22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.10.2024 09:00 | Son Güncelleme: 19.10.2024 09:03

Scholz'un çantasında göçmen anlaşması var

AB, aşırı sağın yükselişi ile göç konusundaki tutumlarını sertleştiriyor. Brüksel, komşu ülkelerde geri gönderme merkezleri kurulması ihtimali üzerinde duruyor. Dışişleri kaynakları ise “Biz bu masada olmayacağız” diyor
Almanya Başbakanı, ülkesinde göçmen tartışmasının alevlendiği günlerde Türkiye’ye geliyor. Fotoğraf: Getty Images
Almanya Başbakanı, ülkesinde göçmen tartışmasının alevlendiği günlerde Türkiye’ye geliyor. Fotoğraf: Getty Images

Avrupa Birliği’nin şu aralar gündemi ne diye sorarsanız alacağınız yanıt “göçmenler, göçmenler ve göçmenler” olacaktır. Birçok üye ülkede aşırı sağ güç kazanmaya devam ederken ana akım partiler seçmenini koruyabilmek için göçmen karşıtı daha sert politikalara yöneliyor. Aşırı sağ ve popülist partilerin iktidarda olduğu üye ülkeler de bu durumu fırsat bilerek düzensiz göç konusunda Avrupa Birliği Komisyonu üzerindeki baskısını artırıyor. Tüm bu gelişmeler, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in Avrupa başkentlerine “AB dışında sığınma başvurusu reddedilenler için geri gönderme merkezleri kurma fikri üzerinde durmalıyız” dediği bir mektup göndermesiyle sonuçlandı.

Göçmen politikalarıyla ilgili olarak bunalımı en çok hisseden ülkelerden biri de Almanya. 1 Eylül’de yapılan yerel seçimlerde aşırı sağcı AfD’nin Thuringia’da birinci parti, Saksonya’da ise ikinci parti olması Sosyal Demokratlar liderliğindeki iktidar koalisyonunu paniğe sürükledi. Yeşiller ile liberal görüşlü Hür Demokratların da bulunduğu koalisyonun bileşenleri, gelecek yıl yapılacak genel seçimlerden önce hızla kan kaybediyor. Sosyal Demokrat Parti, Almanya’nın birinci partisi olarak konumunu tekrar muhafazakar Hristiyan Demokrat Parti’ye devredecek gibi. Bu sebeple iktidar bileşenleri, sıklıkla düzensiz göçle ilgili adımlar attıklarına dair mesajlar vererek oy kaybını önlemeye çalışıyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 19 Ekim’de böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye’ye geliyor.

Scholz’un çantasında göç anlaşması var

Scholz’un Türkiye’ye giderken en önemli hedefi, ülkesine döndüğünde aşırı sağa yatkın seçmene “kazanım” olarak sunabileceği, göçle ilgili bir anlaşma sağlamak olacak. TEPAV AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Almanya’nın Türkiye’yle mülteciler konusunda bir işbirliği anlaşması imzalamak isteyeceğini, daha sonra da AB’nin Ankara’yla bir göçmen anlaşması yapmayı gündeme getirebileceğini ifade etti. AB’nin mevcut hedefinin sığınma başvurusu reddedilenleri AB ülkelerinin dışında tutmak. Brüksel, bunun için mahallesindeki AB üyesi olmayan ülkeleri göçmenleri tutma konusunda ikna etmeye çalışıyor. Son olarak medyaya AB’nin Batı Balkanlar’da göçmen merkezleri oluşturmayı düşündüğüne dair haberler yansıdı. Bunun ötesinde AB; düzensiz göçü önlemek için Mısır, Moritanya ve Tunus gibi ülkelerle anlaşmalar imzaladı. Arısan’a göre AB, bu listeye Türkiye’yi de eklemek isteyebilir. Türkiye ve AB arasında 2016’dan kalma bir göçmen anlaşması bulunuyor, ama AB uzun süredir bunu güncellemek istiyordu.

AB de Almanya da yükselen aşırı sağı dizginlemek için göçmenler konusunda Ankara’nın kapısını çalacak. Eralp’e göre Türkiye, vize kolaylığı ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi karşı adımlar isteyebilir

Eralp’e göre Türkiye Almanya’dan ve AB’den göçmenlerle ilgili atılacak herhangi bir adım için vize kolaylığı ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi karşı adımlar isteyecek, ihtiyacı olsa da sadece para teklif edilmesini yeterli bulmayacak. Türkiye’nin Almanya’dan en önemli isteklerinden biri de Eurofighter savaş uçakları. Almanya, Türkiye’nin 2019’da Suriye’nin kuzeyine düzenlediği Barış Pınarı Harekatı’ndan sonra Ankara’ya adı konmamış bir silah ambargosu uyguluyordu. Ancak Berlin, bölgedeki savaşların etkisiyle değişen jeopolitik gerçekliği de göz önünde bulundurarak tutumunu yumuşattı ve Türkiye’nin Eurofighter talebinin karşılanabileceğinin sinyallerini verdi. Almanya ile yapılacak herhangi bir anlaşma durumunda Türkiye, Eurofighter’ların İngilizce deyimiyle “sweetener” (tatlandırıcı) olarak dahil edilmesini isteyebilir.
Ankara, Almanya’nın Gazze ve Orta Doğu’da fazlasıyla İsrail yanlısı bir tutum sergilemesinden de oldukça rahatsız. Erdoğan geçen sene kasım ayında Berlin’e gittiğinde Scholz’un yanında “Biz Holokost cenderesinden geçmedik, İsrail’e borçlu olsak bu kadar rahat konuşamazdık” diyerek Berlin’in bu desteğinin sebebinin Nazi Almanyası’nın gerçekleştirdiği Yahudi soykırımı olduğuna işaret etmişti.

“Afrika’da bir ülke bulsunlar”

Öte yandan Oksijen’e konuşan Dışişleri kaynakları, Ankara’nın ne Almanya’nın ne de AB’nin üçüncü ülke vatandaşı göçmenlerin Türkiye’ye gönderilmesiyle ilgili yeni bir anlaşma talebini kabul etmeyeceğini söyledi. Kaynak, “Bir Afrika ülkesiyle anlaşmaları gerekecek. Biz bir üçüncü dünya ülkesi değiliz, göçmenleri bize göndermeleri söz konusu olamaz” dedi.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, geçen hafta “Türkiye’ye dönüşlerin hızlanacağına” dair açıklamalarda bulunmuş, bu ifadeler Türkiye’de yanlış çevirilerin de etkisiyle tartışmalara neden olmuştu. Bakanın ifadesi aslında sığınma başvurusu reddedilen Türk vatandaşlarıyla ilgiliydi. Aynı günlerde Frankfurter Allgemeine (FAZ) kaynaklı “Yüzlerce sığınmacı Türkiye’ye sınırdışı edilecek” başlıklı haberde Türklerin uçaklara bindirilerek Türkiye’ye topluca sınırdışı edileceği iddia ediliyordu.

Ankara, Almanya’da hükümet bileşenlerinin oy kaybını durdurmak için sıklıkla Türkiye ile ilgili açıklamalarda bulunduğunu düşünüyor ve bundan rahatsız. Dışişleri kaynaklarına göre bu durum ilişkilere zarar veriyor

Dışişleri kaynakları Türkiye’nin iltica talebi reddedilen vatandaşlarını geri almakla ilgili bir problemi olmadığını söylerken, toplu sınırdışıların asla kendileri nezdinde kabul görecek bir şey olmadığını söyledi. Kaynaklar, geri dönüş işlemlerinin teker teker değerlendirildiğini belirtti.

Kaynaklar, “Biz bu tür pazarlıklara girmiyoruz. Almanya’da hükümet iç politikaya yönelik mesajlar vermek için bu tür söylemlerde bulunuyor. Bu Türkiye-Almanya ilişkileri için faydalı değil” dedi. Ankara’da da Almanya hükümet kaynaklarının basına bu yönde haberler sızdırmasının sebebinin kendi kamuoyuna bir mesaj vermek olduğu görüşü hakim. Almanya’da Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Liberal Demokratlar’dan oluşan iktidar koalisyonu, özellikle Thuringia ve Saksonya’daki yerel seçimlerde etkisini gösteren aşırı sağcı dalgadan endişelenmiş durumda. İktidar ortaklarının bu tür haberlerle göçmenlerden rahatsızlık duydukları için aşırı sağa yönelen seçmenleri geri kazanmayı hedeflediği düşünülüyor.

Dışişleri kaynakları, Almanya’nın Türkiye’nin Eurofighter talebini değerlendirmeye devam ettiğini de vurguladı.

İkiyüzlülük eleştirileri

AB’nin göçmenlerle ilgili giderek sertleşen tutumu, kurumun sert eleştirilerin hedefinde olmasına da sebep oluyor.

Geçen hafta 8 yayının işbirliğinde Lighthouse Reports üzerinden yayımlanan bir araştırmada AB’nin Türkiye’ye sağladığı fonların göçmenlerin Suriye ve Afganistan’a zorla sınırdışı edilmesinde kullanıldığı belirtilmişti. Araştırma için değerlendirmede bulunan kaynaklar AB’nin durumdan haberdar olduğunu ancak sessiz kalmayı tercih ettiğini ifade etmişti.

Eralp de AB’nin Mısır, Moritanya ve Tunus’la yaptığı göç anlaşmalarına ithafen, “Bu imzalar, ülkelerin göçmenlere nasıl davrandığına bakılmadan atılıyor. AB, mülteciler konusunda kendi değerlerinden uzaklaştı” dedi.