Rus ve İran güçleri tarafından desteklenen Suriye lideri Esad, Arap Baharı ayaklanmalarının Mısır, Tunus ve Yemen liderlerini devirdiği gibi, dönemin Arap Birliği başkanının diktatörü devireceğini öngördüğü bir iç savaşın başlamasının üzerinden geçen 10 yılın ardından ülkenin büyük bir bölümünde isyancıları bastırmıştı.
Arapları motive eden üç başka faktör daha vardı. Birincisi, Suriye dünyanın dört bir yanına ama en çok da Suudi Arabistan ve Ürdün'e amfetamin ihraç eden bir narko-devlete dönüşmüş ve buralarda uyuşturucu salgınlarına yol açmıştı. İkincisi, Lübnan, Ürdün ve Türkiye'deki mülteci kamplarındaki Suriyelinin evlerine dönmesi gerekiyordu. Zira bu ülkeler artık onlara ev sahipliği yapmanın maliyetini karşılayamazdı. Bir de Esad'ın muhalefeti vardı. Kuzeydoğuda, ABD'nin desteklediği ve Türkiye'nin karşı çıktığı Kürt liderliğindeki bir milis gücü hakim. Türkiye destekli gruplar sınırın bazı bölgelerini kontrol ediyor ve en büyük isyancı grup olan cihatçı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) İdlib şehrini kontrol ediyor.
Her türden İslamcıya karşı olan Arap hükümetleri için artık destekleyebilecekleri bir muhalefet kalmamıştı. ABD, Arap Birliği'nin hamlesini reddetti ama engellemek için çok az şey yaptı. Akıllarının bir köşesinde mülteci sorunu olan Avrupa ülkeleri, Suudi Arabistan ve diğerlerinin Suriye'nin yeniden inşasına başlanabilmesi için bu ülkeye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki özel çağrılarını dikkate aldılar. Arap hükümetlerinin Esad'ı kucaklamayı yeniden gözden geçireceklerine dair şimdilik bir işaret yok. Ancak isyancıların hafta sonu Suriye'nin ikinci büyük kenti Halep'i ele geçirmesinin ardından Esad'ın ülke üzerindeki hakimiyeti daha da zayıflamış görünüyor.
Saldırıya karşı temkinli olacaklar
Yakınları Esad rejimi tarafından öldürülen pek çok Suriyeli ve ülkeden kaçan, ölmekten ya da hapse girmekten korkan yüz binlerce kişi bu saldırıya sevindi. Hıristiyanlar ve Dürzilerin yanı sıra Esad'ın azınlık Alevi mezhebini de içeren çok dinli ülkedeki azınlıklar da dahil olmak üzere diğerleri, son saldırıya karşı temkinli olacaklar. Tıpkı işgalci isyancılar tarafından rejim destekçisi ya da savaşçısı olarak algılanabilecek herhangi bir Suriyeli gibi. HTŞ lideri Ebu Muhammed El Colani, savaşçılarına sivillerin ve teslim olan rejim askerlerinin güvenliğini garanti altına almaları talimatını verdi ancak yakalanan askerlerin infaz edildiğine dair görüntüler çoktan yayıldı.
Suriye'deki büyük oyun (bir yanda Rusya ve İran'ı diğer yanda ABD, İsrail ve Batılı ülkeleri karşı karşıya getiren mücadele) yeni bir boyut kazandı. Rusya ve İran Esad rejiminin desteklenmesine yardımcı olmuştu ve isyancıların saldırısının zamanlaması tesadüf değildi. Rusya jetlerini ve askerlerini Ukrayna'ya yönlendirirken, İran'ın Suriye'deki güçleri ve vekil milisleri geçtiğimiz yıl İsrail'in tekrarlanan hava saldırılarıyla zayıflatıldı. İran'ın Esad'ın zaferlerini güçlendiren iki varlığı ortadan kalktı. Suriye'deki İran güçlerini denetleyen ve savaş taktiklerini yöneten general Kasım Süleymani 2020'de bir ABD insansız hava aracı saldırısında öldürüldü. Yerine geçen İsmail Kaani onun yerini asla dolduramadı. Diğeri, Lübnanlı milis gücü Hizbullah, isyancıların harekâta başladığı çarşamba günü ateşkesle sonuçlanan İsrail saldırısına karşı hayatta kalma mücadelesi veriyordu.
Misilleme hazırlığı içindeler
Saldırı Rusları ve İranlıları hazırlıksız yakaladı ama onlar da bir geri dönüş hazırlığı içindeler. Suriye her ikisi için de savaşmadan düşmesine izin vermeyecekleri kadar önemli. Esad'ı destekleme kampanyasına 2015'te başlayan Rusya için Suriye, NATO'nun Akdeniz'deki arka bahçesinde askeri üsler sağladı ve Libya ile Afrika'nın ötesine yayılmak için vazgeçilmez bir lojistik merkez görevi gördü. Her ne kadar zayıflamış ve Ukrayna ile meşgul olsa da Rusya hala Esad'a takviye güç gönderme kapasitesine sahip ve ülkede kalan jetleri Halep ve İdlib'de hava saldırıları düzenlemeye başladı bile. İran için Suriye, stratejik derinlik olarak gördüğü, ezeli rakibi İsrail'e karşı bir cephe hattı ve İran'ı Lübnan'daki Hizbullah'a bağlayan bir ülke. Binlerce İranlı milis ve onlarca subay Suriye'de öldü ve Tahran bu topraklardan kolay kolay vazgeçmeyecektir.
Suriye halkı için daha fazla acı
Tüm bunlar, Arap hükümetlerinin halklarını isyan ya da muhalefete karşı uyarmak için ibretlik bir hikaye haline gelen Suriye halkı için daha fazla ölüm ve acının habercisi. İç savaş son birkaç yıldır durgunlaşmadan önce 500.000 kişinin ölümüne ve milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden olmuştu. Yenilenen çatışmalar cephe hatlarını hızla değiştirdi ancak bunun savaşı çözüme yaklaştırıp yaklaştırmadığı belirsiz.