22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 14.10.2022 04:30 | Son Güncelleme: 15.10.2022 18:49

‘Saçlarımıza uzanan tüm elleri keseceğiz’

İstanbul’daki protestolarda makasla saçlarını keserek öne çıkan İranlı Nasibe Shamsaei, Tahran yönetimine meydan okuyor: “Otoriterliğin ve tiranlığın daha fazla kurbanı olmayacağız”
Nasibe Shamsaei, İstanbul’da İran Konsolosluğu önündeki protesto gösterisinde saçlarını böyle keserek simge oldu...
Nasibe Shamsaei, İstanbul’da İran Konsolosluğu önündeki protesto gösterisinde saçlarını böyle keserek simge oldu...

Başörtüsünü İran rejiminin belirlediği kurallara göre takmadığı için gözaltına alındığı polis karakolunda hayatını kaybeden 22 yaşındaki Masha Amini’nin ardından başlayan protestolar dinmek bilmiyor. Her gün dünyanın dört bir yanındaki kadınlar, İran’da rejime direnen hemcinslerine destek vermek için saçlarından bir tutam kesiyor. İstanbul’da İran Konsolosluğu önündeki gösterilerde İranlı Nasibe Shamsaei, saçlarını kesen ilk kadınlardan biri oldu. Oksijen, Nasibe Shamsaei’yi buldu. Güvenlik gerekçesiyle yüz yüze röportaj vermek istemedi, sorularımızı yazılı olarak yanıtlamayı tercih etti.

3 yıl önce Türkiye’ye gelmiş

Mühendis, mimar, ressam, tasarımcı ve aynı zamanda sanatçı olan 38 yaşındaki Nasibe Shamsaei’nin Türkiye hikayesi 3 yıl önce başlıyor. İran’da başörtüsü kurallarına uymadığı için hakkında soruşturma başlatılmış. Ardından katıldığı bir protesto gösterisi nedeniyle yargılanmış ve 12 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Çareyi 3 yıl önce Türkiye’ye kaçmakta bulmuş. 3 gün, 3 gece süren zorlu bir yolculuğun sonunda Türkiye’ye gelmiş. O günden beri İstanbul’da olan Nasibe Shamsaei, hikayesini ve saçlarını neden kestiğini anlattı. 

Nasibe Shamsaei

“2017 Aralık’ta Beyaz Çarşambalar hareketi başladı. Kadınlar Instagram’da ‘Beyaz Çarşambalar’ etiketiyle eşarpsız veya beyaz başörtülü fotoğraflarını paylaşmaya başladılar. Ardından 2018’de Tahran’da üniversitelerin bulunduğu İnkılab Caddesi eylemlerin merkezi oldu. Vida Muvahhid, bir ağaç dalının ucuna astığı başörtüsüyle eylem yaptı. Ben de o eylemlere katıldım, kadınların özgürlüğünü sembolize eden beyaz bayrağı taşıdım. Basın bize ‘İnkilab Caddesi Kızları’ adını verdi. Önce Toçal Dağı’nda, sonra da Orta Doğu’nun en yüksek doruğu olan Demavend’de bayrağı dalgalandırdım. İnkılab Caddesi’nde başörtüsü takmadan yürüdüm. Kadınlar arasında farkındalık ve birlikteliği güçlendirmek için metroda beyaz çiçekler dağıttık.”

15 gün hücre hapsinde kaldım

“Yeni değerler yaratmak, kuralları ve normları değiştirmek için harekete geçtik. Kadınlar için en temel sosyal haklardan birini, yani kıyafet özgürlüğü hakkını talep ettik. Hedefimiz binlerce zorluktan kaynaklanan sosyal eşitsizliği ortadan kaldırmaktı. Fakat başörtüsü zorunluluğu baskısını protesto ettiğim için bir gün güvenlik güçleri evime geldi ve beni şiddet kullanarak tutukladılar. Sorgular sırasında psikolojik işkenceye maruz bırakıldım. 15 gün boyunca hücre hapsinde tutuldum.”

İnsan haklarına karşı kararlarıyla ünlü yargıç Moghiseh'in karşısına çıkışını “12 yıl hapis cezasına çarptırıldım. 6 ay sonra davamın tekrar görülmesi ve cezamın 12 yıl hapis olarak onanmasıyla şartlı salıverildim. İran’ı terk etmem gerektiğini o zaman anladım, Türkiye’ye üç gün ve gece boyunca süren çok zor koşullarda kara sınırından giriş yaptım. 3 yıldır buradayım" cümleleriyle anlatan Shamsaei, şöyle devam etti:

“Devrim’in başlangıcında çarşaf giymeyenler hakarete uğrar ve dövülürdü. Ama zamanla kadınlar örtülerini değiştirmeye başladılar. Tesettür sadece başa takılan ve saçları çok fazla göstermeyecek bir şeye dönüştü. Ama buradaki ölçü yine de örtünmeyi kontrol etmekle görevlendirilenlerin isteğine göre şekilleniyordu.”
Shamsaei, kıyafetleri yüzünden gözaltına alınan bir kişinin İran'da karşı karşıya kaldığı süreci ise şöyle anlattı: “Gözaltına alınan kişi nezarethanede tutulur ve hakkında dava açılır. Bu andan itibaren kadınlar nasıl örtüneceklerini öğrenmeleri için zorunlu olarak eğitim sınıflarına gönderilirler. Eğitime direnen veya karşı çıkanlar dövülür. Sınıfa katılım göstermezseniz tahmin edilemeyecek derecede kötü şeyler başınıza gelir. Tıpkı Mahsa Amini’ye yaptıkları gibi. Ben 3 yıldır İran’da değilim. O süreçte bahsettikleri bu ‘eğitim’ programı yoktu. Başörtüsü zorunluluğuna birkaç defa karşı gelirseniz daha ağır cezalarla yüzleşmek zorunda kalırsınız.”

Shamsaei'nin İran'da bugün yaşanan protestolara dair fikirleri de var. Tablonun derinlerinde görünenden çok farklı ayrıntılar olduğunu savunan Shamsaei "Bu insanlar yalnızca tesettür baskısına karşı çıkan insanlar değil. Protestocuların arasında başörtülü insanlara da rastlanıyor. Halk hükümetin yozlaşmışlığını, İran’ın zenginliklerinin talan edilmesini ve vatandaşların yoksulluğa itilmesini protesto ediyor. İran halkının protestosu yalnızca başörtüsü baskısına karşı değil, bu hükümetin bütün politika ve kanunlarına karşı” görüşünü dile getiriyor. Saçlarını kesmesinin nedeninin de "bu zalim hükümete duyduğu öfke olduğunu" söyleyen Shamsaei şöyle devam ediyor:

İnsanlarımın yanında duruyorum

"Hükümetin Mahsa Amini’nin ve diğer bütün İranlı kadınların üstünde baskı kurmasına neden olan saçlarımızı kestik. Aynı şekilde bedenlerimiz üzerinde söz sahibi olmaya çalışan, saçlarımızın görünüp görünmeyeceğine karar veren hükümetin saçlarımıza uzanan ellerini de keseceğiz.

Eylemler dünyanın dört bir yanından kadınların nasıl birleşebildiklerini de ispatlıyor. Otoriterliğin ve tiranlığın daha fazla kurbanı olmayacağız. Yaptığım her şeyle zorunlu olarak sürgün hayatı yaşarken ülkemin insanlarının yanında durmaya çalıştım. Sokaklarda protesto yaparken üstlerine ateş açılarak katledilen kadınların ve erkeklerin yanında olmak istedim.” ∙