23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 14.07.2023 04:30 | Son Güncelleme: 14.07.2023 04:31

El âlemin derdi yine Chester

İngiltere’nin aylardır tartışma konusu olan Chester Projesi aleyhine çabaları yine gündeme geldi. Lozan’daki her gelişmeyi anında sayfalarına taşıyan Hakimiyeti Milliye, projenin avukatı gibi yayın yapıyordu
El âlemin derdi yine Chester

İzzeddin Çalışlar / [email protected]

Hâkimiyeti Milliye, 15 Temmuz günü “Bütün amaçları Chester Projesi’ni bozmak” başlığıyla çıktı. İngiltere’nin proje aleyhine gösterdiği çabalara değinen haberde, son aylarda yaşananlar özetlenerek projeye gösterilen tepkiler sıralandı. Gazetenin en garip karşıladığı gelişme ise ABD’nin eski Berlin Büyükelçisi’nin de projeye karşı demeç vermesiydi. Projenin Ermenilere tanınan haklara zarar verdiğini iddia eden büyükelçi, gazetenin tepkisini çekmiş, o hakların Sevr Anlaşması’yla tarihe gömüldüğü anımsatılmıştı. Lozan Konferansı’nın ikinci dönemi boyunca, önce Fransa heyetinin, ardından İngiltere’nin karşı çıktığı bu yatırım planından vazgeçilmesi için İsmet Paşa kadar ABD gözlemcileri üzerinde de baskı kurulmuştu.

ABD gözlemcilerinin “Lozan’ın geleceği Chester meselesine bağlıdır” demesiyle gerginlik artmış, projeye itiraz etmeyen sadece İtalya kalmıştı. Artık ABD Hükümeti’nin de geri adım atabileceği görünüyordu ama özel sektör serbestisine güvenen Chester Grubu, bütün bu muhalif tutumlara direniyor, 1908’de başladığı demiryolu imtiyazı macerasını sonuçlandırmaya çalışıyordu. Konu Lozan sonrasında da gündemden düşmeyecek, yıl sonuna doğru Chester Grubu ortakları arasında çıkan anlaşmazlık halledilse de verilen sekiz aylık sürede gerekenler yapılmayınca ümitler azalmaya başlayacak, sonuçta proje kadük kalacaktı. Resmi adı Doğu Anadolu Demiryolları Anlaşması olan proje tasarlandığında Musul’un zengin petrol yataklarının ülke sınırları dışında kalacağı düşünülmemişti. Bölgeyle ilgili sorun Lozan’da da belirsiz kalınca, proje Chester Grubu için cazibesini yitirmeye başladı. Oysa söz konusu ayrıcalık çok geniş kapsamlıydı. Vaşington’un model alınacağı yeni bir başkentin kurulmasını da içeren kapsamda, birçok vergi ve satın alma kolaylığı, dört yüz milyon doları bulan doğrudan yabancı sermaye girişi ve ülkeye hızla çağ atlatma vaadi vardı.

Bu Amerikan rüyası, herkesin hayallerini süslerken alevi giderek söndü ve Irak petrolleri denetiminin Standard Oil Company’ye geçmesiyle bir rüya olarak kaldı. Yine de projenin bu kadar uzun süre gündemde kalması, Türkiye-ABD ilişkileri için yeni bir başlangıç oldu. Sonuçta kapitülasyonlar devrinde İtilaf Devletleri’ne karşı oluşan olumsuz algının yanında, alternatif bir dış kaynak olasılığı belirmiş, ABD’nin SSCB’den daha güvenilir bir süper dost olabileceği algısı yayılmaya başlamıştı.