Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'deki ateşkes ve İsrail-Filistin meselesine ilişkin Filistin Televizyonu'na değerlendirmede bulundu. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki Filistinlilerin başka ülkelere gitmesine dair söylemlerine ve uluslararası toplumun tepkilerine ilişkin Fidan, "Filistin tehciri kabul edilemez. Bu türden tekliflerin biz ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyoruz. Bu biraz tarihi bilmemek, anlamamak manasına gelir" ifadelerini kullandı.
Kudüs'ün durumuyla ilgili de konuşan Dışişleri Bakanı, "Buranın üzerinde oynanan oyunlar, Kudüs'ün tamamıyla Yahudileştirilmesi, uluslararası kimliğinden, Müslüman kimliğinden, Hristiyan kimliğinden çıkartılması ve buraya tek dinli bir yaklaşımın getirilmesi tabii ki kabul edilemez" dedi.
Fidan, 1948'de Filistinlilerin tehcir edildiğini ve sonrasında bu sorunun ortadan kalkması için uluslararası toplumun, 1967 sınırları temeline dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe haiz, İsrail'le yan yana yaşayabilecek bir Filistin devletinin kurulmasıyla iki devletli bir çözümü ortaya koyduğunu ifade etti.
İki devletli çözüm vurgusu
İslam ve Arap dünyasının, Türkiye'nin ve uluslararası toplumun çoğunluğunun bu görüşün arkasında olduğunu ve Birleşmiş Milletler'de (BM) yapılan son oylamada bunun görüldüğünü kaydeden Fidan, "Dünyada bu görüşün desteklenmesinden daha fazla desteklenen başka bir siyasi proje yok. Fakat ne acıdır ki bu kadar büyük bir genel kabule sahip iki devletli çözüm projesi pratikte hayata geçirilemiyor" diye konuştu. Fidan, bu çözümün hayata geçirilmemesinin çeşitli sebepleri olduğuna işaret ederek, "Biz tekrar edecek bir tehciri kabul etmiyoruz. Bunun olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Uluslararası toplum olarak, bölge ülkeleri olarak, Arap dünyası, İslam dünyası, Avrupa Birliği, Afrika, Güney Amerika, Asya Pasifik; herkes bu konuya kendi muhalefetini yapmaya diplomatik yollardan devam edecek" ifadelerini kullandı.
Gazze'de sağlanan ateşkesin geleceğine ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tekrar Gazze'ye saldırma kararı alma olasılığına ilişkin Fidan, bu senaryonun geçerliliğini koruduğunu ama gerçekleşmeyeceğini umduğunu dile getirdi.
'Netanyahu savaş başlatırsa, ABD'nin kredisi dibe vuracak'
Fidan, Türkiye'nin 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden soykırımın durmasını, ulaşılan ateşkesin devam etmesini, Gazzelilerin tekrar yurtlarına dönmesini ve normal hayata başlamasını dilediğini kaydederek, bunun için uluslararası toplum olarak ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Öte yandan Netanyahu'nun "zihninin" ortada olduğuna ve bunu göstermekten çekinmediğine işaret eden Fidan, "Rehineleri kurtardıktan sonra onu tutacak başka hiçbir şey yok. Tutacak sadece uluslararası toplumun gerçekçi bir tavır koyması, yani İsrail'i tamamıyla izolasyon altına alan bir tavır koyması" dedi.
Fidan, ateşkes anlaşmasına Mısır, Katar ve ABD'nin garantör olduğunu hatırlatarak, ABD'nin İsrail'i bu anlaşmanın hükümlerine tabi tutacak bir zorlama yapması gerektiğini vurguladı. Fidan, böyle bir zorlamanın olmadığı olasılığına ilişkin, "Tekrar Amerika desteğiyle Netanyahu bir savaş başlatırsa, Amerika'nın zaten diplere vurmuş olan kredisi daha da fazla dibe vuracak ve uluslararası sistemdeki bu çarpıklık bir krizin devam etmesini sağlayacak" ifadesini kullandı.
'Bu tür projeleri çok gördük, hepsi tarihin çöplüğüne gitti'
Netanyahu'nun "Trump ile yeni Orta Doğu haritası çizmek" için ABD'ye gidebileceğine dair söylemlerine ilişkin Fidan, Orta Doğu'daki halkların onurlu olduğunu ve "problemli tiplerin" bu tür projelerini çok gördüklerini ancak bunların tarihin "çöplüğüne" gittiğini söyledi. Fidan, bu tür kişilerin belli süre etkilerini koruduklarını ama en sonunda tarihin "çöplüğüne gömüldüklerini" vurgulayarak, bölge halkının uzun vadede bu projenin de üstesinden geleceğini belirtti. Türkiye'nin İsrail'in yargılanmasını sağlamak için yeni diplomatik girişimi olup olmayacağına ilişkin Fidan, diplomatik girişimlerin devam ettiğine işaret ederek, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği'nin oluşturduğu 7 ülkenin bulunduğu Temas Grubu'nun çalışmalarına ve istişarelerine devam ettiğini ifade etti.
Fidan, ateşkes bir aşamaya getirilmişken bundan sonra iki devletli çözümün gündemden düşmemesi gerektiğini belirterek, bölge halkları olarak Filistin meselesinin nasıl bir istikrarsızlık ve çatışma kaynağı olduğunu iyi şekilde bildiklerini söyledi. Buna kalıcı bir çözüm getirmenin yolunun hem İsraillilerin hem Filistinlilerin güven içinde yaşayacağı iki devletli çözümün hayata geçmesi olduğunun altını çizen Fidan, uluslararası toplum ve bölge ülkeleri olarak buna gerekli her türlü desteği vermeye hazır olduklarını defaatle ifade ettiklerini aktardı. Fidan, bu yöndeki çalışmaların devam edeceğini vurgulayarak, bu konuda çeşitli istişareler ve projeler olduğunu, ilerleyen haftalarda ve aylarda bunların tek tek hayata geçeceğini anlattı.
'Filistin davasına uluslararası destek en yüksek düzeyde'
Gazze'de yaşanan insani trajedinin uluslararası toplumun Filistin davasını daha çok desteklemesini sağlayıp sağlamadığına ilişkin soruya Fidan, şöyle cevap verdi: "Birincisi bu kadar şehit, mazlum kadın ve çocuğun şehadeti iki şeyi ortaya çıkardı: Filistin davasına yönelik uluslararası destek ve farkındalık, modern zamanlarda ulaşabileceği en yüksek düzeye ulaştı. Maalesef bu bir soykırım neticesinde oldu. Diğer taraftan, üzülerek söylüyorum ki, uluslararası toplumun kendi yüreklerinde, kafalarında bu kadar karşı çıktığı bir konunun önlenememesi de uluslararası sistemin bozukluğunu ve uluslararası toplumun da acizliğini gösterdi."
Fidan, uluslararası toplumun ve sistemin, kendi zayıflığını, bozukluğunu ve acizliğini gidermek için bazı adımlar atması gerektiğini vurgulayarak, bunun için Filistin meselesinde bundan sonra atılacak adımların iyi bir fırsat olduğunu ifade etti. Türkiye'nin bu meselenin adil ve kalıcı bir şekilde çözülmesi için uluslararası topluma gereken çağrıları yaptığını aktaran Fidan, alınması gereken inisiyatif varsa siyasi, diplomatik ve insani yardım alanlarında açık ya da kapalı şekilde inisiyatif almaya devam ettiklerini dile getirdi.
Fidan, defaatle bunun dile getirildiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuda çok hassas olduğunu kaydederek, "Bölgede 67 sınırlarına dayalı iki devletli bir çözümün hayata geçmesi, hem bölge ülkelerini rahatlatacak hem Filistinlilerin onurlu bir devlet kurma hakkını iade edecek hem de küresel çatışma riskini azaltacak. Şimdi bu türden bir kalıcı iyiliğin karşısında olan zihin, şeytani bir zihindir, ona çok dikkatle bakmak lazım" diye konuştu.
'İnsanlık daha iyiye evrilse de maalesef orman kanunları geçerli'
Uluslararası toplumun bir buçuk sene boyunca İsrail'i neden durduramadığına ilişkin Fidan, İsrail'e kayıtsız şartsız ABD ve Batı desteği verildiğine dikkati çekerek, bu meselesinin adalet, hak ve hukuktan çok bir matematiğe dönüştüğünü bildirdi. Fidan, gücü daha fazla olanın yanlış veya doğru olduğuna bakmaksızın kan dökülmeye yol açtığına işaret ederek, "Buna orman kanunu diyoruz biliyorsunuz. İnsanlık binlerce yıl ahlaken, hukuken, sistem ve anlayış olarak daha iyiye doğru evrilirken günün sonunda yine orman kanununun geçerli olduğunu görüyorsunuz" dedi.
Kaynak: AA