16 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 05.03.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:14

Açılırken kontrolü kaybetmezsek 2021 sonunda maskeleri çıkarırız

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Mustafa Sait Gönen, pandeminin birinci yıldönümünde Oksijen’e konuştu. Gönen, salgının Türkiye’de şu an kontrol altında olduğunu söylüyor. Maskesiz hayat için en erken 2021 sonunu işaret ediyor
Açılırken kontrolü kaybetmezsek 2021 sonunda maskeleri çıkarırız
Yusuf Said Akcakaya
Türkiye’de ilk resmi Covid vakası tespit edildiğinde tarih 11 Mart 2020’ydi. Aradan bir yıl geçti. Virüs iki kez pik yaptı; 2 milyon 700 bin insanımızı enfekte etti. Kaybımız 28 bini buldu. Dünyada ise 115 milyon kişi hastalandı, 2 milyon 800 bin kişi hayatını kaybetti. Rekor sürede bulunan aşılar ise salgından çıkış için umut ışığı oldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sait Gönen, hem geçen bir yılı hem de virüsün önümüzdeki günlerde nasıl bir süreç izleyeceğini Oksijen’e anlattı:  “11 Mart, boyutunun ne olacağını öngöremediğiniz bir sürecin başlangıcı olarak hafızalarımıza kazındı. Biz de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi olarak hızlı bir aksiyon aldık. İlgili tüm birimlerden temsilcilerin yer aldığı bilim kurulumuzu oluşturduk ve ilk toplantımızı 15 Mart’ta yaptık. Çin ve İtalya’dan gelen ilk görüntülerin çok dramatik olması bizi korkuttu. O ülkelerdeki hastanelerin yoğunluğunu görmek bize ders oldu. Cerrahi kısmımızdaki tüm monoblok servisleri Covid-19 servisine çevirdik, ilk evrede 17 adet servisimiz oldu. Ameliyatları durdurduk ve ameliyathaneleri yoğun bakım ünitesine dönüştürdük. Öncesinde 12 olan yoğun bakım ünitesi ilk dalga sürecinde 35’e çıktı.’’
Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen
Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen

Günde 2 bin test yaptık

“Salgının pik yaptığı ilk dönemde günde 2 bine yakın PCR testi yapıyorduk. Mart’ta başlayan ilk dalga, kısıtlamalar sayesinde Haziran ayında sona erdi. Böylece yaz aylarını nispeten rahat geçirdik. Ancak Eylül ortasından itibaren ikinci dalgaya yakalandık. Öncekinden de yüksek olan bu dalga adeta tsunami gibiydi. Bu süreç Ocak ayı ortasında sona erdi.”

Pozitif vaka sayısı yüzde 2’ye düştü

“İlk dalgada PCR testi pozitif çıkan tüm hastaları hastanemize yatırıyorduk, bu sebeple çok yoğunduk. Diğer şikayetlerle gelenler arasından yetişemediğimiz hastalarımız oldu. İkinci dalga öyle bir geldi ki, PCR testlerinin pozitif çıkma oranı yüzde 30’lardaydı. Ancak son 45 gündür bu oran yüzde 2-3’lere düştü. Açıklanan yeni kontrollü normalleşme sürecinde bu rakam nasıl takip edecek, hep birlikte göreceğiz. Özellikle kahvehane, kafe ve lokantalara dikkat etmek gerek. Kapalı ortamlarda virüs çok hızlı yayılıyor. Virüs kapan tüm ailesini enfekte ediyor.”

Salgın kontrol altında

“Son bir buçuk aydır, yani Ocak ayı ortasından itibaren ikinci dalga kontrol altında. Şu anda salgının İstanbul özelinde de kontrol altına alındığını düşünüyorum. Ama hızla kontrolden çıkabiliriz, tedbirleri elden bırakmaya gelmiyor. Normalleşme demek sürecin bitmesi demek değil. 3’üncü dalgayı yaşamamak için aşılarını yaptırmış olanlar dahil herkesin kurallara uyması şart. “

Hasta sayısı 5’te 1’e indi

“Sağlık personelinin yüzde 90’ı ikinci doz aşısını oldu, yeni vaka sayısı çok azaldı. İlk doz aşıdan sonra virüse yakalananlar hastalığı gribal enfeksiyon olarak, aşı olmayanlara göre net bir şekilde daha rahat atlattılar. 2’nci dozdan sonra 4-5 çalışanımız virüse yakalandı, onlar daha da hafif atlattı. Aşı sonrası enfekte olan personel sayısı 5’te bire indi. Şu ana kadar toplamda 726 çalışanımız hasta oldu, maalesef 4’ü hayatını kaybetti. Cerrahpaşa olarak günde 3 bine yakın test yapabilecek kapasiteye sahibiz. Ayrıca Türkiye’de mutasyon çalışmalarını takip eden birkaç kurumdan biriyiz.’’

En az yüzde 70 aşılanmalı

“Bize tünelin sonundaki ışığı gösterecek şey sürü bağışıklığıdır. Buna ulaşmanın yolu da elbette aşılama. Nüfusumuzun en az yüzde 70’inin aşı olması gerek. Aşı olanların hasta olması ve virüsü diğerlerine bulaştırması konularında kanıtlanmış bir bilimsel çalışma henüz yok. Bana göre yeniden açılırken kotrolü kaybetmezsek, Mayıs sonu gibi rahatlarız, yazı rahat atlatırız. Yıl sonu itibarıyla da tünelin ucundaki ışığı görebilir, maskesiz hayata geçiş yapabiliriz... Ama tedbiri hiç elden bırakmamak gerek.”