ABD Başkanı Donald Trump, ikinci kez seçilmesinin ardından FBI yönetimine, MAGA'ya açıkça destek veren isimleri getirdi. FBI Başkanlığı görevine, bir dönem kendisinin de danışmanlığını yapan, Adalet Bakanlığı’nda, Milli Güvenlik Konseyi’nde ve istihbarat topluluğu bünyesinde çeşitli görevlerde bulunan Kash Patel atandı. Trump döneminde MAGA yanlısı podcast yayıncısı olarak tanınan Dan Bongino ise FBI Yardımcı Direktörü olarak atandı. Yeni yönetimin göreve gelmesinin ardından gördüğü baskılar sonucu istifa etmeye karar veren eski FBI Ajanı Michael Feinberg, FBI yönetimini "Ne yaptıkları hakkında hiçbir fikirleri yok" diyerek eleştirdi.
Trump'ın iktidara dönmesi ile birlikte ideolojik olarak benzer çizgide bulunan kişilerden oluşan bir büro yaratılmak istendiğini vurgulayan Feinberg bunun bir “profesyonellikten uzaklaşma” sürecinin başlangıcı olduğunu savundu.
The Atlantic'ten Quinta Jurecic, Trump'ın yeniden yönetime gelmesiyle birlikte FBI'da yaşanan değişimi kaleme aldı. Jurecic'in yazısı şöyle:
Michael Feinberg, FBI’den ayrılmayı planlamıyordu. Ancak 31 Mayıs’ta amirinden bir telefon aldı. Telefonda kendisine, Donald Trump’a yönelik eleştirileriyle bilinen eski bir FBI ajanıyla kişisel dostluğu hakkında sorular soruluyordu. Olağanüstü kaotik bir dönemde, Virginia’nın Norfolk kentindeki FBI ofisinde çalışan Feinberg, bu telefonla birlikte FBI yönetiminin hedefinde olduğunu anladı. Eğer bürodaki 15 yıllık kariyeri sona erecekse, kapı dışarı edilmek yerine en azından onurlu bir şekilde ayrılmaya karar verdi. Ertesi gün öğlene kadar istifasını vermişti.
FBI uzun süredir, uzmanlık üzerine inşa edilmiş bir kurum olarak varlığını sürdürüyordu. Kurucusu J. Edgar Hoover, devlet bürokrasisinin profesyonelleşmesinin erken dönem ve kararlı bir savunucusuydu. Öyle ki, ajanların koyu renk takım elbise ve çizgili kravat giymesini zorunlu hale getirmişti. Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında büro, köklü bir “profesyonellikten uzaklaşma” sürecinin ilk aşamalarında. Artık bir FBI yetkilisi için en önemli nitelik yetkinlik değil, sadakat gibi görünüyor. Feinberg ve onun gibilerin tasfiye edilmesi, bu dönüşümü planlı bir şekilde hızlandırmaya yönelik bir çaba niteliği taşıyor.
Feinberg’in söylediğine göre, amiri olan Özel Ajan Sorumlusu Dominique Evans, kendisine herhangi bir yanlış davranış isnat etmedi. Evans istifa mektubunu aldığında, FBI Başkan Yardımcısı Dan Bongino’nun, Feinberg’in eski karşı istihbarat ajanı Peter Strzok ile dostluğunu sürdürdüğünü öğrendiğini açıkladı. Trump’ın ilk döneminde, Rusya’nın 2016 başkanlık seçimine müdahalesi ile ilgili soruşturmanın başında olan Peter Strzok'un Trump'a yönelik yüksek tonlu eleştiriler içeren mesajlarının ortaya çıkmasının ardından önce soruşturmadan el çektirilmiş, ardından da kovulmuştu. Trump, Strzok’u özellikle FBI’ın 2016’daki Rusya seçim müdahalesi soruşturmasındaki rolü nedeniyle defalarca saldırı konusu yaptı. Strzok, Fox News’ta tekrar tekrar hedef haline getirilirken, Trump bu konuyu son günlerde yeniden gündeme taşıdı.

Eski FBI Ajanı Michael Feinberg
Feinberg’e göre, Strzok ile olan bağlantısı, onun olası bir terfiiyi almasının önüne geçti. Evans, Feinberg, görevden alınma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini ve Strzok ile olan dostluğu hakkında poligraf testine tabi tutulacağını kendisine iletti. Feinberg, bunun yerine istifa etti. FBI, bunu bir personel meselesi olarak nitelendirerek yorum yapmayı reddetti. FBI Norfolk ofisi de Evans ile görüşme talebine dönüş yapmadı.
FBI’ın “çürümesini” üzüntüyle dile getiren Feinberg, istifa mektubunda “Bu olayları öfkeyle değil, daha çok üzüntüyle aktarıyorum” diye yazdı. Feinberg “Ülkemi ve Anayasamızı kelimelerin anlatamayacağı bir tutkuyla seviyorum ve artık mesleğimin onlara hizmet etmeyi içermeyecek olması beni derinden yaralıyor” ifadelerini kullandı.
Feinberg, federal görevinden ayrıldıktan sonra, büroda hâlâ görev yapan ve misillemeden korkan ajanların kendisinden bunu yapmasını istemesi üzerine konuşmaya karar verdiğini açıkladı. Feinberg şimdi, bu yönetim tarafından görevden uzaklaştırılan birçok devlet memuru gibi, bundan sonra ne yapacağını düşünürken, FBI'ın dönüşümü hakkında yazılar yazmayı planlıyor. Kısa süre önce yayımladığı bir makalede, FBI’ın “ideolojik saflığa ve iş gücünün durmaksızın siyasallaştırılmasına” takıntılı hale geldiğini ve bunun “herkesi daha az güvenli” yaptığını savundu.
Feinberg’in geçmişi, Trump karşıtı bir mücadele yürüten birinin geçmişi değil. Northwestern Hukuk Fakültesi’nden 2004 yılında mezun oldu ve orada Federalist Society bölümünde başkan yardımcılığı yaptı ve kendisini muhafazakâr olarak tanımlıyor. Bugün hâlâ siyaset tartışmalarında muhafazakâr siyaset filozofu Edmund Burke’ün çalışmalarına sıkça atıfta bulunuyor. 2009’da FBI’a katıldığını çünkü burayı “hem ABD’nin dünyadaki çıkarlarını korumak hem de iç hukuk düzenini savunmak için en iyi araç” olarak gördüğünü söylüyor.
İlk Trump yönetiminin başlarında, Feinberg Çin’e yönelik karşı istihbarat soruşturmaları üzerinde çalışıyordu. Görevine olan bağlılığı o kadar yüksekti ki Çin hükümeti tarafından Ulusal Hayvanat Bahçesi’ne ödünç verilen dev pandaları sırf prensip gereği görmeye gitmeyi reddetmişti.
Trump, ikinci döneminde görünüşte tarafsız olan kurumları kişisel gücünün araçlarına dönüştürme çabalarını yoğunlaştırdı. Bu strateji hangi biçimde olursa olsun tehlikeli: Ulusal Hava Durumu Servisi veya Gıda ve İlaç Dairesi gibi kurumlarda devlet uzmanlığının aşındırılması, insanların hayatlarını riske atıyor. Ancak Trump’ın kişiselci yaklaşımı, insanları gözaltına alabilen, yargılayabilen ve hapse atabilen kurumlara uygulandığında özellikle tehlikeli hale geliyor.
Feinberg, sosyolog Max Weber’in devleti "kendi topraklarında yaşayanlara karşı fiziksel güç kullanma, tehdit etme veya yetkilendirme konusunda münhasır hakka sahip olmayı başaran varlık" olarak tanımlayan ünlü sözünü hatırlatarak “FBI gibi kurumlar, bu gücün uygulandığı araçlardır” yorumunda bulunuyor.
FBI’nin bu alandaki geçmişi kusursuz değil. Hoover, tekno-kratik kurum inşasına odaklanmasının yanı sıra, kurumun hâlâ tam anlamıyla kurtulamadığı paranoya, bürokratik güç oyunları ve siyasi düşmanları taciz etme eğilimiyle dolu tartışmalı bir miras bıraktı. Eski FBI Direktörü James Comey, masasının üzerinde Hoover tarafından onaylanan Martin Luther King Jr.’ı dinleme başvurusunu bulunduruyordu. Büro, bu dinlemeyi sivil haklar liderini intihara sürüklemeyi hedefleyen bir kampanyanın parçası olarak kullanmayı planlamıştı. Comey, bu belgenin, iktidardakilerin “kısıtlama ve denetimden yoksun” olduklarında neler yaşanabileceğinin bir hatırlatıcısı olduğunu söylüyor. Hoover’ın ölümünden sonra ise FBI, tam da bu türden siyasi hedeflemelerin önüne geçmek için kapsamlı prosedürler geliştirdi.
Ancak, kısıtlama veya apolitik bir denetimden yoksun bir FBI, tam da Trump’ın istediği şey. FBI Başkan Yardımcısı Dan Bongino ve FBI Direktörü Kash Patel de bu yola giden taşları döşüyor.

FBI Başkan Yardımcısı Dan Bongino (solda) ve FBI Direktörü Kash Patel (sağda)
Trump, 2024 kampanyasını “Ben sizin intikamınızım” sözleriyle başlattı. MAGA influencerları olarak hem Patel hem de Bongino, başkanın siyasi rakiplerinin hapse atılmasını açıkça destekledi. Fox News ise kısa süre önce “Adalet Bakanlığı kaynaklarına” dayanarak FBI’ın, 2016’daki Rus seçim müdahalesine ilişkin hükümet değerlendirmesine öncülük eden eski istihbarat şefleri hakkında bir ceza soruşturması başlattığını bildirdi.
Trump'ın ilk döneminde, FBI’nın bu kadar açık bir şekilde siyasi amaçlar için kullanılması, hukuk uygulamalarının bağımsızlığını ihlal eden düşünülemez bir adım olurdu. Ancak FBI’nın yeni yönetimi, buna itiraz edebilecek birçok kişiyi kurumdan uzaklaştırıyor. Öyle ki, görevden ayrıldıktan sonra Feinberg, kendisini “sürgün topluluğu” olarak adlandırdığı, eski Adalet Bakanlığı ve FBI yetkililerinin birbirlerine kamu görevinden sonraki hayata uyum sağlamada yardımcı olduğu bir çevrenin parçası olarak buldu. Kamu kurumlarından ayrılan pek çok kişi kurumdan ayrılan çalışanlara destek olmak amacıyla kurulan Justice Connection adlı organizasyonda dayanışma buldu. Feinberg “Bu insanların hükümetteki kariyerlerine en saf ve en yüce niyetlerle başlamış olduklarını" ifade ederek gelinen noktayı "üzücü" diyerek ifade ediyor.
Kurumdan ayrılmak zorunda bırakılanlar tam da böylesi bir dönemde direksiyonda görmek isteyeceğiniz türden kamu görevlileriydiler ve bu nedenle Patel ile Bongino’nun kurtulmak istediği kişiler de onlardı. Şimdilik gözden kaçmayı başaran diğerleri ise emeklilik günlerini sayıyor. Feinberg, bu ayrılıkların FBI kültürünü gelecekte nasıl etkileyeceğinden endişeli. Sağlam değerlere sahip ve hâlâ dayanmakta olan FBI ajanlarının sayısının giderek azalmasından kaygı duyuyor. Tecrübeli isimlerin ilkeli itirazlarını dile getirecek kimse kalmadığında, “daha yeni ve genç çalışanlar siyasallaşmış bir büroya uyum sağlayacak ve bu onlara normal gözükecek” diyor.
FBI'a yeni katılan ajanlar, artık göçmenlik tutuklamalarına öncelik vermeye daha fazla yönelmiş bir büroya katılacak. Trump'ın ikinci dönemi başladığında Feinberg, geçici bir süreliğine çalıştığı ofisin yöneticiliğini yapıyordu. FBI ajanlarının ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) baskınları için görevlendirilmeleriyle beraber ciddi bir kaynak yönetim sorunu yaşadı.
Bir seferinde, bir FBI ajanının yüz maskesi satın alma talebinden haberdar oldu. Sosyal medyada göçmenlik yetkililerinin ifşa edilip hedef gösterildiğine dair söylentiler, ajanlar arasında kaygıyı artırmıştı ve ICE çalışanları kimliklerini gizlemeye başlamıştı. Şimdi ise Norfolk’taki FBI ajanlarının da ICE’ı örnek almak istediği görülüyordu. Duruma öfkeli olduğunu ifade eden Feinberg "Biz bir demokraside yaşıyoruz. Kamuya hizmet eden bir kurumuz. Yaptığımız işlerden saklanmayız" değerlendirmesinde bulunuyor. Feinberg yöneticileri ile görüştü ve maske alımları için ofis fonlarının kullanılmasının sessizce yasaklanması konusunda anlaştılar.
Feinberg, FBI’ın göçmenlik uygulamalarında yer almasına aslında prensipte karşı olmadığını vurguluyor:
"Her başkanın, büroya hangi öncelikleri vereceğine karar verme hakkı vardır. Sorun, Trump yönetiminin FBI’ı kullanma biçiminde; karmaşık soruşturmalar için eğitilmiş ajanların, ICE göçmenlik baskınları yaparken sadece korkutucu bir şekilde etrafta dikilmeye yönlendirilmesi."
FBI ile ICE arasındaki bu örtüşme yalnızca kaynak israfına yol açmakla kalmıyor, Patel ve Bongino’nun mücadele etmek istediklerini söyledikleri çeteleri soruşturma kapasitesini de doğrudan zayıflatıyor. Sonuçta, eğer kolluk kuvvetlerine başvurmak onları sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya bırakacaksa, herhangi bir Latin Amerikalı göçmen neden MS-13 ya da Tren de Aragua’yı çökertmek için FBI ile iş birliği yapsın ki?
Mandarin konuşan Feinberg, ABD’nin Amerikalı şirketlerden ticari sır çalmakla suçladığı Çinli teknoloji devi Huawei hakkındaki FBI soruşturmasına öncülük etmişti. Şimdi ise ayrıldığından beri, büroda üst düzey karşı istihbarat görevlerinde çalışanlardan herhangi birinin Çince bilip bilmediğinden emin değil.
Feinberg son makalesinde “Mesleki kariyerini Çin Komünist Partisi ve onun tüm uzantılarıyla mücadeleye adamış biri olarak, kaynakların ve çabaların düşman yabancı istihbarat servislerinden ve ülkeye yönelik diğer ciddi tehditlerden alınıp küçük göçmenlik statüsü ihlallerine yönlendirilmesini görmek beni özellikle endişelendiriyor" diye yazıyor.
Patel ve Bongino, Trump tarafından göreve getirilmeden önce Epstein hakkında en yüksek sesle komplo teorileri yayan isimlerdi. Ancak hükümetteki görevleri sırasında Epstein’ın öldürüldüğü iddiasına mesafeli yaklaşarak, intihar ettiği tezini savundular. Bongino geçtiğimiz mayısta Fox News’te, “Bütün dosyayı gördüm. O kendi hayatına son verdi” dedi. Trump yanlısı medya ve bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri ise Adalet Bakanlığı’nın Epstein dosyalarını şubat ayında kamuoyuna açıklamasından bu yana memnuniyetsizliklerini dile getiriyor. Feinberg konuya dair “Kılık kıyafet giyip sert adam rolü yapmaktan keyif alıyorlar” diyerek ekledi:
“Ama aslında ne yaptıkları hakkında hiçbir fikirleri yok.”
Kaynak: Gazete Oksijen