05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 18.09.2025 13:23 | Son Güncelleme: 18.09.2025 13:53

En az 51 ülkedeki seçimlerde LGBTİ+ karşıtı söylemler kullanıldı

Azınlıklara yönelik ayrımcılığın yükselen otoriterlikle paralel ilerlediğini belirten Outright International'a göre, 36 ülkede açık eşcinsel, biseksüel ve trans kişiler aday oldu
En az 51 ülkedeki seçimlerde LGBTİ+ karşıtı söylemler kullanıldı
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Dünya genelinde en az 51 ülkede siyasetçiler geçen yılki seçimlerde homofobik ya da transfobik söylemlere başvurdu. LGBTİ+ kimliğini “yabancı bir tehdit” olarak göstermekten “cinsiyet ideolojisi”ni hedef almaya uzanan bu dil, 60 ülke ve AB’yi kapsayan yeni bir araştırmanın bulguları arasında.

 Outright International verilerine göre, bazı ülkelerde temsil açısından dikkat çekici adımlar da vardı. Açık eşcinsel, biseksüel ve trans bireyler en az 36 ülkede aday oldu. Botswana, Namibya ve Romanya bu listede ilk kez yer aldı. Brezilya’da seçilen LGBTİ+ siyasetçilerin sayısı ise iki katına çıkarak 233’e ulaştı.

The Guardian'ın haberine göre, son on yılda görünürlük artarken, muhafazakâr kesimlerden yükselen tepki de sertleşti. Çoğu durumda aşırı sağcı aktörlerin yön verdiği bu süreçte eşcinsel ve trans bireyler, toplumsal sorunların günah keçisi ilan edildi. Outright International Direktörü Alberto de Belaúnde’ye göre “büyüyen bir nefretin silah hâline getirilmesi” söz konusu. De Belaúnde, Peru’dan Macaristan’a ya da Britanya’ya kadar siyasetçilerle konuştuğunuzda “ortak eğilimlerin görüldüğünü ve giderek daha koordineli, daha iyi finanse edilen küresel bir çaba” ile karşı karşıya olunduğunu vurguluyor.

Seçimlerde aday olan LGBTİ+ isimler El Salvador, Finlandiya, Pakistan ve ABD’de çevrimiçi nefret söylemlerinin hedefi oldu. ABD’de Sarah McBride, Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk trans milletvekili olarak tarihe geçti. Ancak aynı seçimlerde Cumhuriyetçi kampanyalar, yalnızca ulusal TV’de yayınlanan anti-trans reklamlar için 200 milyon dolar harcadı.

Gürcistan’da iktidardaki Gürcü Hayali Partisi, 2024 parlamento seçimleri kampanyasında LGBTİ+ aktivistlerini Batı’nın “yabancı ajanları” olarak nitelendirdi. Gana’da ise sömürge döneminden kalma yasalar hâlen eşcinsel ilişkiyi suç sayarken, iki büyük parti “aile değerlerini koruma” vaadinde bulundu ve rakiplerini LGBTİ+ yanlısı olmakla suçladı.

Avrupa’da tablo farklı değildi. Haziran 2024 Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Orbán’ın Fidesz-KDNP koalisyonu, “AB paralarıyla semirtilen Brüksel elitleri ve Soros ağının çocukları cinsiyet propagandasıyla yeniden eğitmeye çalıştığı” iddiasını ortaya attı. Almanya’da AfD, “erkek ve kadın dışında birlikteliklerin” eşit kabul edilmesine açıkça karşı çıktı.

Endonezya’da Ulusal İnsan Hakları Komisyonu, bazı siyasetçilerin “LGBT’yi yok etme” vaatlerini kınarken; Pakistan’da üç büyük parti trans haklarını tanıyacaklarını açıkladı. Ancak trans adaylar kampanya sürecinde hem çevrimiçi hem yüz yüze tacizle karşı karşıya kaldı.

Outright International’ın raporu, azınlıklara yönelik ayrımcılığın yükselen otoriterlikle paralel ilerlediğini teyit ediyor:

“2024’te de, önceki yıllarda olduğu gibi, LGBTİ+ toplulukları ve diğer dışlanmış gruplar bu anti-demokratik saldırıların ilk kurbanları arasında yer aldı.”