26 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 06.05.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:15

Dijital dünyanın Anayasa Mahkemesi

Facebook Gözetim Kurulu, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın “Facebook kullanma yasağını” uzattı. Ama haberin mühim tarafı bu karar değil. Mühim olan, dijital dünyada artık anayasa mahkemesi benzeri yapıların varlığı ve ses getiren kararlar almaları...
Dijital dünyanın Anayasa Mahkemesi

2 milyarın üzerindeki kullanıcısıyla dünyanın en büyük sosyal medya platformu olan Facebook, ABD eski Başkanı Donald Trump’a yönelik yasağın sürmesine karar verdi. Facebook’ta 35 milyon, Instagram’da 24 milyon takipçisi bulunan Trump, ABD’de seçim sonucu tartışmalarının şiddete dönüştüğü Ocak 2020’de “şiddeti körüklediği” gerekçesiyle yasaklanmıştı. Yasak Facebook’un yanı sıra aynı gruba ait olan Instagram’ı da kapsıyor. Trump Twitter ve YouTube tarafından da yasaklanmıştı. Ancak YouTube CEO’su Susan Wojcicki “Biden’ın yemin töreninden bu yana son derece düşük profilli bir duruş sergilediği” gerekçesiyle Trump’ın yasağının kaldırılabileceğini belirtmişti. Yukarıdaki iki paragraf ilk okumada insana normalmiş gibi geliyor. Ama satır aralarında dijital çağın yeni tiranlarını, yeni kurallarını hatta yeni yüksek mahkemelerini okumak mümkün. Bir şirketin CEO’su “Biraz daha uslu durursa Trump’ın yasağını kaldırırız” diyor. Diğerinin kurduğu Anayasa Mahkemesi benzeri bir yapı, “Yasak devam etsin” kararı alıyor. Facebook’un “Gözetim Kurulu”na anayasa mahkemesi benzetmesi yapan dünyanın en etkili gazetelerinden Financial Times. Haksız da değil. Kurulun yapısı, tüzüğü, üye seçimi, toplantı sistemleri, bütçesi, karar alma şekilleri, yazılı açıklamaları anayasa mahkemelerini hatırlatıyor.

Nedir bu Gözetim Kurulu?

Facebook kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg ilk kez Kasım 2018’de bu tip bir kurulun oluşturulacağını duyurdu. 20 üyeli Kurul, Mayıs 2020’de hayata geçti. Kurul’un faaliyetleri Facebook’tan bağımsız 7 kişilik mütevelli heyeti tarafından yönetiliyor. Facebook, vakfa benzer statüde olan bu oluşuma 130 milyon dolar kaynak sağladı. Mütevelli heyetinde Yale Üniversitesi Hukuk Profesörü Robert Post, Oxford Üniversitesi İnsan Hakları Profesörü Kate O’Regan gibi isimler var.

Şimdilik 20 üyesi var...

Gözetim Kurulu ise 20 üyeden oluşuyor. Facebook, çeşitli coğrafya, ırk ve dilleri temsilen Kurul üye sayısının 40’a çıkacağını daha önce açıklamıştı. (Türkiye, Facebook üyeliğinde ilk 10 civarında yer alan bir ülke. Dolayısıyla Kurul’a bir Türk’ün de girmesi büyük olasılık.) Facebook resmi açıklama yapmasa da Kurul üyelerinin dolar bazında yılda 6 haneli ücret aldıkları medyaya yansıdı. Yani en az 100 bin dolar. Basına sızan benzeri haberlerde, Kurul üyeliği ücretlerinin Facebook’taki mühendis, sistem analisti gibi çalışanların ücretlerine paralel olduğu iddia edilmişti. Facebook’ta bu tip işlerde ortalama yıllık ücret yılda 220 bin dolar. Ancak Kurul üyeleri haftada 15 saat çalışırken, Facebook’ta haftalık çalışma süresi en az 40 saat. Dolayısıyla Kurul üyeliği ücretinin 100 ile 150 bin dolar arasında olması daha muhtemel. Gözetim Kurulu’nun 20 üyesi arasında Guardian gazetesi eski genel yayın yönetmeni Alan Rusbridger, Danimarka eski Başbakanı Helle Thorning-Schmidt ve Nobel Barış Ödülü sahibi Tawakkol Karman gibi isimler bulunuyor. Kurul’un çalışma tüzüğüne göre, yapılan başvuruların en geç 90 gün içinde sonuçlandırılması gerekiyor. Karar açıklandıktan sonra Facebook ve Instagram’a kararın uygulanması için 7 gün süre veriliyor. Kurul, her vaka için 5 kişilik alt kurul toplantısı yaparak karar alıyor. Kararlarda oybirliği önemseniyor ama zorlu vakalarda 2’ye karşı 3 oyla da sonuç alınabiliyor. Alt kurulun aldığı karar, şu an 20 kişi olan üyelerce ayrıca onanıyor. (Bizim yüksek yargıda daire kararlarının genel kurulda onaya sunulması gibi) Vakalar görüşülürken Facebook veya Instagram yönetiminin, vakayla ilgili hesap sahibinin ve üçüncü kişilerin yorum veya savunmaları alınabiliyor. Kurul’un 90 günde karar alma kuralı ilk kez Trump davasında ihlal edildi. Vakaya tam 9.666 kişi müdahil olunca karar gecikti. Ayrıca Donald Trump da sanki ABD Anayasa Mahkemesi’nde yargılanıyormuş gibi kurula yasağın kaldırılması için “yazılı beyanda” bulundu. Trump’ın 7 ayrı mesajını değerlendirmeye alan Kurul Çarşamba günkü karar öncesinde Facebook yönetimine 46 soru yolladı. Facebook bunların 7’sine hiç cevap vermezken, 2 sorunun sadece bazı bölümlerini yanıtladı. Facebook ve Trump’ın yazılı beyanları ve 10 bine yakın müdahilin görüşlerini inceleyen kurul, Trump’ın 2 mesajını “Facebook kurallarına aykırı” buldu. Göstericilerin ABD Senatosu’na bastığı gün Trump’ın attığı “Sizi seviyoruz. Çok özelsiniz” ve içinde “büyük vatanseverler” ile “bugünü daima hatırlayın” ibarelerinin geçtiği iki mesajda suç unsuru bulundu. Kurul Trump’ın “seçim sahtekarlığına ilişkin temelsiz bir anlatıyı sürdürürken acil ve açık bir zarar riski oluşturduğuna” hükmetti. Kurul, aynı anayasa mahkemelerinin yaptığı gibi gerekçeli kararında “idareyi” yani Facebook’u da eleştirdi: CEO Zuckerberg’in kişisel kararla Trump’ı yasaklamasının şirketin karar verme sürecindeki kusurları yansıttığı belirtilip “Facebook belirsiz ve standartsız bir ceza uygulayıp, ardından da çözüm için bu davayı Gözetim Kurulu’na havale ederek sorumluluklarından kaçınmaya çalışıyor” denildi. Karara tepkiler de anayasa mahkemesi kararları sonrasına benziyordu: Facebook’un Küresel İşler ve İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nick Clegg (Bir başka büyük isim...Birleşik Krallık eski Başbakan Yardımcısı) kararı memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.  Cumhuriyetçi Parti’den bazı isimler karar tepki gösterdi. Kimi partililer “Facebook Demokrat Perti destekçileri gibi çalışıyor” derken, Kongre üyesi Kevin McCarthy “Trump yasaklanabiliyorsa, sıradaki tüm muhafazakar sesler olabilir” diye konuştu. Tuhaf değil mi? Dahası da var bu benzerliklerin: Trump, başkanlığı döneminde Facebook’un böyle bir kurul oluşturmasına karşı çıkmış ama engelleyememişti. Üstelik, kurulun faaliyete geçişinin açıklanmasıyla birlikte, üyeliğe getirilen Yemenli aktivist Tawakkol Karlan’ın üyeliğine itiraz etmişti. Karlan, Kongre’deki “azil” sürecinde Trump’ın aleyhine ifade vermişti. Trump’ın sanki ABD Anayasa Mahkemesi’nin atanan bir üyeye karşı çıkmasına benzer bu itirazına rağmen, Facebook Nobel ödüllü Yemenli aktivisti Kurul’da tutmuştu.