Paris'teki Élysée Sarayı'ndan yaptığı açıklamada Macron, “ABD'nin yanımızda duracağına inanmak istiyorum, ancak bunun böyle olmaması için hazır olmalıyız” dedi.
Macron sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ukrayna'da yakın zamanda barışa ulaşsak da ulaşmasak da Rus tehdidini tanımamız ve bu tür saldırıları caydırmak için kendimizi daha iyi savunmamız gerekiyor. Ne olursa olsun, caydırıcı bir güç sağlamak için kendimize daha fazla silah, savunma anlamında daha fazla ekipman sağlamalıyız”
"Rusya Ukrayna'da durmayacak"
Macron Ukrayna'nın Rusya'ya karşı mücadelesinde yalnız bırakılamayacağını söyledi ve “Bu bağlamda Rusya'nın Ukrayna'da duracağına kim inanabilir? Rusya, Fransa ve Avrupa için bir tehdit haline gelmiştir ve öyle kalacaktır” dedi.
Macron, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin, kendi uluslarının ve Ukrayna'nın güvenliğini korumak için savunma ve askeri yeteneklere yatırım yapmak da dahil olmak üzere somut adımlar atması gerektiğini açıkça belirtti.
Macron “Bu tehlikeli dünyada seyirci kalmak çılgınlık olur. Barış girişimleri doğru yönde ilerliyor, bunları memnuniyetle karşılıyorum ve Ukraynalıların Rusya ile kendileri ve hepimiz için sağlam ve kalıcı bir barış için müzakere edene kadar direnmelerine yardımcı olmaya devam etmeliyiz. Barışa giden yol Ukrayna'yı terk etmekle sağlanamaz” ifadelerini kullandı.
Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın hafta sonu Londra'da düzenlenen bir savunma zirvesinde yaptığı ve Avrupa'nın Ukrayna'ya asker göndermek zorunda kalabileceği yönündeki açıklamalarını yineledi.
“Kuvvetlerimiz bir barış anlaşması imzalanmadan önce değil, barışı garanti altına almak için gerekirse orada olacaktır” diyen Macron, “Böyle bir anlaşmanın imzalanmasın için müttefiklerimizle görüşmeye devam edeceğiz”
Macron ve Starmer, geçtiğimiz Cuma günü Beyaz Saray'da Başkan Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Başkan Yardımcısı JD Vance arasında yaşanan olağanüstü atışmanın ardından Amerika-Ukrayna ilişkilerini düzeltmek için umutsuz bir girişimde bir araya geldi. Hem Starmer hem de Macron Zelenski'ye yıllardır verdikleri açık desteği ABD ile iyi ilişkilerin sürdürülmesi ihtiyacıyla dengelemeye çalıştılar.
Macron X'te yaptığı açıklamada konuşmasının dünyanın en büyük zorluklarla karşı karşıya olduğu büyük bir belirsizlik anını yaşadığını söyledi. Starmer Çarşamba günü İngiliz milletvekillerine yaptığı açıklamada geçen hafta Beyaz Saray'a yaptığı ziyaretten bu yana Trump ile üç kez görüştüğünü kaydetti.
Adresse aux Français. https://t.co/kIZujyyfiX
— Emmanuel Macron (@EmmanuelMacron) March 5, 2025
Oval Ofis'teki tartışmanın ardından Trump sosyal medya üzerinden Zelenski'yi azarlamaya devam etmiş, Trump ve ekibinden bazıları Ukrayna liderinin görevden alınabileceğini ya da alınması gerektiğini öne sürmüştü. Bunun üzerine ABD Ukrayna'ya yardımı kesti.
Yardımların dondurulması sadece en büyük askeri destekçisi ABD olan Ukrayna için değil, aynı zamanda Washington olmadan Rusya'ya karşı kendini savunmaktan yıllarca uzak olan Avrupa için de ciddi bir darbe.
Zelenski'den ABD'ye yeşil ışık
Salı günü Trump'ın Kongre'de yaptığı ortak konuşmada Zelenski'yden Ukrayna Devlet Başkanı'nın barış arzusunu ve ABD'nin desteğine duyduğu minnettarlığı ifade eden “önemli bir mektup” aldığını söylemesiyle işler değişti.
Zelenskiy Salı günü yaptığı bir paylaşımda bu mektubun içeriğini doğrulayarak Beyaz Saray'daki çatışmayı “üzücü” olarak nitelendirdi, Trump'ın ekibine teşekkür eden Zelenski, Washington'a Ukrayna'nın zengin maden yataklarına erişim sağlayacak bir anlaşma imzalamaya hazır olduğunu söyledi.
Yine de çözülmesi gereken çok şey var.
Ukrayna “güvenlik garantileri” olmadan -yani Rusya'nın daha önce yaptığı gibi ateşkesi ihlal etmesine karşı Avrupa ve ABD'nin koruması olmadan- ateşkes imzalamaya yanaşmıyor.
Ukrayna'yı destekleyenler ve bağımsız analistler ateşkesin Rusya'nın yeniden toparlanmasına olanak sağlayacağından ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bir Avrupa ülkesine saldırmanın sadece izin verilen bir şey değil, aynı zamanda ödüllendirilen bir şey olduğunu göstereceğinden endişe ediyor.
Zelenski bir zamanlar bu güvenlik garantilerini talep etmekte kararlıydı. Ancak şimdi Moskova ve Washington'un baskısıyla karşı karşıya kalınca, X'te bu tür vaatlere yönelik daha esnek bir “adım” olan bir maden anlaşmasını kabul edebileceğini öne sürdü.