22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 11.02.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:14

Covid geçiren her 7 kişiden birinde diyabet görülüyor

Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Covid’in metabolik hastalıkları olanlar için neden daha ağır ve ölümcül olduğunu, bugüne kadar karanlıkta kalan Covid-diyabet ilişkisini, aşıların etkisini, bağışıklık sisteminin virüse verdiği yanıtı Oksijen için kaleme aldı
Covid geçiren her 7 kişiden birinde diyabet görülüyor
Yapılan araştırmalar, obezite, diyabet, kalp ve hipertansiyonun Covid’ten ölüm oranlarını artırdığını gösteriyor. Virüs, metabolik hastalıkları olanlar için çok daha ölümcül. İleri yaşa ek olarak, obezite ve beraberinde görülen kronik metabolik hastalıklar (diyabet, kalp-damar ve solunum yolu hastalıkları) Covid-19 klinik seyrini ağırlaştıran ve ölüm oranlarını yükselten en önemli risk faktörleri.   Öyle ki, şu an sınırlı miktarda olan ilaç ve aşı kullanım öncelikleri belirlenirken, 65 yaş üstü ve vücut kitle indeksi 35 üzeri olan vakalar birinci grup olarak değerlendiriliyor.  Aslında ileri yaş ile yükselen riski bile bu çerçevede düşünülebiliriz. Çünkü yaşla birlikte tüm metabolik hastalıkların görülme sıklığı artıyor.  Şişmanlık, metabolik anlamda “hızlandırılmış yaşlanma” olarak düşünülebilir. Yaşlanma metabolik hastalıkların Covid-19 seyrine olumsuz etkisi, en azından bazı ortak mekanizmalar aracılığı ile gerçekleşiyor olabilir. Bu benim de üzerinde düşündüğüm ve yoğun olarak üzerinde çalıştığımız bir konu.    

Bu olası ortak mekanizmalar nedir?

Hem şişmanlık hem de yaşlanma ile gelen problemlerde önemli tetikleyicilerden biri, kronik inflamasyon veya metaflamasyon (yani metabolizmanın sebebiyet verdiği bozuk ve bitmeyen iltihabi reaksiyonlar…) Altta yatan bu anormal durum hem doku hasarı oluşturma hem de virüs ile karşılaşıldığında uygun olmayan bir savunma cevabının ve tahribatın ortaya çıkmasına yol açma kapasitesine sahip.  Örneğin yakın zamanda yapılan bazı araştırmalar, insülin hormonunun Covid-19 seyrine olumsuz etkisi olduğunu ileri sürdü. Bu da ilginç bir gözlem, çünkü hem şişmanlık hem de yaşlılık sırasında bazı dokularda meydana gelen inflamasyon insülin direncine sebebiyet verdiğinden, bu hormonun düzeylerinde çok ciddi artışlara sebep oluyor. Bunlara ek olarak hem şişmanlık hem de yaşlılıkta pek çok başka hormon sistemleri de normal fonksiyonlarını kaybediyor. Bu “endokrin” sistem üzerinde durmamın bir nedeni de hem Sars-CoV-2 hem Mers-Cov virüslerinin hücreye girişte endokrin sistemde görev yapan proteinleri kullanmaları, savunma hücrelerinin de virüse verdikleri cevapta metabolik ortamın çok önemli olması.  Bir başka ortak platform, metabolik hastalıklar ve yaşlanma sırasında ortaya çıkan endotel hücrelerinde (tüm damar cidarlarını kaplayan hücreler) görülen bozukluklar. Tabi ki bunları kesin sebepler olarak söyleyemeyiz ancak buradan çıkarılacak önemli fırsatlar olabilir ve pratik bazı önlemler alınması mümkün.  

Metabolik sağlığı korumak şart

Klinik olarak obezite ile beraber gelen solunum sıkıntısı ve nihai olarak Covid-19 sırasında oluşan solunum yetmezliği en önemli ölüm riski.  Burada yukarıda sözünü ettiğim olası ortak mekanizmalarla birlikte, aşırı yağlanmanın göğüs kafesine yaptığı baskı, beyinden gelen solunum sinyallerine yanıtta meydana gelen bozukluklar, solunum kaslarındaki zafiyet, hava yollarında ortaya çıkan ve tıkanıklığa eğilimi artıran astım “benzeri” problemler sayılabilir.    Dolayısı ile üzerinde durulması gereken konular; bu salgın sırasında (ve tabi bundan sonra da) metabolik sağlığı korumak için özenli olmak, klinik bakım gerektiren hastalarda tedavi ve ilaç protokollerinin kullanımı ve seçiminde bu olasılığı göz önünde bulundurmak, bu konuda hem temel bilim hem de klinik araştırmalara hız vermek olarak sıralanabilir.

Covid sonrası diyabet riski

Covid 19-diyabet ilişkisinde madalyonun bir de diğer yüzü var; bu da Covid-19 enfeksiyonunun diyabeti tetikleyici etkisi. Yapılan araştırmalar sonucunda Covid geçiren, özellikle de ağır seyirli olgularda, her 7 kişiden birinde diyabet ortaya çıktığı gözlendi. Bu tabi ki çok endişe verici bir durum ve şu an dünyada 100 milyondan fazla Covid vakası olduğunu göz önüne alırsak, bunun önümüzdeki ay ve yıllar içinde diyabet sıklığı üzerinde çok endişe verici bir artışa sebep olacağını öngörebiliriz.   Bu ilişkinin altında yatan mekanizmalar şu an anlaşılabilmiş değil, ancak yukarıda sözünü ettiğimiz ve diyabetin en önemli sebeplerinden biri olan immün cevap bozuklukları ve inflamasyonun bunda etkili olduğu söylenebilir. 

Covid pankreasa da saldırabilir

Bir başka ilginç nokta da Sars-Cov-2 virüsünün hücrelere giriş için kullandığı kapının, yani ACE-2 proteininin, pankreas hücrelerinde bulunması ve virüsün direk olarak bu organa saldırma olasılığı. Her ne kadar erken dönemde bu hipoteze karşı bazı yayınlar çıkmış olsa da, bu hafta Nature Medicine dergisinde yayınlanan bir makale bunun mümkün olduğunu net bir şekilde gösterdi. Dolayısı ile Covid-19, sadece aktif enfeksiyon ile sınırlı olmayan, uzun süreli etkilerini pek çok sistem üzerinde gösterebilen ve uzun vadeli takip edilmesi gerekecek zorlu bir problem. Bu nedenle salgının kontrolu ve aşı programlarının etkin bir şekilde uygulanması toplumun bugün ve gelecekteki sağlığı için hayati önem taşıyor.    Gelecek hafta Oksijen'de
  • Mutasyonlar salgının seyrini değiştirir mi?
  • Aşılar ne kadar koruyucu?
  • Kimler aşı olmalı?
  • Çin aşısı ne kadar etkili?