Eski Sovyetler Birliği döneminde, Aral Gölü'nü besleyen Seyhun (Siriderya) ve Ceyhun (Amuderya) ırmaklarının sularının büyük kısmının pamuk tarlalarına akıtılması sonucu 1960'lı yıllardan bu yana kurumaya başlayan Aral Gölü’nün yüzölçümü 9 kat küçülürken suyun seviyesi 3 kat, su hacmi ise 15 kat azaldı.
63 yılda derinliği 48 metre azaldı
1960 yılında 68 bin kilometrekare yüzölçümü ve 1083 kilometreküp su hacmine sahip Aral Gölü'nün uzunluğu 426 kilometre, eni 284 kilometre, en derin noktası ise 68 metreydi. Gölün yüzölçümü son yıllarda 8 bin kilometrekareye, su hacmi 75 kilometreküpe, en derin noktası ise 20 metreye düştü ve göl ikiye bölündü. Eski Sovyetler Birliği'nin, 1960-1990 yıllarında pamuk deposu olarak kullandığı Orta Asya'da pamuk üretimini artırmak amacıyla sulanan tarım arazilerini 4,5 milyon hektardan 7 milyon hektara çıkarması sonucunda bölgede suya olan talep artarken gölü besleyen Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının suları oldukça azaldı.
Aral Gölü'nün kuruyan dibinde Aralkum Çölü oluştu
Daha önce dünyanın dördüncü büyük gölü olarak bilinen ve Özbekistan ile Kazakistan arasında bulunan Aral Gölü, 2020 yılında eski kıyılarından 170 kilometreye kadar geri çekilirken suların çekildiği 60 bin kilometrekarelik alanda dünyanın en genç çölü olarak nitelendirilen Aralkum Çölü meydana geldi. Tuzlu kum tabakalarıyla kaplı çölden her sene kum fırtınalarında uçan yaklaşık 100 milyon ton tuzlu toz, bölgeyi büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya bıraktı.
Söz konusu tozlar, Orta Asya'nın tüm bölgelerine kadar yayılırken uzmanlar, bu tozlara Pamir Dağları'ndaki Orta Asya’nın en yüksek buzullarında bile rastlandığını belirtti. Aral Gölü’nün kurumasıyla bölgede ortaya çıkan toprak erozyonu ve hava kirliliği insan sağlığını, yaşam koşullarını ve çevreyi olumsuz yönde etkilerken yaklaşık 2 milyon nüfusun yaşadığı Aral Gölü havzasındaki çevre felaketi, halk arasında çeşitli hastalıkların yaygınlaşmasına ve bebek ölümlerinin artmasına da neden oldu. 1960'lı yıllarda Aral Gölü'nün kıyısındaki balıkçı kasabası Moynak'ta, tarım arazilerinin büyük oranda tuzlanması ve gölün kıyılarının 100 kilometreden fazla geri çekilmesi yüzünden tarım ve balıkçılık zarar gördü, daha iyi yaşam koşulları arayışına giren halkın bir kısmı ise diğer bölgelere göç etti.
Göldeki balıkların tamamı yok oldu
Aral Gölü havzasında 1960'lı yıllarda 300'den fazla bitki, 35 kuş, 23 diğer hayvan türü, Özbekistan'da ender görülen bitki ve hayvan türlerinin yer aldığı "Kırmızı Kitap"ta kayıt altına alınırken bu bitki, kuş ve hayvanların büyük bir kısmı yok olmuş, bir kısmı da göç etmiş bulunuyor. 1960'ta 34 balık türünün bulunduğu gölde o dönemde yılda ortalama 60 bin ton balık avlanırken gölün kurumasıyla suyun tuzlanma oranının 10 kat artması sonucunda göldeki balıkların neredeyse tamamı yok olmuş vaziyette.
Moynak'taki balık konservesi fabrikaları kapanarak harabeye dönüşürken balıkçı tekneleri, eski sahili gemi hurdalığına çevirdi. Suyun geri çekildiği alanlarda oluşan çölde develer gezer oldu. Gölün ortasında bulunan ve 1954-1990 yıllarında eski Sovyetler Birliği'nin 40'a yakın biyolojik silahı denediği Vozrojdenie (Diriliş) Adası ise suların çekilmesiyle karayla tamamen birleşti.
Aral Gölü'nün kuruyan dibinin ağaçlandırma çalışmaları başlatıldı
Kum ve toz fırtınaları bölge ülkelerinde her sene 100 milyon dolar değerinde maddi kayba yol açarken bölge ülkelerinde yürütülen Aral Gölü'nün kuruyan dibini ağaçlandırma çalışmaları sonucunda bu kaybın belirgin ölçüde azaltılması ve bölge nüfusu sağlığının iyileştirilmesi hedefleniyor. Son dönemde Özbekistan'da Aral Gölü'nün kuruyan havzasının ağaçlandırma çalışmaları başlatılırken bu çalışmalar sonucunda gölün tuz tabakayla kaplı kuruyan kısmının yeşillendirilmesi ve bunun sonucunda tozların bölgeye yayılmasının önlenmesi amaçlanıyor.
Bu amaçla 2017'de gölün kuruyan kısmında 70 kilometre boyunca 1000 metreye kadar genişlikteki "yeşil kuşak" oluşturulmasına yönelik başlatılan proje çerçevede bugüne kadar Aral Gölü'nün kuruyan kısmındaki 1 milyon 620 bin hektarlık alana ılgın ağaçları ve diğer çöl bitkileri dikilmiş bulunuyor. Bölgenin yeşillendirme çalışmaları kapsamında bu yıl yine 100 bin hektar alanda ağaçlandırma yapılması planlanırken ağaçlandırma projesinin 12 yıla kadar başarılı bir şekilde yürütülmesiyle Aral Gölü bölgesindeki çevresel durumun önemli ölçüde iyileştirilmesi öngörülüyor.
5 yıl aradan sonra ilk kez toplanıyorlar
1993'te Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan devlet başkanları tarafından bölgedeki çevre krizinin aşılması ve Aral Gölü havzasındaki sosyoekonomik durumun iyileştirilmesi amacıyla oluşturulan Uluslararası Aral Gölü'nü Kurtarma Fonu, kuruluşunun 30. yılını kutluyor. Her üye ülkenin 5 yıl boyunca dönem başkanlığını üstlendiği Uluslararası Aral Gölü’nü Kurtarma Fonu’nun Kurucu Ülkelerinin Devlet Başkanları Konseyi, bugüne kadar 10 kez toplandı.
Aral Gölü’nün kuruması ve bu felaketin doğurduğu olumsuz sonuçların giderilmesi amacıyla kurulan konseyin son toplantısı, 2018’de Türkmenistan’da yapıldı. Uluslararası Aral Gölü’nü Kurtarma Fonu’nun Kurucu Ülkelerinin Devlet Başkanlarının, 5 yıl aradan sonra bugün Tacikistan’da bir araya gelerek Orta Asya bölgesinin en büyük çevre felaketi olan Aral Gölü’nün kurumasıyla ilgili sorunları ele alması bekleniyor.
Kaynak: AA