Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Mayıs'ta seçim zaferi kazanması Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) yetkilileri tarafından memnuniyetle karşılandı çünkü bu zafer Ankara ile blok ve altı üyesi arasındaki ilişkileri güçlendirecek. Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani, üçüncü dönem cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Erdoğan'ı tebrik eden ilk yabancı devlet başkanı olurken, diğer Körfez liderleri de Türkiye ile bağlarını güçlendirme arzularını dile getirdiler.
Yirmi yıllık iktidarı beş yıl daha uzayan 69 yaşındaki Erdoğan'ın, KİK üyelerinin Türkiye'nin dış politika gündemi için ne kadar önemli olduğunun bir yansıması olarak yakında Körfez ülkelerini ziyaret etmesi bekleniyor. Şu andan 2028'e kadar KİK ülkeleri, Ankara ile ilişkilerinde her şeyin olağan olmasını bekleyebilirler. Türkiye'nin Katar'la olan güçlü ittifakı muhtemelen derinleşmeye devam edecek ve Ankara'nın Riyad ve Abu Dabi ile yakınlaşması hız kazanmaya sürdürürken Erdoğan da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilişkilerini genişletmeye çalışacak.
"İşbirliği devam edecek"
Katar Üniversitesi'nde araştırmacı ve Arab News köşe yazarı Sinem Cengiz Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Türkiye-Körfez ilişkilerinin son yirmi yılda olduğu gibi kişiselleştirilmiş bir nitelik taşımaya devam etmesi muhtemel. Dolayısıyla Erdoğan'ın görevde kalacağı önümüzdeki beş yıl, iki liderin çeşitli alanlardaki işbirliğinin devamını getirecektir" değerlendirmesini yaptı.
Rakibinin kazanmaması onları rahatlattı
Erdoğan'ın yeniden seçilmesi pek çok Körfez yetkilisini rahatlattı çünkü rakibi Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin KİK'e yönelik dış politikasını zedeleyecek şekilde değiştirmesi muhtemeldi. Özellikle Katar'ın, Kılıçdaroğlu'nun kazanması halinde Ankara ile ilişkilerinin bozulmasından korkması için sebepleri vardı. Sadeq Enstitüsü'nden Batu Coşkun Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Muhalefetin adayı Erdoğan'ın Körfez başkentleriyle kayıt dışı bazı anlaşmalar yaptığına inanıyordu ve bu nedenle düzenli olarak şüphecisi görüşler dile getiriyordu" dedi.
Ankara, Türkiye'nin ticaret ve savunma pazarları için önemli olan zengin KİK ülkeleriyle ekonomik, siyasi ve güvenlik bağlarına büyük değer vermeye devam edecektir. Daha yakın BAE-Türkiye ekonomik bağları, Orta Doğu'nun en büyük ekonomilerinden ikisine sahip olan iki ülkeye, her iki ekonominin de büyümesine yardımcı olabilecek büyük miktarda yatırımın kilidini açma fırsatı da sağlayacak.
Ekonomik istikrar
Erdoğan'ın yeni bir dönem için güven tazelemesinden birkaç gün sonra Türkiye ve BAE, ikili ticareti önümüzdeki beş yıl içinde 40 milyar dolara çıkarmayı hedefleyen bir işbirliği anlaşmasını onayladı. BAE'nin dış ticaretten sorumlu devlet bakanı Thani Ahmed al-Zeyoudi, "Bu anlaşma uzun yıllara dayanan dostluğumuzda yeni bir işbirliği dönemine işaret ediyor" ifadelerini kullandığı bit tweet attı. Anlaşma için müzakereler 2021 yılında BAE Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid El Nahyan'ın Ankara'yı ziyareti sırasında başladı ve yıllar süren gerginliğin ardından ilişkilerde bir çözülmenin önünü açtı.
Suudi Arabistan ve BAE arasında bir rekabet alanı
Coşkun, "Körfez'den gelecek nakit para, sürekli bir döviz kriziyle karşı karşıya olan Ankara için önemli bir teşvik unsuru olmaya devam edecek. Türkiye, Körfez yatırımcılarının çeşitli sektörlere yatırım yapmaları için kendisini bir finans ve iş merkezi olarak sunuyor. Türkiye'ye yatırımın KİK ülkeleri, yani Suudi Arabistan ve BAE arasında rekabet görebileceğimiz alanlardan biri olabileceğini düşünüyorum" diye konuştu.
Körfez Arap ülkeleri için Türkiye ile daha derin bağlar kurmak, ekonomik çeşitlendirme gündemleri açısından önemli. Özellikle inşaat sektöründeki Türk firmalar uzun zamandır Körfez pazarlarına girdi ve havaalanlarından otoyollara, stadyumlardan yüksek binalara kadar mega projelerin büyümesine katkıda bulundu. Geçtiğimiz günlerde, yaklaşık 80 Türk inşaat şirketini temsil eden bir grup yönetici, Suudi Arabistan'daki 50 milyar dolarlık potansiyel projeler hakkında görüşmek üzere Saudi Aramco ile Ankara'da bir araya geldi.