The Guardian'ın haberine göre İsveç’te kadın siyasetçilere yönelik nefret söylemi, tehdit ve tacizin giderek artması, ülkenin siyasi iklimine dair ciddi uyarıları beraberinde getirdi. Hükümetin Eşitlik Ajansı, yükselen nefret dalgasının kadınları hem siyasetten uzaklaştırdığını hem de aktif siyasette kendilerini sansürlemeye ittiğini belirterek durumun “demokrasi için büyük bir tehdit” olduğunu açıkladı.
Tartışma, Merkez Parti lideri Anna-Karin Hatt’ın ekim ayında sadece beş ay süren görevinden nefret ve tehditler nedeniyle istifa etmesiyle yeniden alevlendi. Hatt, görevini bırakırken “Sürekli omzunuzun üzerinden bakmak zorunda kalmak, evde bile tam olarak güvende hissedememek… düşündüğümden çok daha ağır geldi” demişti.
Hatt’ın istifası, 2022’de Gotland’daki demokrasi festivalinde belediyeler ve bölgeler için psikiyatri koordinatörü Ing-Marie Wieselgren’in öldürülmesinin ve eski Merkez Parti lideri Annie Lööf’e yönelik suikast planının ardından yaşanan üçüncü büyük şok oldu. Lööf, Hatt’ın kararını anladığını söyleyerek “Anlattığı gerçekliği çok iyi biliyorum” dedi.
'Kadınlar iki kez düşünüyor, genç kadınlar çok daha kırılgan'
İsveç Eşitlik Ajansı Analiz ve İzleme Birimi Başkanı Line Säll, ülkenin siyasi atmosferinin son yıllarda giderek daha kutuplaşmış ve düşmanca hale geldiğini söylüyor. Bu ortamın özellikle genç kadınları politikadan uzaklaştırdığını belirten Säll, “Kadınların toplumda ve kendi hayatları üzerinde erkeklerle eşit güce sahip olması hedefinden uzaklaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Säll’e göre kadın siyasetçiler “enormous vulnerability” diye tanımladığı bir kırılganlık yaşıyor; bu durum hem çalışmalarını zorlaştırıyor hem de normal bir yaşam sürmelerini engelliyor.
Yerel düzeyde ise tablo daha da çarpıcı: Genç kadınların siyasal görevlerden istifa oranı erkeklere kıyasla çok daha yüksek.
İsveç hep eşitlikte örnek gösteriliyordu, ama rakamlar başka bir şey söylüyor
Suç Önleme Ulusal Konseyi’nin 2025 Politika Güvenliği araştırmasına göre, kadın seçilmiş temsilcilerin %26,3’ü geçen yıl görevleri nedeniyle tehdit veya tacize maruz kaldığını bildirdi. Bu oran erkeklerde %23,6.
Güvensizlik hissinde fark daha da açılıyor:
- Kadınların %32,7’si, erkeklerin %24’ü kendilerini savunmasız hissettiğini söylüyor.
- Göçmen kökenli siyasetçilerde ise tablo daha kötü: Bu grupta savunmasızlık hissi %31,5.
Araştırmanın en yaygın sonucu: Siyasetçilerin büyük bölümü sosyal medya paylaşımlarını kısıtlıyor; bazı konularda konuşmaktan tamamen vazgeçiyor.
'Şiddet, kamu tartışmasının sınırlarını çiziyor'
Uppsala Üniversitesi’nden siyaset ve toplumsal cinsiyet uzmanı Sandra Håkansson, özellikle “yüksek riskli konular” söz konusu olduğunda kadın siyasetçilerin geri çekildiğini söylüyor. Göç politikası buna en belirgin örnek.
Håkansson, “Kadınlar mülteci kabulüne erkeklerden daha olumlu ama bu konuda sessiz kalıyorlar. Bu da tartışmayı daraltıyor ve sonuç olarak yasamayı etkiliyor” diyor: “Şiddet, kamu tartışmasının sınırlarını belirliyor.”
Adres bilgileri açık, saldırı tehdidi gerçek
İsveç’te bilgi edinme özgürlüğü yasaları nedeniyle vatandaşların adresleri kolayca erişilebilir. Çeteler bu bilgileri kullanarak siyasetçilerin evlerine saldırılar planlıyor. Bu da özellikle kadınlarda korku ve güvensizliği artırıyor.
İran Kürdü kökenli eski milletvekili Amineh Kakabaveh, geçmişte ölüm tehditleri nedeniyle polis koruması altında yaşamıştı. Kakabaveh, İsveç’in giderek daha düşmanca bir siyasi atmosferine işaret ederek şöyle diyor:
“Her tehdit edilen kadın aslında bir demokratik kayıptır. Ayrıca göçmen kadınlar birden fazla cepheden saldırıya maruz kalıyor: ırkçılık, İslamcı gruplar, yabancı devlet aktörleri…”
Hükümet: Daha fazla koruma ve dijital kültür değişimi şart
İsveç Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanı Nina Larsson, kadınların tehditler nedeniyle siyasetten çekilmesinin “demokrasiye ve özgür tartışma ortamına zarar verdiğini” söyledi. Larsson, dijital ortamlarda davranış kültürünün tamamen değişmesi gerektiğini belirterek sosyal medya platformlarına daha fazla sorumluluk çağrısı yaptı.
Larsson’a göre hükümet önlem alıyor, ancak yeterli değil: “Özellikle kadınları korumak için daha fazlasını yapmak zorundayız.”
Kaynak: Gazete Oksijen