Rusya yanı başında egemen, bağımsız ve bölünmemiş bir Ukrayna devletiyle barış içinde yaşayabilir mi, yoksa sıcak savaş kaçınılmaz mıdır? Uzun zamandır Doğu Avrupa’da belirleyici bir öneme sahip olan bu soru, Rus ordusunun Kırım’da ve Ukrayna’nın doğu sınırındaki muazzam yığınağıyla bir anda tekrar gündeme geldi. Otuz yıl önce Sovyetler Birliği’nin parçalanmasını kesin hale getiren sorun Ukrayna’nın bağımsızlığıydı. Diğer Sovyet cumhuriyetlerinden farklı olarak Ukrayna’nın bağımsızlık ilanı, ülke için varoluşsal bir tehdit oluşturuyordu. Sovyetler Birliği’nin kaderi, yani Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından “20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi” olarak anılan çöküş, Ukrayna’nın bağımsızlığıyla belirlenmişti.
Ukrayna-AB ilişkisi
Rusya, Sovyetlerin dağılmasından sonraki 20 yılda evvela kendi devletini ve kimliğini inşa etmeye odaklandı. Ancak Putin’in 2012 yılında üçüncü kez başkanlığa dönme kararıyla bu durum değişti (aslında Putin anayasa uyarınca yeniden seçilebilene kadar başkanlık koltuğuna kendisi yerine dostu Dmitri Medvedev bakmış, kendisi de bir dönem başbakanlık yapmıştı). Putin, şimdilerde Avrasya Birliği adı verilen revizyonist yolculuğa çıkmış durumda. Ukrayna ise bu süreçte Orta Avrupalı komşularıyla işbirliği kurmak adına güçlü bir irade gösterdi. AB-Ukrayna ticaret anlaşmalarından hiçbiri Ukrayna’nın Rusya ile yaptığı ticaret anlaşmasıyla çelişmiyordu. Ancak yeni anlaşmaları kabullenmeyen Kremlin, Ukrayna’nın zayıf ve mütereddit cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’e AB’ye yüz çevirmesi için baskı yapmaya başladı. Baskı sonucu çıkan halk ayaklanmasıyla Yanukoviç devrilerek Moskova’ya kaçtı, böylece 2014’teki savaş için zemin hazırlanmış oldu. Kremlin Ukrayna’yı sürekli baskı altında pes edecek bir devlet olarak görüyordu. Ukrayna’nın gerçek bir ülke olmadığı fikrine sarılan Kremlin, 2014 yılı başında Kırım işgalinin Ukrayna’nın çöküşünü hızlandıracağına inanıyor gibiydi. Beklenti, Rusya’nın bu sayede Ukrayna’nın doğu ve batısında Yeni Rusya (Novorossiya) adlı bölgeyi kendine alabileceği yönündeydi. Rusya bu büyük emeller doğrultusunda bölgeye isyancı, “gönüllü” ve silahkonuşlandırmaya başladı; aynı anda Ukraynalıları birbirine düşürmek için devasa bir dezenformasyon harekâtı yürüttü. Ancak bu çaba başarısız oldu. Kremlin, Ukrayna’yı bölmek yerine ülke halkını eşi görülmemiş ölçüde birleştirmeyi başardı. 2014 yılında, Rusya Ukrayna’nın Donbas bölgesindeki ayrılıkçı tabyalarını kurtarmak için düzenli ordusundan muharebe taburları göndermek zorunda kaldı.