Covid-19 salgınının başında tüm dünyadan farklı bir yol izleyen iki ülke öne çıkıyordu: İngiltere ve İsveç. Bu iki ülke virüsün toplum içinde yayılmasına izin vererek doğal bir sürü bağışıklığı oluşturma stratejisini izledi. Yüksek ölümler sonrası İngiltere hızla bu politikayı terk ederken İsveç devam etti. Bu görüşün mimarı ise İsveç’te salgınla mücadele için kurulan bilim kurulunun başında bulunan enfeksiyon hastalıkları uzmanı Anders Tegnell’di. Tüm ülkeler kapanmaya giderken Tegnell’in talebiyle İsveç hayatı devam ettirdi. Sokağa çıkma yasağı uygulanmadı, maske zorunluluğu gelmedi, okullar kapatılmadı, seyahatlere de kısıtlama getirilmedi. Sadece sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uygun davranılması için tüm İsveçlilere çağrı yapıldı.
Haber Giriş: 01.10.2021 04:30 | Son
Güncelleme: 16.02.2022 15:17
1 yıl sonra haklı çıktı
Dünya Delta varyantıyla boğuşurken, İsveç’te günlük ölüm sayısı tek haneli rakamlara indi. Tüm kısıtlamalar kalktı. İsveç, salgınla mücadelenin başındaki Anders Tegnell’in ‘sürü bağışıklığı’ stratejisiyle düzlüğe çıktı
İsveçli bilim insanı son röportajında, uyguladığı stratejiyi savunarak, “Bazı ülkeler bu virüsü yok edebileceklerini düşündü. Biz ise bu virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini savunduk. İsveçlilere güvendik. Sorumlu davranacaklarına inandık. Aşılamanın da başarılı olmasıyla şimdi haklı olduğumuz ortaya çıktı” dedi. Tegnell’e göre Covid-19’u aynı grip gibi kabullenmek gerekiyor. Yani yeni vakalar görülmeye sürekli devam edecek, bazıları hastanelik olacak, ama bunların hayatın akışını engellemesine izin verilmemeli. İsveçli uzmanın en çok gurur duyduğu strateji ise okulları açık tutmak oldu. Tegnell, “Çocukların eğitimden uzak kalmaları pandemiden çok daha fazla zarar verecekti” dedi.
“Çocukları okuldan uzak tutamayız”Yazarlar
