Geçen ay 260 kişinin hayatını kaybettiği Air India kazasına ilişkin ön rapor, uçağın motor yakıt kesme düğmelerinin neredeyse eşzamanlı şekilde devre dışı kalmasının ardından kokpitte ciddi bir kafa karışıklığı yaşandığını ortaya koydu. Hindistan’ın Ahmedabad kentinden Londra’ya gitmek üzere havalanan Boeing 787 Dreamliner tipi uçak, kalkıştan hemen sonra itiş gücünü kaybederek irtifa düşüşüne geçti.
Cumartesi günü Hindistan’ın Uçak Kazalarını Araştırma Bürosu (AAIB) tarafından yayımlanan rapor, son on yılın en ölümcül hava kazasına dair yeni detayları gözler önüne serdi. Raporda, kritik öneme sahip motor yakıt kesme düğmelerinin konumuna ilişkin soru işaretleri gündeme getirilirken, uçakta kullanılan Boeing ve motor üreticisi GE’nin kazada doğrudan bir sorumluluğu bulunmadığı ifade edildi.
Bu kaza, 2022 yılında Air India’yı devletten devralan Tata Grubu’nun havayolunun itibarını yeniden inşa etme ve filosunu modernleştirme hedefleri açısından büyük bir sınama anlamına geliyor.
Uçağın kalkıştan hemen sonra yedek enerji kaynağı olan ram air türbininin devreye girdiği, bu durumun motorlardan güç kaybı yaşandığını gösterdiği belirtildi. Uçağın kara kutusuna kaydedilen seslerde, pilotlardan birinin diğerine “Yakıtı neden kestin?” diye sorduğu diğer pilotun ise “Ben kesmedim” yanıtını verdiği kaydedildi. Raporda bu konuşmaların kaptan ya da yardımcı pilota ait olduğu netleştirilmezken, “Mayday, Mayday, Mayday” çağrısını da hangi pilotun yaptığı belirtilmedi.
'Çalışır' konumdan 'kes' konumuna geçti
Uçağın kaptanı 15.638 saatlik uçuş deneyimine sahip 56 yaşındaki Sumeet Sabharwal’dı. Kendisi aynı zamanda Air India’da eğitmen pilot olarak görev yapıyordu. Yardımcı pilot ise 3.403 saatlik tecrübeye sahip 32 yaşındaki Clive Kunder’dı.
Rapora göre, kalkıştan hemen sonra iki motorun yakıt kesme düğmeleri aynı anda “çalışır” konumdan “kes” konumuna geçti. Ancak raporda bu düğmelerin uçuş sırasında nasıl bu şekilde konum değiştirmiş olabileceğine dair bir açıklama yer almadı. Uzmanlara göre bir pilot bu düğmeleri kazara hareket ettiremez. ABD’li havacılık güvenliği uzmanı Anthony Brickhouse, “Eğer bu düğmeleri bir pilot hareket ettirdiyse neden yaptı?” diye sordu.
Rapora göre düğmeler bir saniye arayla değiştirildi ki bu, biri çevrildikten hemen sonra diğerinin çevrilmesi için gereken süredir. ABD’li havacılık uzmanı John Nance, bu tür düğmelerin uçuş sırasında kapatılmasının olağandışı olduğunu belirterek, özellikle kalkış anında bu hareketin yapılmayacağını vurguladı. Düğmelerin “kes” konumuna getirilmesi motorları anında durdurur. Bu durum genellikle sadece uçak park yerine ulaştığında ya da motor yangını gibi bazı acil durumlarda yapılır. Ancak raporda böyle bir acil duruma dair bir bulgu yer almadı.
Kaza sonrası enkaz alanında yapılan incelemede, her iki yakıt kesme düğmesinin “çalışır” konumda bulunduğu ve her iki motorda yeniden ateşleme izleri tespit edildiği belirtildi. Raporda, bu bulgular uçağın yere çakılmadan hemen önce motorların yeniden çalıştırılmaya çalışıldığına işaret ediyor.
Air India yaptığı yazılı açıklamada raporu kabul ettiğini, yetkililerle iş birliği içinde olduğunu ancak konuya ilişkin başka bir yorum yapmayacağını bildirdi. ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da Hindistanlı yetkililere iş birliği için teşekkür ederken, raporda Boeing 787 uçaklarının ya da GE motorlarının operatörlerine yönelik herhangi bir tavsiyeye yer verilmediğine dikkat çekti.
ABD Federal Havacılık Dairesi (FAA), önceliklerinin gerçekleri ortaya çıkarmak olduğunu belirterek, süreç boyunca tespit edilen tüm riskleri hızlı şekilde ele alacaklarını duyurdu. Boeing, soruşturmada Air India’ya destek vermeye devam ettiğini söyledi. GE Aerospace ise yorum talebine henüz yanıt vermedi.
Soruşturma sürüyor
Hindistan Sivil Havacılık Bakanlığı’na bağlı AAIB, 12 Haziran’daki kazaya dair yürütülen soruşturmanın başında yer alıyor. Kazada uçakta bulunan 242 yolcudan 241’i ve yerde bulunan 19 kişi hayatını kaybetti.
Uluslararası kurallara göre, çoğu uçak kazasının birçok faktörün bir araya gelmesiyle meydana geldiği kabul ediliyor. Bu nedenle, kazadan 30 gün sonra ön raporun yayımlanması, nihai raporun ise bir yıl içinde tamamlanması bekleniyor.
Uçağın kara kutuları – kokpit ses kayıtları ve uçuş verilerini içeren cihazlar – kazadan birkaç gün sonra bulunarak Hindistan’da analiz edildi. Bu veriler, irtifa, hava hızı ve pilotların son anlarda yaptığı konuşmalar gibi bilgileri içermesiyle kaza nedenlerinin belirlenmesinde kilit rol oynuyor.
Kaza sonrası Air India ciddi bir inceleme sürecine girdi. Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı, Reuters’ın Air India’nın yan kuruluşu olan düşük maliyetli havayolu Air India Express’in bir Airbus A320 uçağında motor parçalarının zamanında değiştirilmediğini ve kayıtların sahte olduğunu bildirmesi üzerine şirketle ilgili bir soruşturma başlatmayı planladığını açıkladı.
Hindistan Sivil Havacılık Otoritesi ise daha önce üç Airbus uçağında acil kaçış kaydırağı kontrollerinin geciktirilmesi nedeniyle Air India’yı uyarmış, Haziran ayında ise pilot görev süreleriyle ilgili “ciddi ihlaller” bulunduğu gerekçesiyle uyarıda bulunmuştu.
Yeni Delhi, Hindistan’ın uluslararası uçuş trafiğini Dubai benzeri bir küresel havacılık merkezi haline getirmeyi hedefliyor. Ülke yönetimi, havacılıktaki büyümenin kalkınma hedeflerine katkı sağlayacağını öngörüyor.
Kaynak: Reuters