04 Temmuz 2025, Cuma
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 30.05.2025 11:28 | Son Güncelleme: 30.05.2025 14:37
Makaleyi sesli dinle • 3:03

Mahkeme kararında İstanbul detayı: Mısır, dünyanın en eski Hristiyan manastırını kapatabilir

Yaklaşık 1.500 yıldır kesintisiz faaliyet gösteren Sina’daki St. Catherine Manastırı, Mısır mahkemesinin mülklerini devlete devretme kararı sonrası kapanma riskiyle karşı karşıya. The Telegraph'a göre endişeye yol açan bu karardaki İstanbul detayı dikkat çekiyor
Mahkeme kararında İstanbul detayı: Mısır, dünyanın en eski Hristiyan manastırını kapatabilir
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Mısır, dünyanın kesintisiz faaliyette olan en eski Hristiyan manastırı olan Sina’daki St. Catherine Manastırı’nı yaklaşık 15 yüzyıl sonra kapatabilir. Uluslararası endişeye neden olan bu durum Yunan Ortodoks topluluğunda öfke yarattı.

Yunan medyasına göre, manastırın 1.475 yıllık varlığı sona erebilir. Mısır mahkemesi, manastırın varlıklarının devlete devredilmesine hükmetti. Kararın, burada yaşayan keşişlerin tahliyesini ve binanın müzeye dönüştürülmesini de kapsadığı bildiriliyor. Mahkeme kararının zamanlaması da dikkat çekti; 29 Mayıs, 1453’te Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinin yıldönümü olup Ortodoks dünyası için tarihi ve sembolik öneme sahip bir tarih.

Mısır makamları ise bu iddiaları reddederek manastırın normal şekilde faaliyet gösterdiğini belirtti. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Mısırlı yetkililerden açıklama talep etti. Manastır, Yunan Ortodoks Kilisesi’ne bağlı ve geleneksel olarak Yunan keşişler tarafından yönetiliyor. Keşişler, uluslararası Hristiyan kiliseleri ve diğer tektanrılı dinlerden destek toplamayı planlıyor.

 Atina Başpiskoposu ve Yunan Ortodoks Kilisesi lideri II. Ieronymos, kararı “büyük üzüntü ve haklı bir öfke” ile karşıladığını açıklayarak "Manastırın mülklerine el konuluyor ve bu Ortodoksluk ve Helenizmin ruhani merkezi artık gerçek bir varoluş sorunuyla karşı karşıya” dedi.

Yıllardır süren hukuki anlaşmazlık

Manastırın mülkiyet haklarıyla ilgili uzun süredir devam eden bir hukuki anlaşmazlık bulunuyor. Son aylarda, Mısır hükümetinin manastırın geniş arazileri ve varlıkları üzerinde daha fazla kontrol kurmak istediği söylentileri gerilimi artırdı.

2015’te Güney Sina Valisi, manastırın yasal statüsünün bulunmadığını öne sürerek 71 mülk (bahçeler, misafirhaneler ve tarım arazileri dahil) üzerindeki hak iddiasına itiraz etti. Yunan ve Mısırlı yetkililer manastırın mülkiyet haklarını ve Mısır Eski Eserler Kurumu ile iş birliğini tanıyan ön anlaşmaya vardığı, ancak bunun resmileşmediği bildirildi.

Bu ay Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, manastırın kapatılacağına dair söylentileri yalanladı ve Atina’da Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile yaptığı görüşmede ülkesinin manastırı koruma taahhüdünü yineledi.

Yanan çalı

548-565 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinianus’un emriyle inşa edilen manastır, Tevrat ve Kur’an’da yer alan anlatıya göre Musa peygamberin yanan çalıyı gördüğü ve İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarmakla görevlendirildiği yerde bulunduğu kabul ediliyor. Tevrat’a göre, Musa’nın Tanrı ile konuştuğu yanan çalının bu manastırın içinde olduğu söyleniyor.  Manastır, kuruluşundan bu yana sürekli bir Hristiyan keşiş topluluğu tarafından kullanıldı ve hiçbir dönemde yıkılmadı veya terk edilmedi.

Dinler arası hoşgörünün sembolü

UNESCO Dünya Mirası listesindeki manastırda 3.300’den fazla el yazması, 16.000 nadir kitap ve Codex Sinaiticus dahil birçok eser bulunuyor. Manastır, geçmişteki saldırılara karşı koruma sağlamak amacıyla inşa edilen yüksek taş duvarlarla çevrili ve en iyi korunmuş Bizans yapılarından biri olarak kabul ediliyor.

Manastır, uzak konumuna rağmen önemli bir hac merkezi olmasının yanı sıra, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’da kutsal sayıldığı için dinler arası hoşgörünün de bir sembolü olarak öne çıkıyor.