bahsediliyor. Türkiye’de, küçük ve orta ölçekli işletmelerin adaptasyon oranının %5 olduğu düşünüldüğünde bu çok düşük, değil mi?
Evet. Yapay zekanın faydaları ve riskleri konusunda haklı olarak endişeler var. Ancak en büyük riskin ‘kaçırma riski’ olduğunu söylüyoruz. İşletmelerinizin dijitalleşmesini sağlamak için onları çevrimiçi hale getirmek onların bu yeni araçlardan yararlanmasını sağlayacak. Yani yapay zekanın faydalarını yaymak için alan olduğunu düşünüyorum.
Kısa süre önce Technology and the Rise of Great Powers (Teknoloji ve Büyük Güçlerin Yükselişi) adlı bir kitap çıktı. Bu kitapta, yeni teknolojiler için en önemli şeyin sınırları zorlamak değil, herkesin bu araçları kullanmasını sağlamak, araçları işlevsel hale getirmek olduğu söyleniyor.
Türkiye’den bununla ilgili örnekler verebilir misiniz?
Türkiye’de bir dizi iş ortağımız var ve bunlar şu anda Google reklam hizmetlerini kullanarak dünyanın geri kalanına ulaşmaya çalışıyor. Türkiye’den yapılan ihracatın sayısı önemli ölçüde arttı. Sadece Türkiye’de satışlarını artırmakla kalmayıp, Türkiye’nin kültürünü, imalatını vb. faydalarını Avrupa ve dünyadaki müşterilere ulaştırmak için birlikte çalıştığımız isimler bunlar.

Türkiye için yol haritası
Yapay zeka devrimini, teknolojik değişimi, altın çağın bir yeniliği olarak adlandırdığınızı okudum.
Yapay zeka konusunda çok heyecanlıyım, çünkü bu sadece bir sohbet robotundan daha fazlası. Bu bir araç, bilimsel atılımlar yapma yöntemimizde bir devrim. Ekonomistlerin ‘üretim için icat’ olarak adlandırdığı bir araç. Tıpkı mikroskobun kimya, biyoloji ve diğer alanlarda atılımlar yapmayı sağladığı gibi, yapay zekanın da kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri, kuantum, enerji, tarım verimliliği ve daha birçok alanda fark yaratacağını düşünüyoruz. Bu nedenle, bunun gelecek için önemli bir yol haritası olduğunu düşünüyoruz. Bunun farklı alanlardaki diğer tür uygulamalar için nasıl çalıştığını hayal ederseniz, bu çok heyecan verici olacaktır.
Türkiye için bir yol haritası önermek üzere burada olduğunuzu biliyorum. Bunun çerçevesini çizebilir misiniz?
Yapay zeka potansiyelini nasıl gerçekleştirebiliriz? Doğru düzenleyici bir çerçeveye sahip olmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Gerçek sorunlara odaklanan bir çerçeve. Tekerleği yeniden icat etmeyin. Yepyeni bir düzenleyici yapı oluşturmayın. Türkiye’de zaten dolandırıcılık, ayrımcılık ve bu tür sorunlara karşı yasalar var. Bu yasalar, yapay zekaya da diğer her şeye uygulandığı gibi uygulanmalı. Uyum sağlayın. Çerçevenizin ABD, Avrupa, Asya gibi çerçevelerle uyumlu olduğundan emin olun. Bu sayede teknolojinin yayılması kolaylaşır. Ve son olarak, dengeli olun. Mükemmel olanın iyinin düşmanı olmasına izin vermeyin.
İşin doğası değişecek, ancak yeni iş fırsatları harika olacak. Eğitim dünyası değişecek. Öğrencileri değerlendirme şeklimiz değişecek. Bazı araştırmalar, öğrencilerin sınıfta bir yıl boyunca öğrenebileceklerinden fazlasını, yapay zeka kullanarak birkaç ayda öğrenebileceklerini söylüyor.
Glokal: Global ve lokal
Hükümetler, STK’lar ve diğer kurumlarla ilişikileriniz nedeniyle dünyada sizi ‘köprü kurucu’ olarak adlandırıyorlar. Google’ın Türk yetkililerle veya STK’larla ilişkisini nasıl tanımlarsınız?
Türkiye’de şu ana kadar 100 binden fazla kişiyi eğittik. Türkiye’de reklam ve mal ve hizmet satışlarını artırmak için hizmetlerimizi kullanan 260 binden fazla kişinin iş bulduğunu düşünüyoruz. Kültürel açıdan da yatırım yapmaya devam etmek istiyoruz. Bu nedenle 2 milyon dolarlık ek katkı sağlamaya karar verdik. Bu paranın bir kısmı sağlık ve diğer konularda Türk üniversitelerle çalışan STK’lara, bir kısmı dolandırıcılıkla mücadele ve potansiyel çevrimiçi dolandırıcılık konusunda farkındalık yaratmak için, bir kısmı da Türkiye’de daha fazla girişimcilik ortamı yaratmak için Türk girişimcilerle çalışmak için ayrılacak.
Google’da kullandığımız bir kelime var: “Glokal”. Aynı anda hem global hem de lokal… Çeşitli insanlara hizmet eden ürünler geliştirmek istiyoruz, ama her ülkenin kendine özgü ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Google.org ile birlikte çalıştığımız girişimcilerden biri, Türkiye’deki risk altındaki topluluklarda veya yoksul topluluklarda insanları eğitmeye odaklanıyor. Orada bir kıvılcım yakmak, yoksul kesimden gelen insanların bile nasıl girişimci olabileceğini, bilgisayar bilimcisi olabileceğini, yapay zeka alanında çalışabileceğini gösteren örnekler ortaya koyabilir. Yapay zeka ile ilgili iyi haber, öğrenmesi en kolay araçlardan biri olması. Çekiç size çiviyi nasıl çakacağınızı söylemez. Ancak bir yapay zeka modeline daha iyi komutlar nasıl verilir diye sorabilirsiniz. Aslında araştırmalar, en az beceriye sahip kişilerin becerilerini en çok artıranlar olduğunu gösteriyor. Herkese biraz yardımcı oluyor, ancak en çok fayda, bir alanda yeni başlayan kişilere gidiyor. Bu yüzden, yapay zekanın aslında farklı şekillerde toplumu eşit hale getirmeye yardımcı olacak bir araç olduğunu düşünüyoruz.
Beyaz Saray Yapay Zeka Zirvesi’nde, ‘cennet ve cehennem’ metaforunu kullandınız. Münih Güvenlik Konferansı’nda ise, yapay zeka için sivil havacılık ve nükleer santral anlaşmalarına benzer, ortak bir küresel çerçeveye ihtiyaç olduğunu belirttiniz.
Bazen basında yer alan haberlerin iki uç arasında gidip geldiğini belirtmiştim. Her şey harika olacak ya da her şey berbat olacak. Genellikle gerçek, ikisinin arasında bir yerdedir. Maliyet ve fırsat. Bu bir denge meselesi.
Haziran ayında Birleşmiş Milletler, yapay zeka konusunda uluslararası bir bilimsel panel kurduğunu duyurdu. ABD’de Yapay Zeka Standartları ve İnovasyon Merkezi gibi çeşitli yerel düzenleyicilerle çalışmaya devam ediyoruz. Birleşik Krallık’ta da bir grup var.
BM düzeyinde küresel yaklaşımlar olacağını düşünüyorum. G7 ve G20 ile bölgesel yaklaşımlar olacak ve bunlar, Yapay Zeka İlkeleri ile ilgili kurallar koyacak. Ve sonra yerel yaklaşımlar olacak.
Google’da yapay zekanın başında bir Türk var
Yapay zekanın Türkiye için ön saflara doğru ilerlemek açısından büyük bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Bu yepyeni bir alan. Türk üniversitelerine sürekli yatırım yapılıyor ve böylece Türkiye, dünyanın önde gelen araştırmacılarına sahip oluyor. Örneğin Google’ın yapay zeka baş mimarı bir Türk. Koray Kavukçuoğlu, yapay zeka araştırmalarımızı yapay zeka ürünlerine dönüştürdüğümüzden emin oluyor. Bu konuda çok ön saflarda yer alıyor. Bu tür örnekler, Türk öğrenciler ve akademisyenlere ülkenin gerçekten öncü olabileceğini, sadece yapay zeka kullanmakla kalmayıp, bu teknolojileri geliştirmekte de lider rol üstlenebileceğini hissettiriyor.
Türkiye’deki her öğrencinin bir yapay zeka öğretmeni olduğunu ve daha hızlı ve daha fazla öğrendiklerini hayal edin. Birdenbire ülke, herkese gerçekten fayda sağlayan akıllı dijital politikaların nasıl uygulanacağı konusunda dünya çapında bir örnek haline gelebilir.
Bütün Türklere biyoloji doktorası yaptırıp 10 yıl çalıştırmak gibi…
Walker, yapay zekanın gücünü anlatırken çok çarpıcı bir bilgi verdi: Google DeepMind’ın AlphaFold ile yaptığı çalışma, bence buradaki potansiyeli gösteriyor. Yirmi yıl önce, insanlık insan DNA’sını haritaladı, ancak bu, bir atılımın öncüsü olamadı çünkü DNA dizisindeki harfleri bilmek yetmez, proteinlerin nasıl olduğunu anlamak gerekir. Bilim insanları, proteinlerin nasıl katlandığını merak ederler çünkü nasıl şekillenmişlerse ona göre bir aşıya ihtiyaç vardır. Sorun, vücudumuzda 200 milyon farklı protein olmasıydı. Eskiden bir biyoloji doktora araştırmacısının sadece bir proteinin şeklini anlaması üç veya dört yıl sürüyordu. Google DeepMind ekibimiz bir veya iki ay içinde 200 milyon proteinin şeklini anladı ve ardından bu bilgileri dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar için yayınladı. Şu anda üç milyon farklı araştırmacı bu araçları kullanıyor. Bu, Türkiye’deki tüm erkek, kadın ve çocukları alıp, onları biyoloji doktorası araştırmacısı olarak eğitmek ve 10 yıl boyunca proteinleri katlamaktan başka bir şey yapmamalarını sağlamak gibi bir şey. Ve bu, bu araçların sadece dar bir uygulaması.
İstanbul’daki yoksul çocuk ile dünyanın en zengini nasıl eşitleniyor?
Google’da gurur duyduğumuz şeylerden biri, sunduğumuz ürün ve hizmetlerin çoğunun kullanıcılar için ücretsiz olması. Bunun derin bir demokratikleşme olduğunu düşünüyoruz. Bu sayede İstanbul’daki en yoksul çocuk, dünyanın en zengin insanıyla aynı bilgilere erişebiliyor. Bu eşi benzeri görülmemiş bir şey. 100 yıl önce bunu hayal bile edemezdiniz. Bilgiye erişim, yoksul bir balıkçının avını nerede satacağını bilmesini sağlar. Bir çiftçi, gelecek hafta havanın nasıl olacağını bilir ve ekim yapıp yapmayacağına karar verir. Yakınında doktor bulunmayan bir köyde yaşayan bir ebeveyn, tıp hakkında daha fazla bilgi edinebilir. Bu, temel hizmetlerimizin toplumdaki en yoksul insanlara bile bir dayanak noktası sağlama ve onları yukarı çekme konusunda yardımcı olduğunu düşündüğümüz bir yol.

İki gençten biri YouTube yayıncısı olmak istiyor
Google’ın 2025 Türkiye Ekonomik Etki Raporu’nda öne çıkan sonuçlar şöyle:
- 2024 yılında Türkiye’nin dijital ekosistemine yatırılan her 1 TL, ülke ekonomisine 5.6 TL geri dönüş sağladı.
- Türkler’in %73’ü Türkiye’nin bir “Yapay Zeka Gücü” olmayı önceliklendirmesi gerektiğini düşünüyor.
- 2025’in ilk yarısında Türkiye’de Google’ın yapay zeka aracı Gemini’ın günlük aktif kullanıcı sayısı iki kattan fazla arttı.
- Google Haritalar, sürücülerin yılda ortalama 290 km tasarruf yapmasını sağlıyor. Bu da toplam 17 milyar TL (520 milyon dolar) yakıt tasarrufu demek.
- Türkiye’nin en popüler on YouTube içerik üreticisi, toplam 100 milyardan fazla görüntüleme elde ediyor. Türkiye’deki genç yetişkinlerin neredeyse yarısı (%48) bu alana girmeyi düşünüyor.
