"Şüpheli aşırılıkçı" olarak tanımlanmasını iptal ettirmek için mahkemeye başvuran aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin isteği mahkeme tarafından reddedildi. Bu durum Almanya'nın iç istihbarat servisi tarafından partinin gözetlenmeye devam edilmesinin önünü açıyor. Bu sınıflandırma, BfV olarak bilinen iç istihbarat servisinin Almanya'nın özgür, demokratik temel düzenini tehlikeye attığından şüphelenilen grupları izlemesine (parti üyelerinin dinlenmesi ve hatta muhbirlerle çalışmak da dahil olmak üzere) izin veriyor.
Muenster Yüksek İdare Mahkemesi, partinin "BfV'nin kendisini izlemekten kaçınmasını talep etme hakkına sahip olmadığını" söyledi. Mahkemeye göre mevcut yasalar şüpheli bir vaka olarak gözlenmesi için yeterli yasal dayanağı sağlıyor. Kararı memnuniyetle karşılayan İçişleri Bakanı Nancy Faeser, kararın "devletin demokrasiyi içeriden gelen tehditlere karşı koruyan araçlara sahip olduğunu" gösterdiğini söyledi.
Koalisyon kurması mümkün görünmüyor
Parti, iktidardaki merkez sol koalisyonun açık ara önünde, ülkedeki en popüler ikinci parti olarak anketlerde yer alıyor. Ancak AfD bu sonbaharda yapılacak üç eyalet seçiminde en fazla oyu alabilecek olsa da, diğer partiler AfD ile çalışmayı reddettiği için herhangi bir eyaleti yönetecek bir koalisyon kurması pek mümkün görünmüyor. Mahkemenin verdiği karara itiraz edilebilir. AfD'nin avukatları davayı Leipzig'deki Federal İdare Mahkemesi'ne götüreceklerini ve bu mahkemenin kararı yasal hatalar açısından inceleyeceğini söylediler.
Avrupa karşıtı bir parti olarak 2013 yılında kurulan AfD, hem yurt içinde hem de yurt dışında uzun süredir kamusal söylemde ve medyada aşırı sağcı bir parti olarak etiketleniyor. Ancak 2021 yılına kadar Almanya'nın iç istihbaratı partiyi "şüpheli aşırılıkçı vaka" olarak sınıflandırmamıştı.
Göç karşıtı politika partinin politikasının bir ayağı olmaya devam ederken, Covid-19'u çevreleyen kısıtlamalarla popülaritesi arttı ve kapanma karşıtı protestoların ana merkezi oldu. Almanya'da yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre AfD'nin popülaritesi yüzde 23'lerden yüzde 19'lara gerilemiş durumda ki bu oran hala iktidar koalisyonundaki üç partinin de önünde.
Partinin kapanmasının yolu açılabilir
AfD'nin "şüpheli aşırılıkçı vaka" olarak izlenmesiyle, iç istihbarat partiyi potansiyel olarak "doğrulanmış aşırılıkçı" olarak tanımlamak için kanıt toplayabilir. Bu da partinin yasaklanmasının yolunu açabilir. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine göre iç istihbarat aylardır böyle bir rapor üzerinde çalışıyor.
Gerilimi körükleyen gizli toplantı
Ocak ayında AfD'li üst düzey siyasetçilerin göçmenlerin zorla sınır dışı edilmesini tartıştıkları gizli bir toplantıya katıldıklarının ortaya çıkmasının ardından bu yılın başlarında yüz binlerce kişi ülke çapındaki protestolarda sokaklara dökülmüş, AfD'nin ve gençlik örgütü "Junge Alternative"in (JA) tamamen yasaklanması çağrılarını körüklemişti. Mart ayında bölgesel Alman yayın kuruluşu Bayerischer Rundfunk da AfD parlamento grubu veya AfD milletvekilleri için çalışan 100'den fazla kişinin aşırılık yanlısı olarak sınıflandırılan örgütlere üye olduğunu bildirdi.