Steven Erlanger / The New York Times
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milliyetçiliği ve terörle mücadele temalarını öne çıkararak, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından İsveç'in NATO ittifakına katılmasının önündeki en büyük engel oldu. Yaptığı şiddetli muhalefet yeniden seçilme kampanyasında iyi bir rol oynadı. NATO için hayati önem taşıyan bir güç simsarı ve aynı zamanda hem Rusya hem de Ukrayna ile iyi ilişkiler sürdürebilen bir aracı olarak oynadığı rol de öyle.
Yıllık zirveden önce onaylanabilir
Pazar günü yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın, NATO içindeki müttefikleri ile Rusya'ya olan ekonomik bağımlılığı arasında denge kurarken, içeride iktidarı daha sıkı tutarak aynı imajı yansıtması bekleniyor. Ancak analistler, Erdoğan'ın yenilenen milliyetçi kimliğiyle ABD ile ilişkileri düzeltme konusunda kendini daha özgür hissedebileceğini ve Finlandiya'da olduğu gibi İsveç'in de NATO üyeliğini onaylayabileceğini, belki de bu onayın Temmuz ayındaki yıllık zirvesine yetişebileceğini belirtiyor.
ABD'nin NATO'da İsveç ve Finlandiya'ya verdiği desteğin altını çizmek için Dışişleri Bakanı Antony Blinken bu hafta Norveç'teki gayrı resmi dışişleri bakanları toplantısına katılmak üzere çıktığı seyahatin bir parçası olarak her iki ülkeyi de ziyaret edecek. Kabul etmenin Erdoğan için faydaları olacaktır. İsveç'in NATO'ya girmesi Amerikan F-16'larının ve Türkiye'nin eski model uçaklarının yenilenmesi için gerekli kitlerin satışının önünü açabilir. Bu satışlar, Erdoğan'ın Rusya ile olan bağları, Rus S-400 uçaksavar sistemini satın alması nedeniyle pek çok yasa koyucunun kızgın olduğu Kongre'de engellendi.
"Daha kötüye gittiğini görmüyorum"
German Marshall Fund'ın Brüksel ofisini yöneten Türkiye uzmanı Ian Lesser, "Erdoğan'ın zaferi Türk toplumu ve siyaseti için anlamlı, ancak dış politika için daha az yıkıcı. Sorunlu bir ilişkinin daha da kötüye gittiğini görmüyorum" dedi.
Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşında kritik bir bölge olan Karadeniz'i kontrol eden önemli bir askeri katkı sağlayıcı olarak NATO'nun hayati bir üyesidir. Ancak giderek daha öngörülemez hale gelen Erdoğan, enerji, ticaret ve döviz enjeksiyonu için Rusya'ya güveniyor ve Batı'nın Moskova'ya ya da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yönelik yaptırımlarını uygulamayı reddediyor.
Türkiye aynı zamanda Ukrayna'ya askeri insansız hava araçları sağladı ve Rusya ile Ukrayna arasındaki başarısız olan barış görüşmelerinin ilk ev sahipliğini yaparken Rusya'nın Ukrayna tahılının ihracatına izin vermesinde önemli bir aracı oldu. Türkiye'de on yıllardır sorun olan teröristleri bastırmak için Suriye'nin kuzeyini askeri olarak işgal etmesi de müttefiklerini rahatsız ediyor. Türk birlikleri bazı Suriyeli muhalif yerleşim bölgelerini korurken, Erdoğan aynı zamanda Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile yakınlaşmaya başladı. Erdoğan, teröristleri dizginlemek ve Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı 4 milyon Suriyeli mültecinin bir kısmını geri almak için Esad'ın yardımını istiyor.
Ancak Erdoğan daha yumuşak, daha Batı eğilimli bir Türkiye umanları hayal kırıklığına uğratabilir ve Türkiye otoriterleşen tek müttefik değil. Macaristan ve Sırbistan da aynı şeyi yapıyor ve Polonya, Rusya karşıtı olmasına rağmen, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğünün altını oyuyor.
Lesser Erdoğan'ın yeniden seçilmesini, "Müttefiklerimizle ve yakınlığımızın azaldığı stratejik ortaklarımızla nasıl ilişki kuracağımız konusunda daha büyük bir tartışma başlatacak ve Türkiye bu konuda tek olmayacak" sözleriyle değerlendirdi. Avrupa'nın bu ülkelerdeki daha demokratik muhalefete hitap etmenin ve toplumla daha iyi ilişki kurmanın yeni yollarını bulması gerekecek.
"Otokrat olarak görüyorlar ama ilişkilerini sürdürüyorlar"
Demokratik değerlerden ve hukukun üstünlüğünden uzaklaşılması, Avrupa Birliği'ne katılım konusunda uzun süredir dondurulmuş olan görüşmelerde çok az ilerleme kaydedilmesi anlamına gelecektir. İtalya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci, Brüksel için bunun bir tür rahatlama olduğunu söyledi. Demokratik muhalefetin kazanması, Brüksel'in gümrük ve vize anlaşmalarının gözden geçirilmesi de dahil olmak üzere Türkiye'nin katılım müzakerelerini daha ciddiye alması anlamına gelecekti.
Tocci, Politico için kaleme aldığı yazıda "Avrupa Birliği değerlerden bahsederek, üzerinde hiçbir etkisi olmadığı Türkiye'nin otoriterliğini yerden yere vururken, liderle tamamen iş odaklı bir ilişkiyi gülünç halde sürdürebilecek" ifadelerini kullandı. Tocci, Avrupa'nın Erdoğan'ı bir otokrat olarak gördüğü halde Türkiye'nin sığınmacıları barındırması ve Avrupa'ya gelmelerini engellemesi için kötü anlaşmalar yaparak para ödediğini ekledi.
"Yatırım ve yardım ararken göze alamaz"
Erdoğan'ın iç politikadaki ihtiyaçlarının jeopolitik hamlelerini etkilemesi muhtemel. Türkiye'de enflasyon inatçı bir şekilde yüksek seyretmeye devam ediyor ve seçim öncesi hükümet harcamalarındaki artış bu baskıyı daha da arttırdı. Risk analiz şirketi Eurasia Group için Türkiye'yi inceleyen Emre Peker, Erdoğan'ın en büyük meydan okuması olarak görülen seçimlerden sonra, gelecek yıl yapılacak seçimlerde büyük şehirlerdeki muhalefet zaferlerini tersine çevirmeyi hedefleyerek içeride daha da sertleşeceğini düşündüğünü söyledi. Peker, ekonomik zorlukların Erdoğan'ın yurtdışında daha dikkatli olacağı anlamına geldiğini ekledi ve "Yatırım ve yardım ararken tekerleklerin yerinden çıkmasını göze alamaz" dedi.
"F-16 alımını tamamlamaya çalışacak"
"Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkileri işlemsel ve gergin kalmaya devam edecek" diyen Peker, Erdoğan'ın Batı'nın Rusya yaptırımlarından kaçınmak isteyeceğini, bunun da Türk bankaları ve şirketlerini Moskova ile büyük ticari anlaşmalar yapmaktan alıkoyacağını aktardı. Peker, "Ankara muhtemelen bu yıl İsveç'in NATO üyeliğini onaylayacak ve karşılığında ABD'den F-16 alımını tamamlamaya çalışacak" ifadelerini kullandı.
ABD'nin eski savunma bakanlarından Mark Esper, Finlandiya'ya yaptığı bir ziyarette Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini onaylamasının daha iyi ilişkiler için kilit önemde olduğunu söyledi. Esper, Erdoğan'ın onayını kısa süre içinde açıklamaması ve üyeliğin NATO zirvesinden sonraya kalması halinde bu işin daha da uzayabileceğini belirtti.
© 2023 The New York Times Company