Rusya lider Vladimir Putin'in geçen hafta Ukrayna'daki savaşı için Rus yedek askerlerine kısmi seferberlik ilan etti. Bu kararın ardından on binlerce erkek ülkeden ayrılmaya başladı. Daha önce işgale kayıtsız kalan veya savaşın sessiz muhalifleri için seferberlik kararı savaşın acımasız gerçeğini onlara yansıtan bir karar oldu.
En az 180 bin Rus kaçtı
Normalde muhalefeti kışkırtma konusunda temkinli olan Putin, Mart ayında Rusları savaşmak için seferber etmeyeceğine söz verdi. Ancak, Rusya'nın Harkov bölgesinde geri çekilmesi ve Ukrayna'daki büyük aksiliklerden sonra, bu sözünü tutmadı. Tam sayı muhtemelen çok daha yüksek ancak sadece üç komşu ülkeye 180 bin Rus kaçtı. Bu durum Kremlin’in savaşı sürdürebilmesi hakkında da soruları gündeme getirdi. Putin hükümetinin getirdiği kısıtlamalardan kaçarak sınırı geçen Rusların sayısı arttıkça, ülkeye yabancılaşma ve huzursuzluk yayılıyor.
Kazakistan İçişleri Bakanlığı'na göre Putin'in 21 Eylül'deki çağrıyı açıklamasından bu yana yaklaşık 100 bin Rus ülkelerine giriş yaptı. Bu süre içinde günde yaklaşık 10 bin kişi de Gürcistan’a geçti. Oradaki yetkililerin söylediğine göre bu rakam seferberlik açıklamasından öncekinin iki katı. Binlercesi, Ruslar için her zaman popüler bir turizm merkezi olan ve şimdi de sürgünler için bir merkez olan Türkiye'ye uçtu. Birçok insan, uçaklarda yer bulmak için binlerce dolar ödedi.
Washington Post muhabirleri, ülkelerini terk ederek işlerini, evlerini, ailelerini geride bırakmak zorunda kalan Ruslarla konuştu.
"Görev hayatımızı kurtarmak"
42 yaşındaki Rus inşaat işçisi, Ukrayna'daki çatışmalardan kaçmak için dört gün içinde iki ülkeye birden uçtu, biletlere o kadar çok para harcadı ve her şey o kadar hızlı oldu ki her şeyini geride bıraktı. Sonunda kendini güvende olduğu Türkiye'de buldu. Salı günü havaalanında oturup nefes almak için durduğunda, bir sonraki adımda nereye gideceğine dair hiçbir fikri olmadığını fark etti. Ama belki de önemli değildi. “Asıl görev hayatımızı kurtarmak” diye düşündü. Rusya’dan kaçan erkeklerin çoğu sonra ne yapacağını bilmiyor.
Konuşulan diğer kişiler gibi isminin açıklanmasını istenmeye inşaat işçisi 23 Eylül'de Rusya'nın Soçi kentinden Tacikistan'a ve ardından Özbekistan'a uçtu. Salı sabahı erken saatlerde İstanbul'a uçtu ve buradan uzun zamandır Ruslar’ın favorisi olan Türkiye'nin güneyindeki tatil beldesi Antalya'ya seyahat etmeyi planlıyordu. İşten eve geldiğinde kendisini askere çağıran bir mektup almayı beklemediğini söyleyen Rus işçi, “Hükümetimi desteklemiyorum ama durumu değiştirmek için hiçbir şey yapamam. Onlardan başka bir görüşünüz varsa ve bunu protesto ederseniz veya yazarsanız hapse girersiniz” dedi. Kaçan diğer erkekler gibi o da geride kalan aile üyeleri için endişeleniyor.
"İnsanları öldüremem"
Salı günü İstanbul'a gelen 32 yaşındaki bir adam, eşini ve 1 yaşındaki oğlunu geride bıraktığını söyledi. Rusya'da doğduğunu ve tüm hayatını yaşadığını söyleyen etnik bir Ukraynalı olan adam, "Tabii ki çok zor bir karardı" dedi. Hükümetin erkekleri kitlesel olarak askere aldığını söyleyen adam, “Başka bir seçeneğim yoktu. Ukrayna'da savaşa gidip insanları öldüremem. Ve eğer kalırsam, başka seçeneğim yoktu” diye konuştu.
Kazakistan'a seyahat eden Rusların çoğu için ilk durak, havaalanına sahip en yakın Rus şehri olan Samara'nın 160 mil güneyinde bulunan Kazak şehri Oral. Yerel bir araştırmacı gazeteci olan Lukpan Akhmedyarov, Rus bir kadını ve 19 yaşındaki oğlunu dairesine aldığını, oteller ve kiralık dairelerin dolu olduğunu söyledi.
Akhmedyarov, “Şehir, ellerinde cep telefonlarıyla dolaşan, çantalarını sürükleyen asker yaştaki binlerce Rus gençle dolu. Hepsi çok şaşkın ve kaybolmuş görünüyor. Kendisi için çok beklenmedik bir şey yapmış ve ne yapacağını bilemeyen birine benziyorlar. Mutlu görünmüyorlar. Çok, çok sessizler” ifadelerini kullandı.
Kazakistan'da gönüllüler yardım ediyor
Akhmedyarov ayrıca gönüllülerin oluşturduğu bir grubun, tren istasyonunun yakınında bir karşılama çadırı kurduğunu ve yeni gelen Ruslara ücretsiz SIM kartları, yemek, su ve sıcak içecekler sunduğunu anlattı. Bütün gece açık olan yerel bir cafeler ise gidecek başka bir yeri olmayan Rusların kalmasına izin veriyor. Akhmedyarov’un anlattığına göre kasabada bulunan sinemada aynısını yaptı ve her gece orada 200 kişi kalıyor. Bazıları ise bir camide uyuyorlar.
Yeni gelenlerin çoğu seferberliğin duyurulmasından sonraki ilk iki gün sadece birkaç saatle karşılaştırıldığında, sınırda üç gün araba kuyruğunda geçirmek zorunda kaldı. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev salı günü yaptığı açıklamada, ülkesinin kaçan Rusları memnuniyetle karşılayacağını, durumlarını umutsuz olarak nitelendirerek ayrılmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Seferberlik duyurusunun ardından kaçan bazı Ruslar, daha erken ayrılmayı düşündüklerini, ancak durumun düzeleceğini umarak önce para biriktirmeye karar verdiklerini de anlattı. Diğerleri, aileden ve evden süresiz olarak ayrılmayla sonuçlanacak bir kararı ertelediler.
"Yakalayabileceklerini alacaklar"
33 yaşındaki bir film yapımcısı, Rusya'nın ekonomisi kötüleşirken ve çatışma tehdidi baş gösterirken, kendisi ve eşinin savaştan önce ayrılmaya karar verdiklerini anlattı. Karısının akrabaları Kiev yakınlarında Rus bombardımanı altında yaşıyordu ve çift, Moskova'nın Naziler olarak adlandırdığı kişileri Ukrayna'dan göndermeye yönelik propagandasına tepki gösterdi. Ancak seferberlik ilanından sonra işler değişti. Yapımcı çağrılması planlananlar arasında değildi ancak “Yakalayabileceklerini alacaklarını anladık” dedi.
Seferberlik duyurusunun yapıldığı gün Moskova'dan 26 yaşındaki teknisyen Sergei pasaportunu ve temel kıyafetlerini bir çantaya attı, arkadaşlarından borç para aldı, bir uçak bileti aldı ve doğruca Moskova havaalanına gitti.
Ülkeden ilk ayrılanlardan biriydi. Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te iş arayan Sergei, “Tamamen şoktaydım. Elbette hükümetimizin öngörülemez olduğunu biliyordum ama seferberliğin olmayacağını umuyordum. İçimde bir hüzün ve şaşkınlık duygusu vardı. Şimdi umarım Rusya'da olan arkadaşlarımdan hiçbiri askere alınmaz. Onlar için gerçekten korkuyorum” diye konuştu. Sergei, Rusya’dan kaçanların çok azının ileride ülkelerine döneceğini düşündüğünü söyledi ve bu durumun ülkeyi yıllarca etkileyeceğini tahmin ettiğini belirtti.