Avrupa hükümetleri ve AB liderliği yasadışı göçü engellemek için seçmen baskısına yanıt vermekte zorlanırken, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni harekete geçti. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile yaptığı anlaşma sayesinde, hükümeti Tiran'ın kuzeyinde, denizde yakalanan yılda 36,000 kadar göçmeni hızlı bir şekilde alıkoymak ve geri göndermeye hazırlanmak için bir merkez inşa etti. Avrupalı liderler diğer Balkan ülkelerinin de açık deniz merkezleri açıp açamayacağını öğrenmek için çabaladı. Plan, Meloni'ye Macaristan'ın Viktor Orban'ı gibi aşırı sağcı liderlerin yanı sıra, insani yardım grupları bu kavramı tehlikeli bulsa da “AB dışında geri dönüş merkezleri” fikrini onaylayan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in de övgüsünü kazandırdı.
İtalya'nın güvenli olduğunu düşündüğü 19 ülkeden gelen göçmenleri Arnavutluk'a gönderme planının, AB Adalet Divanı'nın güvenli ülke tanımını daraltma kararına ters düşmesi bu nedenle ironiktir. Roma'daki yargıçlar, Lüksemburg'daki mahkeme aylar sürebilecek güvenlik tanımını daha net bir şekilde açıklayana kadar göçmenlerin Arnavutluk'a gönderilmesini durdurdu.
Mücadele çok sert geçebilir
Salı günü Elon Musk, X'te “Bu yargıçların gitmesi gerekiyor” şeklinde bir paylaşım yaparak İtalyan yargıçlara yönelik bir saldırıyla tartışmaya dahil oldu. Ancak Musk neye inanırsa inansın Meloni, İtalyan seçmenlerin göçmenler konusundaki hukuki mücadelesine vereceği tepkiyle ilgilenecektir. Eğer göç politikası sekteye uğradıkça popülaritesinin azalacağından endişe ediyorsa, İtalya'nın yargısına karşı topyekûn bir savaş açmaya ve göçle ilgili kararların yargıçlar tarafından değil hükümetler tarafından alınması gerektiğini savunarak suçu onların üzerine atmaya teşvik edilebilir. Mahkemelerle bir restleşme yaşanırsa İtalya, eski başbakan Silvio Berlusconi'nin iş anlaşmalarını soruşturan yargıçlara düzenli olarak saldırdığı günlere geri dönebilir. Ancak bu kez mücadele çok daha sert geçebilir.