Harvard öğrencileri tarafından ABD-Çin ilişkileri üzerine düzenlenen Çin Forumu; yıllarca Alibaba Group Holding Ltd. kurucusu Jack Ma, Xiaomi Corp. yöneticisi Lei Jun, Blackstone Inc. yöneticisi Stephen Schwarzman ve Bridgewater Associates LP yöneticisi Ray Dalio gibi iş dünyasının önde gelen isimlerini üniversitenin salonlarına topladı. Bazıları aynı zamanda Çinli milyarderlerin çocukları olan öğrencilerin daveti üzerine, dünyanın en büyük iki ekonomisinin paralı sınıfları her yıl fikir alışverişinde bulunarak, köprü kurma güçlerini gösteriyorlardı. Bu tür sahneler artık çok daha az görülüyor. Bloomberg'e göre; ABD-Çin gerilimi öylesine tırmanmış durumda ki, dünyanın en zenginleri bile iki tarafı bir araya getirmekte zorlanıyor. Bu yıl Cambridge, Massachusetts'te düzenlenen Çin Forumu'na, Çin anakarasından sadece bir avuç yönetici katıldı. Geçmişte Çin Forumu'nun profilini yükselten seçkin öğrenciler ise evlerine dönüyor.
Z kuşağı varoluş bir sorunla karşı karşıya
Yakın zamanda zirveyi düzenleyenlerden biri olan Zhang, Çin'in en büyük perakendecilerinden birinin kurucusunun kızı. Gizlilik kaygıları nedeniyle tam adının verilmesini istemeyen 25 yaşındaki Zhang, annesiyle birlikte Bay Area'da büyürken babası Pekin'de kalmış. Zhang'ın çocukluğu, Çin'in süper zenginleri rutin olan bu "astronot" aile düzenlemesi sayesinde iki kültür arasında geçti. Kaliforniya aksanıyla konuşuyor, Harvard'da kürek çekmiş ve İspanyolca biliyor. Kendisini daha çok Çinli mi yoksa Amerikalı olarak mı tanımladığı sorulduğunda Zhang bunu "varoluşsal bir soru" olarak nitelendiriyor. Bu yüzden de 2020'de ABD yolculuğuna ara vermeye karar verdiğini söylüyor.
Babasının kimliğinin açıklanmasını istemeyen Zhang, "Bu noktada neredeyse bir taraf seçmek ya da dünyanın bir bölümüne bağlanmak zorundaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Çin toplumunu, ekonomisini ve hükümetini daha iyi anlamak bizim neslimiz için, özellikle de Çin'le bağlantısı olan insanlar için gerekli bir şey. Bu yüzden Çin'e gitmeye karar verdim" diyor.
Dünyanın en büyük milyoner göçü
Zhang yalnız değil. Zhang, anakaraya dönen ve eskiden gıpta ile bakılan denizaşırı işlerden ve yabancı vatandaşlıktan kaçınan Çinli gençlerin giderek büyüyen dalgasının bir parçası. Çin dünyanın en büyük milyoner göçü ve artan sermaye çıkışlarıyla karşı karşıya kalırken, yükselen jeopolitik gerilimler ve yurtdışında Çin vatandaşlarına yönelik artan düşmanlık algısı hesapları değiştiriyor.
Tersine göç başladı
İnsan Kaynakları ve Sosyal Güvenlik Bilgi Ağı'na göre, 2022 yılında ülkesine geri dönen denizaşırı Çinli mezunların sayısı bir yıl öncesine göre %8,6 arttı. Yurt dışında eğitim gören Çinli sayısı artarken, artık daha fazlası da eve dönmeyi tercih ediyor. Geri dönenlerin denizaşırı üniversitelere kayıt yaptıranlara oranı yüzyılın başında %23 iken, 580.000'den fazla denizaşırı Çinli öğrencinin geri döndüğü 2019'da %82'ye yükseldi.
Öğrencilerin hayatı alt üst oldu
ABD-Çin ilişkilerinin en parlak döneminde doğan ve küreselleşmenin güçlü bir şekilde yükseldiği Çin'in Z kuşağı, şimdi çok farklı ve korumacı bir dünyada büyüyor. Üreticiler Çin'den çıkıyor; ABD ve müttefikleri Çin'in son teknoloji yarı iletkenlere erişimini kısıtlıyor; Pekin bilgi akışını sıkılaştırıyor ve potansiyel teknoloji hırsızlığı suçlamaları ABD'deki Çinli yöneticilerin ve akademisyenlerin peşini bırakmıyor. Dünyanın en büyük iki ekonomisinin birbirinden ayrılması, Çin'in en hırslı öğrencilerinin hayatlarını altüst ediyor. Bu öğrenciler artık yurt dışında reddedilen vize başvuruları ve yurt içinde artan genç işsizliği ile karşı karşıya.
Seçeneklere rağmen Pekin ile hareket ediyorlar
Ülkenin en ayrıcalıklı ve kozmopolit gençleri, zenginlikleri ve aile bağlantıları sayesinde ekonomik çöküşten etkilenmiyor ve ellerinde çok daha fazla seçenek var. Yeşil kartları ya da göçmenlik için yedek planları olsa da, birçoğu şimdilik Pekin'le birlikte hareket etmeyi tercih ediyor. Sahip oldukları ekonomik kaynaklar, tersine kültür şokunu sineye çekmeye ve varlıklı kesime yönelik ani baskıların süregelen riskiyle başa çıkmaya istekli oldukları anlamına geliyor.
"Asya'da daha fazla fırsat olduğunu düşünüyorlar"
Aile şirketi danışmanlık şirketi G. Li & Co. baş danışmanı Marshall Jen, "Z kuşağı Çin'de olmanın zorluğunu anlıyor ancak işlerini Asya'da büyütmeye çalışırlarsa daha fazla fırsat olduğunu düşünüyorlar" dedi. Çin'de güçlü bağlantıları olanlar için fırsatlar bol. The New China Playbook kitabının yazarı Keyu Jin, yarı iletkenler, ilaç ve diğer yüksek vasıflı hizmet sektörlerinin birçoğunda büyük bir yetenek açığı olduğuna dikkat çekiyor.
Sermaye üzerindeki kontrol artıyor
Ultra zengin Z kuşağı aslında yüzde birlik kesimi oluşturuyor. Medya tarafından ikinci kuşak zenginler olarak adlandırılan bu çocuklar, dünyanın en iyi okullarında eğitim aldı, Komünist Çin ile Batı'nın entelektüel beşiği arasında yetişti ve ebeveynlerine nasip olmayan sosyal sermaye ulaştı. Çin'de yaşamayı seçen yirmili yaşlardaki pek çok zengin, istikrarsız bir dünyada ince eleyip sık dokumak zorunda.
Eşitsizlikler arttıkça ve Çin'in çok övündüğü sosyal hareketlilik hız kaybettikçe Pekin sermaye üzerindeki kontrolünü sıkılaştırıyor.
Yeni tercih: Alçakgönüllü ol, sessiz kal
Ultra zengin Z kuşağının para yaktığı, evcil hayvanlar için Apple Watch aldığı ve Ferrari'leri parçaladığı sosyal medyadaki görüntüler ülkede onlara karşı duyulan tepkiyi artırıyor. Çinli netizenler (ülkesinin çıkarlarını korumak için interneti kullananlar) ekonomik durumu iyi olan Z kuşağının aileleri için ciddi yansımaları olabilecek herhangi bir kötü davranış veya sadakatsizlik belirlemek için tetikte bekliyor. Aile şirketi danışmanı Jen, ultra zenginlerin artık "alçakgönüllü ol, sessiz kal" stratejisini benimsediğini söylüyor. Para ve ayrıcalık, kapıları açmaya devam ederken, bunları gizli tutmak ya da daha büyük bir iyilik için kullanıldığını kanıtlamak her geçen gün daha da zorunlu hale geliyor. Ülkedeki ultra zenginlerin çoğu artık gösterişli tüketimle ilişkilendirilmekten çekiniyor ve siyasi aktivizm konusunda temkinli davranıyor.
Çin'in çekim gücü
Çin'in en zengin yeni mezunlarından birçoğu, ülkedeki tüm incelemelere rağmen yurtdışındaki yaşamlarına sırtlarını dönüyor. Çoğu Çin'in potansiyelinin cazibesine kapılıyorlar. Bazıları ise yurtdışında hissettikleri ötekileştirilmekten kaçıyorlar. Z kuşağı, Çin'i seçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisinden para çıkışını hızlandırıyor. Ülkenin 1970'lerde kapitalizme açılmasıyla birlikte dünyanın en büyük şirketlerinden bazılarını kuran Çinli kodamanlar, mirasçılarının gelecekte muhtemelen kontrol edecekleri yaklaşık 1,1 trilyon dolarlık kümülatif servetin üzerinde oturuyor. Aynı zamanda Hong Kong Çin Üniversitesi Aile İşletmeleri Merkezi'nin de yöneticisi olan Marshall Jen'e göre bu varislerin çoğu Batı'dan ziyade Çin'de girişimcilikle ya da Singapur ve Hong Kong'daki aile ofisleri aracılığıyla yatırım yapmakla ilgileniyor.
Tercihlerin vahim sonuçları var
Ancak yaptıkları tercihlerin daha vahim sonuçları var. Bu hiper-bağlantılı bireylerin ülkelerine geri gönderilmesi, ABD ve müttefiklerini dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin iç işleyişi hakkında samimi bilgilerden mahrum bırakıyor. Anlayıştaki bozulma iki yönlü: Anketler, ABD'de eğitim görenler hariç, genç Çinlilerin Amerika hakkında ebeveynlerinden daha olumsuz düşüncelere sahip olduğunu gösteriyor.
Çin açısından kümülatif etki, Devlet Başkanı Xi Jinping'in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile "sınır tanımayan" ortaklığının, Tayvan'daki gerginliklerin ve Hong Kong'a yönelik baskıların ülkeyi ABD ve müttefiklerinden daha da izole etme tehdidinde bulunduğu bir dönemde, ülkenin küresel çapta daha fazla nüfuz sahibi olma hedefini baltalamak anlamına geliyor.
Karşılıklı güven oluşturma fırsatları azalıyor
Amerika'daki kampüslerde, gece geç saatlere kadar süren yurt odası tartışmaları ve yemekhane sohbetleri sırasında iyi niyet ve karşılıklı güven oluşturma fırsatları azalıyor. ABD, yurtdışında eğitim almak isteyen Çinli öğrenciler için ilk tercih olmaya devam etse de, ABD'ye kaydolan öğrenci sayısı Ocak 2023'te 2020'nin aynı ayına kıyasla %29 azaldı. New Oriental Education and Technology Group'un Mayıs ayında yayınladığı bir rapora göre, yurtdışında lisansüstü eğitim almak isteyen Çinlilerin yaklaşık beşte ikisi artık Çin'e karşı daha dostane olan bir ülkeyi tercih ediyor.
"Ulusal güvenlik riski oluşturabilir"
Yaklaşık yirmi yıldır ABD-Çin akademik değişiminin teşvik edilmesine yardımcı olan ve şu anda Harvard Kennedy School'daki Mossavar-Rahmani İş ve Hükümet Merkezi'nde yönetici direktör olan Dan Murphy, kültürler arası değişimin azalmasının "muazzam bir ulusal güvenlik riski" oluşturabileceğini söyledi.
Zhang gibi mezunlar anakaraya geri dönerken, Harvard'ın Çin Forumu'nda da bir tür ayrışma yaşandı. Amiral gemisi niteliğindeki konferans 2021 yılında ilk kez Pekin'de, başkentin en yüksek ikinci gökdeleninin en üst katlarında düzenlendi. Geçen yıl Hangzhou'da düzenlenen bir diğer etkinlik ise, Xi'nin 2016 yılında eski ABD Başkanı Barack Obama ile bir araya geldiği ve eski Başkan Richard Nixon'ın 1972'deki önemli ziyareti sırasında gezindiği, daha umutlu bir dönemi çağrıştıran West Lake State Guest House'daki pavyonlar ve pagodalar arasında yer aldı. Geleneksel gri saçakların altında ve panoramik otel balo salonlarında, Harvard'ın kızıl zeminine karşı, Çin'in en önde gelen CEO'larından ve anakara mezunlarından bazıları bir araya geldi. Covid kısıtlamaları nedeniyle organizasyon Amerikalı katılımcılar olmadan gerçekleşti. Bu durum, Cambridge'de onlarca yıldır gelişmekte olan forumun ayrı yörüngelere çekilme riskinin habercisiydi.
"Çinli öğrenciler iki ulus arasında bir tutkal"
Harvard Üniversitesi Çin Forumu'ndan e-posta yoluyla yapılan açıklamada, "Her yıl yüzlerce katılımcımızın coşku, tutku ve samimiyetinden anlaşılıyor ki, kamuoyunun düşünceli ve eleştirel ABD-Çin diyaloglarına olan ilgisi her zamanki gibi yüksek. Bu da bize forumun bu önemli konuşmalar için istikrarlı bir platform olduğu ve olmaya devam edeceği konusunda güvence veriyor" denildi. Kendisi de Çin doğumlu, Harvard mezunu ve London School of Economics'te profesör olan The New China Playbook yazarı Jin, yine de ABD'de daha az Çinli öğrencinin eğitim görmesinin her iki ülke için de talihsizlik olduğunu söyledi. Ona göre bu iki ulus arasında bir tutkal ve tam da iki ulusun korumak için elinden geleni yapması gereken türden bir bağlılığı temsil ediyor.
Kaynak: Bloomberg