Koronavirüsün de diğer virüsler gibi aslında tek bir hedefi var: Hayatta kalmak. Bunun için sürekli bulaşacağı yeni ‘konaklara’ ihtiyacı var. Aslında salgının başından beri bu amaca doğru da evrildi. Önce Alfa ile daha bulaşıcı oldu, sonra Delta ve Omicron ile bu etkisini katladı. Otago Üniversitesi’nden Jemma Geoghegan’a göre Omicron ‘şimdiye kadar hayal bile edilemeyecek kadar kötü.’ Ancak Yunan alfabesindeki harfler henüz bitmiş değil. Omicron’dan sonra Rho ya da Tau’nun gelmeyeceğinin garantisi yok. Hatta şu anda bile bir yerlerde mutasyonlarla hayatımıza girmeye hazırlanıyor olabilir. İşin karanlık tarafı da bu... Bir sonraki varyantın, eğer öyle bir varyant olacaksa, Delta ya da Omicron’dan daha bulaşıcı ya da daha öldürücü olup olmayacağını bilmiyoruz. İkisinin en kötü özelliklerini barındıran yeni bir virüs olabilir mi? Evet. Hiç çıkmayabilir mi? Çıkmayabilir. Yani tamamen uzay boşluğunda gibiyiz. Uzmanlara göre verebileceğimiz cevap ancak o varyant ortaya çıktığında formüle edilebilecek. Elimizdeki aşı ve ilaçların etkili olup olmadığını da ancak o zaman bilebileceğiz. Ancak tahmin yürütebiliriz. En kötü senaryoyla başlayalım.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim