27 Haziran 2025, Cuma
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 05.06.2025 11:47 | Son Güncelleme: 05.06.2025 13:26

Japonya'nın demografik krizi derinleşiyor: 2024’te doğum sayısı ilk kez 700 binin altına indi

Japonya’da 2024 yılında yalnızca 686 bin bebek dünyaya geldi. Bu, 1899’dan bu yana kaydedilen en düşük rakam. Nüfusun hızla yaşlanması ve azalan doğurganlık oranı, ülkenin sosyal yapısını ve ekonomisini tehdit ediyor. Hükümet teşviklere rağmen gençleri evliliğe ve çocuk sahibi olmaya ikna edemiyor
Fotoğraf: Shutterstock
Fotoğraf: Shutterstock
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

The Guardian'ın haberine göre Japonya’da doğum oranlarındaki dramatik düşüş, ülkenin uzun süredir devam eden demografik krizini daha da görünür hale getirdi. Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, 2024 yılında doğan bebek sayısı 686.061 oldu. Bu rakam, istatistiklerin tutulmaya başlandığı 1899 yılından bu yana görülen en düşük doğum sayısı olarak kayıtlara geçti. Doğum sayısı, bir önceki yıla göre %5,7’lik düşüş gösterdi.

Ülkedeki doğurganlık oranı da düşmeye devam ediyor. 2023’te 1,20 olan oran, 2024’te 1,15’e geriledi. Bu oran, nüfusun sabit kalması için gerekli olan 2,1’in oldukça altında kalıyor. Aynı yıl içinde 1,6 milyon kişi hayatını kaybetti; bu da nüfustaki net kaybın daha da derinleştiğini ortaya koyuyor.

Doğum oranları dokuz yıldır kesintisiz düşüyor

Doğum oranları son dokuz yıldır kesintisiz düşerken, evlilik oranlarında sınırlı bir artış kaydedildi. 2024’te 485.063 evlilik gerçekleşti; bu, önceki yıla göre 10 binin üzerinde bir artış anlamına geliyor. Ancak evlilik yaşı giderek yükseliyor ve daha az sayıda çocuk sahibi olunuyor. Japon toplumunda evlilik dışı doğumların oldukça az olması, bu trendin doğrudan doğum sayısını etkilediğini gösteriyor.

'Sessiz acil durum'

Hükümetin çocuk sahibi olmayı teşvik eden politikalarına rağmen sonuçlar umut vermiyor. Başbakan Shigeru Ishiba, Japonya'nın karşı karşıya olduğu nüfus sorununu bir “sessiz acil durum” olarak tanımlıyor. Son dönemde yürürlüğe giren teşvikler arasında çocuk yardımlarının artırılması, liselerin ücretsiz hale getirilmesi ve eş zamanlı doğum izni alan çiftlere tam maaş ödemesi gibi önlemler bulunuyor.

Ancak uzmanlar, hükümetin yalnızca evli çiftlere odaklanan politikalarının yetersiz kaldığını ve gençlerin evlilikten uzak durma nedenlerine daha yakından bakılması gerektiğini belirtiyor. İstikrarsız iş piyasası, yüksek yaşam maliyetleri ve özellikle kadınlar için zorlayıcı iş ortamı, gençlerin evlilik ve aile kurma kararlarını ertelemelerine neden oluyor.

Yalnızca doğum oranları ile değil, evlilik kurumunun zayıflamasıyla da baş etmek zorundalar

2023’te yapılan bir araştırmaya göre, 17-19 yaş arası gençlerin yalnızca %16,5’i gelecekte evleneceğine inanıyor. Bu da Japonya’nın yalnızca düşük doğum oranlarıyla değil, evlilik kurumunun da zayıflamasıyla baş etmek zorunda olduğunu gösteriyor.

Mevcut eğilim devam ederse, Japonya’nın şu anki 124 milyonluk nüfusu 2070 yılına kadar 87 milyona düşebilir. Bu tarihte nüfusun %40’ının 65 yaş ve üzeri olması bekleniyor. Uzmanlar, bu tablo karşısında ekonomik durgunluk, iş gücü sıkıntısı ve artan sosyal güvenlik harcamalarının kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.